yıpratmak - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

yıpratmak



"yıpratmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 43 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
yıpratmak wear out f.
yıpratmak wear f.
General
yıpratmak exulcerate f.
yıpratmak wear away f.
yıpratmak batter f.
yıpratmak fray out f.
yıpratmak fret f.
yıpratmak fray f.
yıpratmak enchafe f.
yıpratmak age f.
yıpratmak frazzle f.
yıpratmak corrode f.
yıpratmak chafe f.
yıpratmak wear down f.
yıpratmak erode f.
yıpratmak wear f.
yıpratmak absume [obsolete] f.
yıpratmak abrase f.
yıpratmak raddle f.
yıpratmak tear f.
yıpratmak tire f.
yıpratmak trash [dialect] f.
yıpratmak attrit f.
yıpratmak bejade [obsolete] f.
yıpratmak exantlate f.
yıpratmak knock up [dated] f.
yıpratmak overspend f.
yıpratmak fatigue f.
yıpratmak cook [uk] f.
yıpratmak corrodiate f.
yıpratmak flog [uk] f.
yıpratmak scourge [scotland] f.
yıpratmak forweary [obsolete] f.
Phrasals
yıpratmak tell on f.
yıpratmak do up f.
yıpratmak eat through f.
yıpratmak soften up f.
yıpratmak beat up f.
yıpratmak pick away at (one) f.
Phrases
yıpratmak suck the blood of f.
Technical
yıpratmak wear f.
Archaic
yıpratmak hatter (out) f.
British Slang
yıpratmak shag out f.

"yıpratmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 26 sonuç

Türkçe İngilizce
General
yıpratmak (kumaşı/ipi) fray f.
yavaş yavaş yıpratmak wear down f.
(kitabın) sayfalarını yıpratmak thumb f.
aşırı yıpratmak torture f.
çok yıpratmak travail [obsolete] f.
ipin ucunu yıpratmak fag f.
fazla yıpratmak overfatigue f.
yüzeyini yıpratmak scuff f.
Phrasals
birini yıpratmak knock someone out f.
yavaş yavaş yıpratmak eat away f.
yavaş yavaş yıpratmak eat into f.
yavaş yavaş yıpratmak eat into (something) f.
(bir şeyi yıpratmak eat (away) at (someone) f.
bir şeyi yavaş yavaş yıpratmak eat something away f.
bir şeyi yavaş yavaş yıpratmak eat away at f.
(bir şeyi) yıpratmak eat through (something) f.
Idioms
kendini yıpratmak agonize (oneself) over f.
(biri veya bir konu hakkında) kendini yıpratmak agonize (oneself) over someone or something f.
birini yıpratmak/bezdirmek wear away at someone f.
kendini yıpratmak burn oneself out f.
kendini yıpratmak/mutsuz etmek make oneself miserable f.
zamanla yıpratmak/aşındırmak put wear (and tear) on something f.
zamanla yıpratmak/aşındırmak put wear on f.
Trade/Economic
bir ülkenin başka bir ülkenin ekonomisini yıpratmak için uyguladığı ambargo economic blockade i.
Law
bir gerçek veya tüzel kişiyi kötü niyetli olarak yıpratmak amacıyla uzun davalara maruz bırakma predatory litigation i.
Military
askeri açıdan yıpratmak soften f.