warden - İngilizce Türkçe Cümleler
İngilizce Türkçe
warden hapishane müdürü n.
  • The warden was accepting money for letting the prisoners use his phone.
  • Hapishane müdürü, telefonunu kullanmaları için mahkumlardan para alıyordu.
  • Mary was a prison warden for ten years.
  • Mary on yıl hapishane müdürlüğü yaptı.
  • Tom was a prison warden for three years.
  • Tom üç yıl hapishane müdürlüğü yaptı.
Show More (7)
warden müdür n.
  • I don't think I need a warden's permission to see my grandmother.
  • Büyükannemi görebilmek için müdürden izin almam gerektiğini düşünmüyorum.
  • The warden sent Dan back to solitary confinement.
  • Müdür Dan'i hücre hapsine geri gönderdi.
  • Tom informed the warden that John was planning to escape.
  • Tom, John'un kaçmayı planladığını müdüre bildirdi.
Show More (3)
warden gardiyan n.
  • All the inmates calmed down before the warden got back.
  • Tüm mahkumlar gardiyan gelmeden önce sakinleşti.
  • You were a warden in a prison for ten years.
  • Sen bir hapishanede on yıl boyunca gardiyandın.
Show More (-1)
warden bekçi n.
  • There was only one warden on duty when the riot started.
  • İsyan başladığında görevde sadece bir bekçi vardı.
Show More (-2)
warden cezaevi müdürü n.
  • That action convinced the prison warden that Tom was a threat to the rest of the prisoners.
  • Bu eylem Tom'un mahkumların geri kalanı için bir tehdit olduğu konusunda cezaevi müdürünü ikna etti.
Show More (-2)