1 |
vile |
iğrenç |
adj. |
|
- That was a vile thing to do.
- Bu yapılacak en iğrenç şeydi.
- He's vile.
- O iğrenç biri.
- The odor in that room was vile.
- O odadaki koku iğrençti.
- What vile behavior!
- Ne iğrenç davranış!
Show More (2)
|
2 |
vile |
aşağılık |
adj. |
|
- He is a vile despot and we must cease all links with him and his regime.
- O aşağılık bir despottur ve onunla ve rejimiyle olan tüm bağlantılarımızı kesmeliyiz.
- What vile behavior!
- Ne aşağılık bir davranış!
- Killing people while they pray is the most vile thing imaginable.
- İnsanları dua ederken öldürmek hayal edilebilecek en aşağılık şeydir.
- Killing people while they pray is the most vile thing imaginable.
- İnsanları ibadet ederken katletmek akla gelebilecek en aşağılık şey.
Show More (1)
|
3 |
vile |
alçakça |
adj. |
|
- Terrorist acts are always vile and in this instance the attack also was clearly targeted.
- Terör eylemleri her zaman alçakçadır ve bu olayda da saldırı açıkça hedef gözetilerek gerçekleştirilmiştir.
- Killing people while they pray is the most vile thing imaginable.
- İnsanları dua ederken öldürmek akla gelebilecek en alçakça şey.
Show More (-1)
|
4 |
vile |
berbat |
adj. |
|
- The odor in that room was vile.
- O odadaki koku berbattı.
Show More (-2)
|
5 |
vile |
alçak |
adj. |
|
- Wisdom and goodness to the vile seem vile.
- Alçaklara bilgelik ve iyilik alçakça görünür.
Show More (-2)
|