çökmüş - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

çökmüş



"çökmüş" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 21 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
çökmüş collapsed s.
çökmüş decadent s.
General
çökmüş depressed s.
çökmüş broken s.
çökmüş shrunk s.
çökmüş broken down s.
çökmüş decrepit s.
çökmüş crooked s.
çökmüş down s.
çökmüş down and out s.
çökmüş hollow s.
çökmüş sunken s.
çökmüş saggy s.
çökmüş hollow s.
çökmüş doon [scotland] s.
çökmüş doun [scotland] s.
Colloquial
çökmüş beat s.
çökmüş bumming s.
Idioms
çökmüş ready for the knacker's yard s.
çökmüş bottom fell out expr.
Technical
çökmüş settled s.

"çökmüş" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 58 sonuç

Türkçe İngilizce
General
çökmüş yol grundle i.
epeyce çökmüş olmak be a shadow of one's former self f.
diz çökmüş knelt s.
avurtları çökmüş with sunken cheeks s.
dibe çökmüş subsided s.
açlıktan karnı içine çökmüş belly-pinched s.
suratı çökmüş hollow-eyed s.
içine çökmüş imploded s.
çökmüş bir şekilde decrepitly zf.
diz çökmüş durumda on bended knee zf.
Phrasals
omuzları çökmüş bir şekilde durmak slouch over f.
Colloquial
oturulmaktan yıpranmış/çökmüş (koltuk) rump-sprung s.
çökmüş (bilgisayar) down s.
uyuşturucu bağımlılığından tükenmiş/çökmüş burnout s.
(bir şey) tamamen çökmüş the bottom fell out of (something) expr.
(bir şey) tamamen çökmüş/çöktü bottom fell out (of something) expr.
Idioms
çökmüş kimse broken vessel i.
epeyce çökmüş kimse/şey a shadow of (one's) former self i.
epeyce çökmüş kimse/şey a shadow of (one's) old self i.
epeyce çökmüş kimse/şey a shadow of (oneself) i.
epeyce çökmüş kimse/şey shadow of one's self i.
(biri veya bir şey) eski haline göre çökmüş olmak be a ghost of (someone or something's) former self f.
(biri veya bir şey) eski haline göre çökmüş olmak be a shadow/ghost of your/its former self f.
(bir sıkıntı) yakasına çökmüş olmak be in the grip of f.
savaştan çıkmış gibi yaralı, çökmüş görünmek have been to the wars f.
epeyce çökmüş olmak be a shadow of (someone's or something's) former self f.
epeyce çökmüş olmak become a shadow of (someone's or something's) old self f.
epeyce çökmüş olmak become a shadow of (someone's or something's) former self f.
diz çökmüş on bended knees expr.
diz çökmüş on bended knee expr.
diz çökmüş on (one's) hands and knees expr.
tek dizinin üzerine çökmüş down on one knee expr.
(evlilik teklifi için) diz çökmüş down on one knee expr.
(duygusal olarak) yıkılmış/çökmüş to pieces expr.
Computer
çökmüş bilgisayar down i.
geçici olarak çökmüş temporarily down s.
Architecture
destek sütunu olarak bir balkon veya saçaklığı tutan diz çökmüş adam figürü atlas i.
destek sütunu olarak bir balkon veya saçaklığı tutan diz çökmüş adam figürü telamon i.
Marine
çökmüş kayalar sunken rocks i.
Medical
akciğerdeki çökmüş havasız alveollerin açılması lung recruitment i.
çökmüş omurga swayback i.
(hastalık veya açlık nedeniyle) yorgun ve çökmüş yüz hippocratic face i.
(hastalık veya açlık nedeniyle) yorgun ve çökmüş yüz hippocratic facies i.
ruhen çökmüş broken-down s.
Astronomy
kuzey yarımkürede lyra ve corona takımyıldızlarının yakınlarında bulunup diz çökmüş herkül'e benzeyen bir takımyıldızı heracles i.
çökmüş yıldız collapsed star i.
doğrudan çökmüş kara delik direct collapse black hole (dcbh) i.
nötron yıldızı veya kara delik oluşturmak üzere kendi kütle çekimi altında çökmüş olan yaşlı yıldız collapsar i.
çökmüş yıldız collapsar i.
Environment
su kütlesindeki dibe çökmüş kalıntılar tripton i.
Geology
çökmüş veya basık bir jeolojik oluşum natural depression i.
çökmüş alan depressed area i.
merkeze ya da ortak noktaya doğru çökmüş (kaya katmanı) centroclinal s.
Slang
uyuşturucu bağımlılığından tükenmiş/çökmüş burnout i.
(aşırı esrar kullanımı sonucu) ağırlık çökmüş bonged (out) s.
(aşırı esrar kullanımı sonucu) ağırlık çökmüş bonged s.
uyuşturucu bağımlılığından tükenmiş/çökmüş burned out s.
British Slang
yorgun/çökmüş gözler eyes like piss holes i.