vigorous - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
vigorous güçlü adj.
  • People demand vigorous and determined efforts when it comes to solving these problems.
  • İnsanlar bu sorunların çözümü konusunda güçlü ve kararlı çabalar talep ediyor.
  • Vigorous measures to combat terrorism and serious crime are now required.
  • Artık terörizm ve ciddi suçlarla mücadele için güçlü tedbirler alınması gerekmektedir.
  • In these respects, the Commission’s proposal was clear and vigorous.
  • Bu açılardan, Komisyon'un teklifi açık ve güçlüdür.
Show More (18)
vigorous dinç adj.
  • My grandmother is still vigorous at 82 years old.
  • Büyükannem 82 yaşında hala dinç.
  • Paul is more vigorous than Marc.
  • Paul, Marc'tan daha dinçtir.
  • I may be plump, but I'm vigorous.
  • Tombul olabilirim ama dinçimdir.
Show More (3)
vigorous kuvvetli adj.
  • You will be more vigorous if you exercise.
  • Egzersiz yaparsan daha kuvvetli olacaksın.
Show More (-2)
vigorous hareketli adj.
  • Vigorous exercise makes you sweat.
  • Hareketli egzersizler insanı terletir.
Show More (-2)