Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Eşanlam
Cümleler
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Kaynaklar
Hakkımızda
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce Cümleler
Türkçe - İngilizce
Geçmişi Gizle
Geçmiş Detayları
Geçmişi Sil
Geçmiş :
orta sınıfa mensup kadın
arbitral agreement
performance targets
cliff effect
inanç veya güvene dayalı
resmi soruşturma
lead something
Geçmiş
Cümleler
"lead something"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 71 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
Phrasals
1
Öbek Fiiller
lead to (something)
f.
(bir şeyle) sonuçlanmak
They did not
lead to
an agreement.
Bu görüşmeler bir anlaşmayla
sonuçlanmadı.
More Sentences
General
2
Genel
lead something to be
f.
hal almasını sağlamak
3
Genel
lead someone to believe something
f.
inanmasına neden olmak
4
Genel
lead someone to believe something
f.
birini bir şeye inandırmak
5
Genel
lead down to something/somewhere
f.
(merdiven) (bodruma/alt kata) inmek
6
Genel
lead someone to do something
f.
birine bir şey yaptırmak/yapmasına neden olmak
Phrasals
7
Öbek Fiiller
lead someone by something
f.
(birini) bir yerinden tutarak/çekerek yönlendirmek
8
Öbek Fiiller
lead someone by something
f.
(birini) bir yerinden tutarak/çekerek götürmek
9
Öbek Fiiller
lead someone by something
f.
bir yerinden tutarak/çekerek (birine) yol göstermek
10
Öbek Fiiller
lead someone by something
f.
elinden tutup gezdirmek
11
Öbek Fiiller
lead someone by something
f.
ne yapacağını bir bir söylemek
12
Öbek Fiiller
lead someone to something
f.
birine yolu göstermek
13
Öbek Fiiller
lead someone down to something
f.
birinin bir yere inmesine yardımcı olmak/rehberlik etmek
14
Öbek Fiiller
lead someone to something
f.
birini bir yere götürmek
15
Öbek Fiiller
lead someone down something
f.
birinin bir yerden (merdiven/sandalye) inmesine yardımcı olmak
16
Öbek Fiiller
lead up to something
f.
(yol) bir yere/şeye gitmek
17
Öbek Fiiller
lead with something
f.
(maça/oyuna) bir şey ile başlamak
18
Öbek Fiiller
lead up to something
f.
(bir yere) açılmak
19
Öbek Fiiller
lead into (something)
f.
(bir şeye) yönlendirmek
20
Öbek Fiiller
lead into (something)
f.
(bir şeye) dönüşmek
21
Öbek Fiiller
lead into (something)
f.
(bir şey) halini almak
22
Öbek Fiiller
lead into (something)
f.
(bir şeye) dönüşerek devam etmek
23
Öbek Fiiller
lead into (something)
f.
gittikçe (bir şeye) dönüşmek
24
Öbek Fiiller
lead into (something)
f.
gittikçe (bir şey) halini almak
25
Öbek Fiiller
lead someone into something
f.
birini bir şeye yönlendirmek
26
Öbek Fiiller
lead someone into something
f.
birine yolu göstermek
27
Öbek Fiiller
lead someone into something
f.
birini bir şeye/yere götürmek
28
Öbek Fiiller
lead someone into something
f.
birine bir şeye doğru rehberlik/liderlik etmek
29
Öbek Fiiller
lead someone up something
f.
birini bir şeyden yukarı götürmek
30
Öbek Fiiller
lead someone up something
f.
birini bir şeyin yukarısına yönlendirmek
31
Öbek Fiiller
lead someone up something
f.
birine bir şeyden yukarı doğru yol göstermek
32
Öbek Fiiller
lead someone up something
f.
birine yukarı doğru rehberlik etmek
33
Öbek Fiiller
lead out of (something or some place)
f.
(bir şeyin/yerin) çıkışına gitmek
34
Öbek Fiiller
lead out of (something or some place)
f.
(bir şeyin/yerin) dışına gitmek
35
Öbek Fiiller
lead out of (something or some place)
f.
(bir şeyin/yerin) çıkışına götürmek
36
Öbek Fiiller
lead out of (something or some place)
f.
(bir şeyin/yerin) dışına götürmek
37
Öbek Fiiller
lead out of (something or some place)
f.
(bir şeyin/yerin) çıkışına doğru götürmek
38
Öbek Fiiller
lead out of (something or some place)
f.
(bir şeyin/yerin) dışına doğru götürmek
39
Öbek Fiiller
lead out of (something or some place)
f.
(bir şeyin/yerin) dışına doğru devam etmek
40
Öbek Fiiller
lead out of (something or some place)
f.
(bir şeyden/yerden) çıkarmak
41
Öbek Fiiller
lead out of (something or some place)
f.
(bir şeyden/yerden) tahliye etmek
42
Öbek Fiiller
lead out of (something or some place)
f.
(bir şeyden/yerden) dışarı yönlendirmek
43
Öbek Fiiller
lead (someone or an animal) out of something
f.
(birini/bir hayvanı) bir şeyden/yerden çıkarmak
44
Öbek Fiiller
lead (someone or an animal) out of something
f.
(birini/bir hayvanı) bir şeyden/yerden tahliye etmek
45
Öbek Fiiller
lead (someone or an animal) out of something
f.
(birini/bir hayvanı) bir şeyden/yerden dışarı yönlendirmek
46
Öbek Fiiller
lead (someone or something) against (someone or something else)
f.
(birine/bir şeye) karşı (birine/bir şeye) liderlik etmek
47
Öbek Fiiller
lead (someone or something) against (someone or something else)
f.
(biri/bir şey) karşısında (birinin/bir şeyin) lideri olmak
48
Öbek Fiiller
lead (someone or something) away
f.
(birini/bir şeyi) alıp götürmek
49
Öbek Fiiller
lead (someone or something) away
f.
(birini/bir şeyi) uzaklaştırmak
50
Öbek Fiiller
lead down to (something or some place)
f.
(bir şeye/yere) inmek
51
Öbek Fiiller
lead down to (something or some place)
f.
yol (bir şeye/yere) inmek/indirmek
52
Öbek Fiiller
lead down to (something or some place)
f.
yol aşağıdaki (bir şeye/yere) götürmek
53
Öbek Fiiller
lead down to (something or some place)
f.
aşağıdaki (bir şeye/yere) götürmek
54
Öbek Fiiller
lead down to (something or some place)
f.
(bir şeye/yere) indirmek
55
Öbek Fiiller
lead down to (something or some place)
f.
aşağıdaki (bir şeye/yere) yönlendirmek
56
Öbek Fiiller
lead down to (something or some place)
f.
aşağı (bir şeye/yere) doğru yönlendirmek/rehberlik etmek
57
Öbek Fiiller
lead down to (something or some place)
f.
(bir yere) inmesini sağlamak
58
Öbek Fiiller
lead down to (something or some place)
f.
(bir yere) inmesi için yönlendirmek
59
Öbek Fiiller
lead to (something)
f.
(bir şeye) götürmek
60
Öbek Fiiller
lead to (something)
f.
(bir şeye) yönlendirmek
61
Öbek Fiiller
lead to (something)
f.
(bir şeye) doğru rehberlik etmek
62
Öbek Fiiller
lead to (something)
f.
(bir şeye) yol açmak
63
Öbek Fiiller
lead to (something)
f.
(bir şeye) neden olmak
Idioms
64
Deyim
lead someone to believe something
f.
birini bir şeye inandırmak
65
Deyim
give a lead (on something)
f.
(bir konuda) yol açmak
66
Deyim
give a lead (on something)
f.
(bir konuda) yol göstermek
67
Deyim
lead (one) to (do something)
f.
(birine bir şey) yaptırmak
68
Deyim
lead (one) to (do something)
f.
(birinin bir şey) yapmasına neden olmak
69
Deyim
lead (one) to (do something)
f.
(birinin bir şey) yapmasını sağlamak
70
Deyim
lead a life of (something)
f.
(bir şey) içinde yaşamak
71
Deyim
lead a life of (something)
f.
(bir şekilde) yaşamak
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of lead something
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy