İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | bury f. | gömmek | ||
The Pact is stupid when your house is on fire, and you are right, we must stop burying our heads in the sand. Eviniz yanarken Pakt aptalcadır ve haklısınız, kafamızı kuma gömmeyi bırakmalıyız. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | bury f. | saklamak | ||
She buried her face in her hands. Yüzünü ellerinin arasına sakladı. More Sentences |
||||
Genel | bury f. | toprağa vermek | ||
She has buried her only son. O, tek oğlunu toprağa verdi. More Sentences |
||||
Genel | bury f. | gizlemek | ||
You can't bury the truth. Gerçeği gizleyemezsin. More Sentences |
||||
Genel | bury f. | gömmek | ||
Let us bury this Pact! Bu anlaşmayı gömelim! More Sentences |
||||
Technical | ||||
Teknik | bury f. | gömmek | ||
We cannot bury our heads in the sand and deny the fact that this is already happening. Kafamızı kuma gömüp bunun zaten gerçekleşmekte olduğu gerçeğini inkar edemeyiz. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | bury i. | gömülme derinliği | ||
Genel | bury f. | cenazeyi kaldırmak | ||
Genel | bury f. | daldırmak | ||
Genel | bury f. | defnetmek | ||
Genel | bury f. | cenaze kaldırmak | ||
Genel | bury f. | örtmek | ||
Genel | bury f. | örtüp bastırmak | ||
Genel | bury f. | derin bir şekilde konsantre olmak | ||
Genel | bury f. | içine çekmek | ||
Genel | bury f. | (ölümle) kaybetmek | ||
Genel | bury f. | aklından çıkarmak | ||
Genel | bury f. | terk etmek | ||
Genel | bury f. | karartmak | ||
Genel | bury f. | önemini yok ederek değersiz kılmak | ||
Genel | bury f. | (oyunda yapılan atış) rakibi gömmek | ||
Genel | bury f. | gömülmek | ||
Genel | bury f. | gemi pruvasını suya sokmak | ||
Genel | bury f. | saplamak | ||
Genel | bury f. | (toprak altında vb.) bırakmak | ||
Agriculture | ||||
Tarım | bury i. | sebzeleri donmaya karşı korumak için toprakta açılan çukur | ||
Tarım | bury i. | çukurda saklanan ürün miktarı | ||
Tarım | bury i. | ürün yığını | ||
Geography | ||||
Coğrafya | bury i. | ingiltere'de yerleşim yeri | ||
Basketball | ||||
Basketbol | bury f. | uzak mesafeli şutu gömmek | ||
Card | ||||
İskambil | bury f. | kartı yatırmak | ||
İskambil | bury f. | kartları geçici olarak oyun dışı bırakmak | ||
Slang | ||||
Argo | bury f. | büyük farkla yenmek |