çalışırken - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

çalışırken



"çalışırken" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç

Türkçe İngilizce
General
çalışırken at work zf.
Idioms
çalışırken on the fly expr.

"çalışırken" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 59 sonuç

Türkçe İngilizce
General
abd'deki siyahi tarla işçileri tarafından çalışırken söylenen bir şarkı holler i.
topu yakalamaya çalışırken tutamama muff i.
kilit tamburunda sürgü çalışırken içinden metalin geçtiği açıklık gate i.
köleleri çalışırken denetleyen amir slave driver i.
karar vermeye çalışırken bir şeyi başka bir şeyle karşılaştırmak weigh one thing against another f.
çalışırken ölmek die one's boots f.
ders çalışırken rahatsız edilmek be interrupted while studying f.
ders çalışırken rahatsız edilmek be disturbed while studying f.
biri çalışırken biri dinlenmek ride and tie f.
(şahin) kaçmaya çalışırken tüneğinden hızla atlamak bate f.
düzeltmeye çalışırken hata yapmak miscorrect f.
sayı atmaya çalışırken yedi atmak crap (out) f.
bir devlet dairesinde çalışırken diğerinden emekli maaşı almak double-dip f.
çalışırken giymek için uygun work s.
çalışırken giymek için tasarlanmış work s.
çalışırken kullanılan work s.
işte çalışırken öğrenilen on the job s.
çalışırken alınan (eğitim) on the job s.
gerçekleştirmeye çalışırken in pursuance of ed.
Phrasals
çalışırken (bir şeyi) takip etmek work to (something) f.
çalışırken (bir şeye) uyum sağlamak work to (something) f.
çalışırken (bir şey dinlemek work to (something) f.
Colloquial
teselli etmeye çalışırken daha da üzen veya cesaret kıran kimse job’s comforter i.
teselli etmeye çalışırken daha da üzen veya cesaret kıran kimse jobs comforter i.
Idioms
herkese aynı anda servis yapılmaya çalışırken tavuğun/etin lastik gibi olduğu toplu yemek rubber chicken dinner i.
iki işi birden yapmaya çalışırken hiçbirini başaramamak be caught between two stools f.
iki işi birden yapmaya çalışırken hiçbirini başaramamak fall between two stools f.
küçük tasarruflar etmeye çalışırken daha büyük bir girişimi riske atmak spoil the ship for a ha'p'orth of tar f.
çalışırken kendini kaptırmak see monkeys f.
iki işi birden yapmaya çalışırken hiçbirini başaramamış caught between two stools s.
Trade/Economic
bir fabrikada çalışırken başka bir sendikaya üye olmamak için işçilere zorla imzalatılan sözleşme yellowdog contract i.
Technical
alçak frekanslarda çalışırken alıcıyı etkileyen sinyaller motorboating i.
çalışırken aşırı yük operating overload i.
makinelerin yüksüz çalışırken geometrik doğruluğu geometric accuracy of machines operating under no-load conditions i.
testereyle çalışırken kesilecek parçayı sabit tutmaya yarayan ince tahta parçası featherboard i.
(özellikle motor) çalışırken oksijen yakmak breathe f.
makine çalışırken (onarım) on-the-fly s.
sistem çalışırken değiştirilebilen hotswap s.
Computer
çalışırken aşırı yük operating overload i.
bir program çalışırken geçici olarak saklanacak veriler için ayrılmış dijital bellek kısmı working memory i.
çalışırken değiştirilebilir hot swappable s.
prize takılı çalışırken plugged in expr.
Informatics
çalışırken takçıkar hot pluggable i.
çalışırken denetleme in-service inspection i.
çalışırken takma hot insertion i.
sistem çalışırken takma live insertion i.
Electric
elektrikli cihaza yüksek voltajda çalışırken yapılan bakım live maintenance i.
elektrikli cihaza yüksek voltajda çalışırken yapılan bakım live-line working i.
elektrikli cihaza yüksek voltajda çalışırken yapılan bakım hotline maintenance i.
Automotive
motor rölantide çalışırken yaptığı hız tick over i.
Aeronautic
motor çalışırken iniş engine-on landing i.
Social Sciences
çinlilerin pirinç tarlalarında çalışırken şarkı söyleyip ettikleri dans yang ko i.
Sport
(ilk atıştan kalan pinleri devirmeye çalışırken) yalnızca önde yer alan pinleri devirme chop i.
Music
denizcilerin çalışırken söylediği şarkı shanty i.
denizcilerin çalışırken söylediği şarkı chanty i.
Mythology
sevgilisi hero ile buluşmaya çalışırken boğulup ölen mitolojik bir karakter leander i.
Archaic
geliştirmeye çalışırken daha kötü hale getirmek misimprove f.
Slang
(herkes çalışırken) öylece oturmak sit on one's arse f.
(herkes çalışırken) öylece oturmak sit on one's ass f.