İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | erode f. | aşındırmak | ||
European military alternatives, on the other hand, would erode the crucial bond of safety with the United States. Öte yandan, Avrupa'nın askeri alternatifleri ABD ile arasındaki hayati güvenlik bağını aşındıracaktır. More Sentences |
||||
Chemistry | ||||
Kimya | erode f. | aşındırmak | ||
We simply cannot allow scientific progress and the potential treatments that result to erode ethical boundaries. Bilimsel ilerlemenin ve bunun sonucunda ortaya çıkan potansiyel tedavilerin etik sınırları aşındırmasına izin veremeyiz. More Sentences |
||||
Common Usage | ||||
Yaygın Kullanım | erode f. | aşınmak | ||
General | ||||
Genel | erode f. | tüketmek | ||
Genel | erode f. | kemirmek | ||
Genel | erode f. | sarsmak | ||
Genel | erode f. | korozyona uğratmak | ||
Genel | erode f. | yıpranmak | ||
Genel | erode f. | yemek | ||
Genel | erode f. | erozyona uğratmak | ||
Genel | erode f. | yıpratmak | ||
Genel | erode f. | yavaş yavaş yok etmek | ||
Technical | ||||
Teknik | erode f. | aşınmak (maden için) | ||
Teknik | erode f. | yemek | ||
Pathology | ||||
Patoloji | erode f. | (dokuyu) ülserleşme ile yok etmek | ||
Geography | ||||
Coğrafya | erode i. | hindistan'ın tamil nadu eyaletinde bir şehir | ||
Coğrafya | erode f. | aşınmak | ||
Geology | ||||
Jeoloji | erode f. | (toprağı) kaldırmak | ||
Jeoloji | erode f. | (taşı) sökmek |
İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | erode away f. | aşınmak | ||