| İngilizce | Türkçe | |
|---|---|---|
| General | ||
| Genel | well rounded i. | güzel vücutlu |
| Genel | well rounded s. | endamlı |
| Genel | well rounded s. | iyi fizikli |
| Genel | well rounded s. | boylu poslu |
| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | well-rounded s. | geniş kapsamlı | ||
|
She received a well-rounded education that prepared her for various challenges. Kadın, onu çeşitli zorluklara hazırlayan geniş kapsamlı bir eğitim aldı. More Sentences |
||||
| Genel | well-rounded s. | çok yönlü | ||
|
I believe it is a well-rounded package with good provisions. İyi hükümler içeren çok yönlü bir paket olduğuna inanıyorum. More Sentences |
||||
| Genel | well-rounded s. | dolgun | ||
|
She is known for her well-rounded figure and hourglass shape. Dolgun fiziği ve kum saati şeklindeki vücuduyla ün salmıştı. More Sentences |
||||
| Genel | well-rounded s. | donanımlı | ||
|
He is a well-rounded individual with diverse interests and skills. Farklı ilgi alanları ve becerileri olan donanımlı bir bireydir. More Sentences |
||||
| Colloquial | ||||
| Konuşma Dili | well-rounded s. | çok yönlü | ||
|
This report should be welcomed for its well-rounded approach. Bu rapor çok yönlü yaklaşımı nedeniyle memnuniyetle karşılanmalıdır. More Sentences |
||||
| General | ||||
| Genel | well-rounded s. | balık etinde | ||
| Genel | well-rounded s. | kapsamlı | ||
| Colloquial | ||||
| Konuşma Dili | well-rounded s. | geniş kapsamlı | ||
