Geçmiş

(bir şeye) götürmek

"(bir şeye) götürmek" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Phrasals
1	Öbek Fiiller	(bir şeye) götürmek	lead to (something) f.

"(bir şeye) götürmek" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 41 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Phrasals
1	Öbek Fiiller	birini bir şeye ya da bir yere götürmek	conduct someone into something f.
2	Öbek Fiiller	birini bir şeye/yere götürmek	lead someone into something f.
3	Öbek Fiiller	birini bir şeye/yere götürmek	lead someone in f.
4	Öbek Fiiller	kayıkla (bir şeye/yere) götürmek	row out to (something or some place) f.
5	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) götürmek	run over to (someone or something) f.
6	Öbek Fiiller	bir şeyi birine/bir şeye götürmek	run something over to someone or something f.
7	Öbek Fiiller	(birini bir şeye/yere) kadar götürmek	show (one) to (something or some place) f.
8	Öbek Fiiller	birden (bir şeye/hatıraya) geri götürmek	sweep back to (something) f.
9	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi bir şeye/yere) geri götürmek	take (someone or something) back to (someone or some place) f.
10	Öbek Fiiller	birini bir şeye götürmek	take someone for something f.
11	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi birine/bir şeye götürmek	take someone or something over f.
12	Öbek Fiiller	yukarıdaki (birine/bir şeye/bir yere) götürmek	take up to (someone, something, or some place) f.
13	Öbek Fiiller	süpürüp (bir şeye) götürmek	sweep into (something) f.
14	Öbek Fiiller	araçla (bir şeye/yere) götürmek	wheel into (something or some place) f.
15	Öbek Fiiller	bir şeyi bir koşu (birine/bir şeye) götürmek	run down to (someone or something) f.
16	Öbek Fiiller	bir şeyi hızlıca/hemen (birine/bir şeye) götürmek	run down to (someone or something) f.
17	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) doğru götürmek	stretch away to (someone or something) f.
18	Öbek Fiiller	bir şeyi birine/bir şeye götürmek	take something back to someone or something f.
19	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi (birine/bir şeye) götürmek	get someone or something through (to someone or something) f.
20	Öbek Fiiller	bir şeyi (birine/bir şeye) götürmek/ulaştırmak	get something through (to someone or something) f.
21	Öbek Fiiller	(birini bir şeye) kadar götürmek	last (one) (up) until (something) f.
22	Öbek Fiiller	yol aşağıdaki (bir şeye/yere) götürmek	lead down to (something or some place) f.
23	Öbek Fiiller	aşağıdaki (bir şeye/yere) götürmek	lead down to (something or some place) f.
24	Öbek Fiiller	(bir şeye/yere) götürmek	open into (something) f.
25	Öbek Fiiller	(tekerlekli bir şey üzerinde) (birine/bir şeye) doğru sürmek/götürmek	roll to (someone or something) f.
26	Öbek Fiiller	kayıkla (bir şeye/yere) götürmek	row out to f.
27	Öbek Fiiller	(bir şeyden/bir yerden bir şeye/bir yere) götürmek	shuttle from (something or some place) to (something or some place) f.
28	Öbek Fiiller	(birini bir şeye/bir yere) götürmek	take (one) for (something) f.
29	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi bir şeye/bir yere) götürmek	take (someone or something) for (something) f.
30	Öbek Fiiller	(birini bir şeye/bir yere) götürmek	take (someone) for (something) f.
31	Öbek Fiiller	yukarıdaki (birine/bir şeye) götürmek/bırakmak	take up to f.
32	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye/bir yere) hızla götürmek	zoom over to (someone or something) f.
33	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye/bir yere) uçarak götürmek	zoom over to (someone or something) f.
34	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye/bir yere) yıldırım gibi götürmek	zoom over to (someone or something) f.
Idioms
35	Deyim	(hemen) evdeki (birine/bir şeye) götürmek	get home to f.
36	Deyim	(hemen) eve (birine/bir şeye) götürmek	get home to f.
37	Deyim	bir şeyi (hemen) evdeki birine/bir şeye götürmek	get something home to someone or something f.
38	Deyim	bir şeyi (hemen) eve (birine/bir şeye) götürmek	get something home to someone or something f.
39	Deyim	(hemen) evdeki (birine/bir şeye) götürmek	get home to (someone or something) f.
40	Deyim	(hemen) eve (birine/bir şeye) götürmek	get home to (someone or something) f.
41	Deyim	(birini) zihninde (birine/bir şeye) götürmek/geri döndürmek	put (one) in mind of (someone or something) f.