| 1 |
wipe |
silmek |
v. |
|
- I couldn't rescue the photos that my father accidentally wiped from the hard disk.
- Babamın yanlışlıkla sabit diskten sildiği fotoğrafları kurtaramadım.
- He wiped the desk before lunch.
- Öğle yemeğinden önce masayı sildi.
- Number of password attempts before the program wipes the hard drive.
- Program sabit diski silmeden önceki şifre deneme sayısı.
- Number of password attempts before the program wipes the hard drive.
- Program sabit sürücüyü silmeden önce yapılan şifre denemelerinin sayısı.
- Number of password attempts before the program wipes the hard drive.
- Program sabit sürücüyü silmeden önce yapılan şifre deneme sayısı.
- Tom took off his glasses and wiped his eyes.
- Tom gözlüklerini çıkardı ve gözlerini sildi.
- Tom wiped his hands on the dirty towel.
- Tom ellerini kirli havluya sildi.
- Tom wiped the glass with a dishcloth.
- Tom bardağı bulaşık beziyle sildi.
- Mary wiped her eyes with her apron.
- Mary gözlerini önlüğüyle sildi.
- Tom carefully wiped his fingerprints off the knife.
- Tom bıçaktaki parmak izlerini dikkatlice sildi.
- Tom wiped Mary's tears away.
- Tom, Mary'nin gözyaşlarını sildi.
- Tom's record was wiped clean.
- Tom'un rekoru silindi.
- Tom wiped the sweat off his face.
- Tom yüzündeki teri sildi.
- Would you wipe the table for me?
- Masayı benim için siler misin?
- After Tom wiped the table with a dirty rag, it looked dirtier than before.
- Tom masayı kirli bir bezle sildikten sonra, masa eskisinden daha kirli görünüyordu.
- Could I get one of those small damp towels for wiping my hands?
- Ellerimi silmek için şu küçük nemli havlulardan alabilir miyim?
- I am wiping the dining table.
- Ben yemek masasını siliyorum.
- Tom wiped the blood off his sword.
- Tom kılıcındaki kanı sildi.
- I've just wiped the coffee spill off the kitchen counter.
- Şimdi mutfak tezgahının üstündeki kahve lekesini sildim.
- Tom wiped the tears from Mary's eyes.
- Tom Mary'nin gözlerinden gözyaşlarını sildi.
- Mary wiped the sand from her legs.
- Mary bacaklarındaki kumları sildi.
- Tom wiped the glass with a dishcloth.
- Tom bardağı bir bulaşık beziyle sildi.
- Mayuko wiped a table with a cloth.
- Mayuko masayı bir bezle sildi.
- Mary wiped the sweat from her forehead.
- Mary alnındaki teri sildi.
- He wiped the sweat off his face.
- Teri alnından sildi.
- I saw Tom wiping his fingerprints off the doorknob.
- Tom'un kapı tokmağından parmak izlerini sildiğini gördüm.
- Wipe your shoes on the mat.
- Ayakkabılarını paspasta sil.
- He wiped the sweat from his brow.
- Alnındaki teri sildi.
- Tom is wiping the table.
- Tom masayı siliyor.
- When did you last wipe someone's tears away?
- En son ne zaman birinin gözyaşlarını sildin?
- Tom wiped the sweat from his forehead.
- Tom alnındaki teri sildi.
- Tom took off his cowboy hat and wiped the sweat from his forehead.
- Tom kovboy şapkasını çıkardı ve alnındaki teri sildi.
- Tom wiped his hand on his pants.
- Tom ellerini pantolonuna sildi.
- She wiped her face with a handkerchief.
- O, bir mendille yüzünü sildi.
- Tom wiped the tears from Mary's eyes.
- Tom, Mary'nin gözlerindeki yaşları sildi.
- Mary wiped the sweat from her forehead.
- Mary alnından teri sildi.
- She wiped her face with a handkerchief.
- Yüzünü bir mendille sildi.
- Wipe your hands with this towel.
- Bu havlu ile ellerini sil.
- After getting out of the shower, Tom wiped the fog off the mirror and shaved.
- Tom duştan çıktıktan sonra aynadaki sisi sildi ve tıraş oldu.
- Tom wiped his face with his sleeve.
- Tom koluyla yüzünü sildi.
- Tom wiped his face with his shirt.
- Tom gömleğiyle yüzünü sildi.
- Tom wiped Mary's tears away.
- Tom Mary'nin gözyaşlarını sildi.
- He wiped his nose on his sleeve.
- O, burnunu koluna sildi.
- Tom wiped his face with the towel that Mary handed him.
- Tom Mary'nin ona uzattığı havluyla yüzünü sildi.
- I am wiping the dining table.
- Yemek masasını siliyorum.
- He wiped his nose on his sleeve.
- Burnunu koluna sildi.
- She wipes the bar after every customer.
- Her müşteriden sonra barı siliyor.
- Tom wiped his face.
- Tom yüzünü sildi.
- Wipe your feet.
- Ayaklarını sil.
- The murder weapon was wiped clean.
- Cinayet silahı silinerek temizlendi.
- Mary wiped the sand from her legs.
- Mary bacaklarından kumu sildi.
- Wipe the sweat from your brow.
- Alnındaki teri sil.
- Wipe your hands with this towel.
- Ellerini bu havluyla sil.
- Tom wiped the table.
- Tom masayı sildi.
- Tom wiped the table with a wet cloth.
- Tom masayı ıslak bir bezle sildi.
- Tom picked up a napkin and wiped Mary's chin.
- Tom bir peçete aldı ve Mary'nin çenesini sildi.
- Mary wiped her hands on her apron.
- Mary ellerini önlüğüne sildi.
- Tom wiped his tears away.
- Tom gözyaşlarını sildi.
- Wipe your face clean.
- Yüzünüzü silip temizleyin.
- Tom wiped his eyes.
- Tom gözlerini sildi.
- Mary wiped her eyes.
- Mary gözlerini sildi.
- Could I get one of those small damp towels for wiping my hands?
- Ellerimi silmek için o küçük nemli havlulardan birini alabilir miyim?
- Wipe your eyes.
- Gözlerini sil.
- He wiped the sweat from his forehead.
- Alnındaki teri sildi.
- Tom wiped his feet on the doormat.
- Tom ayaklarını paspasa sildi.
- Tom wiped his mouth with the back of his hand.
- Tom elinin tersiyle ağzını sildi.
- After you dispose of the diaper, you will need to properly wipe the baby's bottom with a wipe or damp cloth.
- Bebek bezini attıktan sonra, bebeğin altını bir mendil veya nemli bir bezle düzgün bir şekilde silmeniz gerekecektir.
- Tom held Mary's hand and gave her tissues to wipe her tears.
- Tom, Mary'nin elini tuttu ve gözyaşlarını silmesi için ona mendil verdi.
- Would you wipe the table for me?
- Benim için masayı siler misin?
- Tom wiped his hands on his jeans.
- Tom ellerini kot pantolonuna sildi.
- Tom wiped the snow off his face.
- Tom karı yüzünden sildi.
- Tom wiped the bloody knife on his shirt.
- Tom kanlı bıçağı gömleğine sildi.
- I wiped the dirt off my pants.
- Pantolonumdaki kiri sildim.
- Tom wiped the snow off his face.
- Tom yüzündeki karı sildi.
- Could you please wipe the table?
- Lütfen masayı siler misin?
- Tom wiped his face with his shirt.
- Tom yüzünü gömleğiyle sildi.
- Wipe your feet before coming in.
- İçeri girmeden önce ayaklarını sil.
- He wiped the sweat from his forehead.
- Alnından teri sildi.
- He wiped his hands on a handkerchief.
- Ellerini bir mendile sildi.
- Tom wiped his face with his sleeve.
- Tom giysi koluyla yüzünü sildi.
- Tom wiped the table with a damp cloth.
- Tom masayı nemli bir bezle sildi.
- Tom wiped his nose on his sleeve.
- Tom burnunu koluna sildi.
- Could you please wipe the table?
- Masayı silebilir misiniz lütfen?
- Tom wiped his feet on the mat.
- Tom ayaklarını paspasa sildi.
- He wiped the sweat off his face.
- Yüzündeki teri sildi.
- Tom wiped his hands on his jeans.
- Tom ellerini pantolonuna sildi.
- He wiped his hands on a handkerchief.
- O, ellerini bir mendile sildi.
- I wiped the window sill with a paper towel.
- Bir kağıt havluyla pencere pervazını sildim.
- Tom wiped his hand on his pants.
- Tom elini pantolonuna sildi.
- The Nazis wiped his name out of the history books.
- Naziler onun adını tarih kitaplarından sildiler.
- The Nazis wiped his name out of the history books.
- Naziler onun adını tarih kitaplarından sildi.
- I wipe the dining table.
- Yemek masasını silerim.
- When did you last wipe someone's tears away?
- En son ne zaman birisinin gözyaşlarını sildin?
- Wipe your tears.
- Gözyaşlarını sil.
- He wiped the sweat from his face.
- Teri yüzünden sildi.
- Have you ever wiped the table?
- Hiç masayı sildin mi?
- Tom wiped his face with his shirt.
- Tom yüzünü gömleğine sildi.
- He wiped the sweat from his face.
- Yüzündeki teri sildi.
- Tom wiped his face with the towel that Mary handed him.
- Tom, Mary'nin uzattığı havluyla yüzünü sildi.
- She wiped a tear from her cheek.
- Yanağından bir damla gözyaşı sildi.
- Tom wiped the table.
- Tom tabloyu sildi.
- Tom wiped the sand from his legs.
- Tom bacaklarındaki kumları sildi.
- Mary wiped her eyes with her apron.
- Mary önlüğüyle gözlerini sildi.
- Tom wiped his glasses.
- Tom gözlüklerini sildi.
- Tom wiped his forehead.
- Tom alnını sildi.
- I wiped the window sill with a paper towel.
- Pencere pervazını kağıt havluyla sildim.
- Tom couldn't wipe the smile off his face.
- Tom yüzündeki gülümsemeyi silemedi.
- Tom held Mary's hand and gave her tissues to wipe her tears.
- Tom, Mary'nin elini tuttu ve gözyaşlarını silmesi için mendilini ona verdi.
- Wipe your shoes on the mat.
- Ayakkabılarını paspasa sil.
- I saw Tom wiping his fingerprints off the doorknob.
- Tom'u kapı kolundaki parmak izlerini silerken gördüm.
- I wipe the dining table.
- Yemek masasını siliyorum.
- I've just wiped the coffee spill off the kitchen counter.
- Mutfak tezgahına dökülen kahveyi az önce sildim.
- I am wiping my nose with a handkerchief.
- Burnumu bir mendille siliyorum.
- Tom's record was wiped clean.
- Tom'un kaydı silindi.
- Tom wiped the table off with a damp rag.
- Tom masayı nemli bir bezle sildi.
- I'm wiping the table.
- Masayı siliyorum.
- This region was wiped off the map after a hurricane.
- Bu bölge bir kasırgadan sonra haritadan silindi.
- Tom wiped the sweat off his face.
- Tom teri yüzünden sildi.
- She wiped him out of her memory.
- O da onu hafızasından sildi.
Show More (116)
|
| 2 |
wipe |
temizlemek |
v. |
|
- She wipes the bar after every customer.
- Her müşteriden sonra barı temizler.
- Wipe your face clean.
- Yüzünü temizle.
- Mary needs a whole roll of toilet paper to wipe her ass clean.
- Mary'nin kıçını temizlemek için bir rulo tuvalet kağıdına ihtiyacı var.
Show More (0)
|
| 3 |
wipe |
kurulamak |
v. |
|
- She wiped her hands on her trousers.
- Ellerini pantolonuna kuruladı.
- We made a coin toss to determine who would wash and wipe the dishes.
- Bulaşıkları kimin yıkayacağını ve kurulayacağını belirlemek için yazı tura attık.
Show More (-1)
|
| 4 |
wipe |
silip çıkarmak |
v. |
|
- She wiped the dirt from the bumper of her car.
- Arabasının tamponundaki kiri silip çıkardı.
Show More (-2)
|
| 5 |
wipe |
silme |
n. |
|
- You should give your desk a wipe once in a while.
- Arada bir masanızı silmenizde fayda var.
Show More (-2)
|
| 6 |
wipe |
temizlik mendili |
n. |
|
- Mom, can you bring a wipe? I spilt some coffee on the table.
- Anne, bir tane temizlik mendili getirebilir misin? Masaya biraz kahve döktüm.
Show More (-2)
|
