İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | eliminate f. | elemek | ||
The Council has already eliminated one proposal. Konsey şimdiden bir teklifi eledi. More Sentences |
||||
General | ||||
Genel | eliminate f. | ortadan kaldırmak | ||
Smartphones eliminated the need for compact cameras. Akıllı telefonlar kompakt fotoğraf makinelerine olan ihtiyacı ortadan kaldırdı. More Sentences |
||||
Genel | eliminate f. | gidermek | ||
These steps must be based on a new UN resolution and must concentrate on eliminating any problems encountered. Bu adımlar yeni bir BM kararına dayanmalı ve karşılaşılan sorunların giderilmesine odaklanmalıdır. More Sentences |
||||
Genel | eliminate f. | yok etmek | ||
For example, the smallest disruption in the balance of heat or cold could eliminate everything. Mesela, sıcaklık ve soğukluk dengesindeki ufacık bir aksama her şeyi yok edebilir. More Sentences |
||||
Genel | eliminate f. | bertaraf etmek | ||
We tried to eliminate all danger beforehand. Tüm tehlikeleri önceden bertaraf etmeye çalıştık. More Sentences |
||||
Genel | eliminate f. | çıkarmak | ||
That would give us an opportunity to actually eliminate malaria as a disease. Bu bize sıtmayı gerçekten bir hastalık olmaktan çıkarma olanağı verecektir. More Sentences |
||||
Genel | eliminate f. | elenmek | ||
We were eliminated from the dancing contest early on. Dans yarışmasından erken elendik. More Sentences |
||||
Genel | eliminate f. | ekarte etmek | ||
Genel | eliminate f. | elimine etmek | ||
Genel | eliminate f. | elemek (bir yarışçıyı) | ||
Genel | eliminate f. | atmak | ||
Genel | eliminate f. | saf dışı etmek | ||
Genel | eliminate f. | saf dışı bırakmak | ||
Genel | eliminate f. | aradan kaldırmak | ||
Genel | eliminate f. | vücuttan atmak | ||
Genel | eliminate f. | dikkate almamak | ||
Trade/Economic | ||||
Ticaret/Ekonomi | eliminate f. | tasfiye etmek | ||
Technical | ||||
Teknik | eliminate f. | çıkartmak | ||
Math | ||||
Matematik | eliminate f. | denklemleri birleştirerek (bilinmeyen değeri) ortadan kaldırmak | ||
Ottoman Turkish | ||||
Osmanlıca | eliminate f. | ifna etmek | ||
Archaic | ||||
Eski Kullanım | eliminate f. | kapı dışarı etmek | ||
Eski Kullanım | eliminate f. | kovmak | ||
Eski Kullanım | eliminate f. | arıtmak | ||
Eski Kullanım | eliminate f. | ayırmak | ||
Eski Kullanım | eliminate f. | çıkarım yapmak | ||
Slang | ||||
Argo | eliminate f. | soğukkanlı bir şekilde cinayet işlemek | ||
Argo | eliminate f. | birini ortadan kaldırmak | ||
Argo | eliminate f. | birini temizlemek (öldürmek) |