üst düzey - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

üst düzey



"üst düzey" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 23 sonuç

Türkçe İngilizce
General
üst düzey senior i.
üst düzey higher-up i.
üst düzey top-end s.
üst düzey ranking s.
üst düzey top-tier s.
üst düzey signature s.
üst düzey top-ranking s.
üst düzey upper-level s.
üst düzey excellent s.
üst düzey higher s.
üst düzey high-profile s.
üst düzey long-haired s.
üst düzey superexcellent s.
üst düzey high-end s.
Colloquial
üst düzey up-line s.
Idioms
üst düzey a breed apart i.
üst düzey a number one s.
üst düzey a number 1 s.
üst düzey top·flight s.
Computer
üst düzey parent level i.
Informatics
üst düzey high level i.
üst düzey high order i.
British Slang
üst düzey posh s.

"üst düzey" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 157 sonuç

Türkçe İngilizce
General
üst düzey görevli senior official i.
üst düzey yetkili senior official i.
üst düzey görevli vip i.
üst düzey protokol high level protocol i.
üst düzey toplantı top level meeting i.
üst düzey toplantı senior level meeting i.
üst düzey yönetmen top director i.
üst düzey bir avukat a top lawyer i.
üst düzey yönetici uber-director i.
üst düzey görevli top official i.
üst düzey avcı top predator i.
üst düzey kaynak high level source i.
en üst düzey makam top drawer i.
üst düzey yetkili high brass i.
üst düzey çalışan high brass i.
üst düzey çalışan higher up i.
üst düzey çalışan higher-up i.
üst düzey sistem veya cihazlar içermeyen teknoloji low technology i.
(bazı metropolitan polis teşkilatlarında) bir birimden sorumlu üst düzey subay commander i.
en üst düzey peak i.
çin halk cumhuriyeti'nde bazı üst düzey komünist yetkililerin soyundan gelen kimse princeling i.
en üst düzey yetkililer summit i.
üst düzey siyasi konferans summit i.
üst düzey seçkin kimse superelite i.
üst düzey elit kimse superelite i.
en üst düzey tanrı supreme being i.
üst düzey evlilik yapmak overmatch f.
en üst düzey ultimate s.
üç üst düzey hindu kast gruplarından birine ait twice-born s.
üç üst düzey hindu kast gruplarından birini oluşturan twice-born s.
üst düzey sağlık hizmeti veren high-dependency s.
üst düzey sağlık hizmetine ihtiyaç duyan high-dependency s.
üst düzey seçkin kimseye ait veya ilgili superelite s.
üst düzey seçkin kimselere özgü superelite s.
üst düzey seçkin tabakayı yansıtan superelite s.
Phrasals
(bilgi, kaynak, iletişim) (üst düzey çalışanlara) yavaş ulaşmak filter up f.
Colloquial
bir kuruluşun üst düzey yöneticilerinin faydalandığı emeklilik programı top-hat scheme i.
sporda art arda gösterilen üst düzey performans dizisi hot streak i.
(insan için) üst düzey crack i.
yönetici veya üst düzey personel alımında uzmanlaşmış temsilci veya acente headhunter i.
bir şirket için üst düzey personel alımı yapan kimse headhunter i.
yönetici veya üst düzey personel alımında uzmanlaşmış temsilci veya acente head-hunter i.
bir şirket için üst düzey personel alımı yapan kimse head-hunter i.
(özellikle üst düzey) personel alımı yapma headhunting i.
(özellikle üst düzey yöneticileri) işe almak headhunt f.
aşırı üst düzey ultraposh s.
Idioms
üst düzey kimseler high-ups i.
üst düzey çalışanlar high-ups i.
üst düzey kimseler higher-ups i.
üst düzey çalışanlar higher-ups i.
en yüce/üst düzey arkadaşlık göstergesi greater love hath no man expr.
en yüce/üst düzey iyi niyet göstergesi greater love hath no man expr.
en yüce/üst düzey iyi niyet göstergesi greater love hath no man than this expr.
Formal
üst düzey dil high order language i.
üst düzey dil high-level language i.
saygıdeğer unvanının resmi olarak verildiği çeşitli üst düzey ingiliz devlet memurlarına verilen ad honorable i.
saygıdeğer unvanının resmi olarak verildiği çeşitli üst düzey ingiliz devlet memurlarına verilen ad honourable i.
Trade/Economic
yük sevkiyatında üst düzey güvenlik gerektiren malzemelere eşlik etmek üzere teknik olarak uygun şekilde donatılmış kimse technical escort i.
bir üst düzey şirket yöneticisinin görevine son verildiğinde kendisine yüklü miktarda tazminat ve benzeri menfaatler sağlanmasını belirten sözleşme parachute contracts i.
bir şirketin en üst düzey yöneticisi director general i.
halkla ilişkiler üst düzey yöneticisi public relations executive i.
mümkün olan en üst düzey bound rate i.
teminatlı borçlanma kapsamında üst düzey kredi derecesine sahip olan kredi dilimi senior tranche i.
üst düzey müdür top manager i.
üst düzey yönetici senior manager i.
üst düzey yönetim senior management i.
üst düzey yönetici executive i.
üst düzey yönlendirme executive coaching i.
üst düzey ticaret uzmanı senior commercial specialist i.
üst düzey risk komitesi high level risk committee i.
üst düzey müdür top-level manager i.
üst düzey uyum yetkilisi chief compliance officer (cco) i.
üst düzey yöneticisi konumu top level executive i.
üst düzey plan high level plan i.
üst düzey yönetici senior executive i.
üst düzey idareci executive i.
üst düzey karşılaştırmalar high-level comparisons i.
asya ülkeleri arasında daha üst düzey ilişkiler geliştirilmesi asianization i.
mali yönetimden sorumlu üst düzey yönetici accounting officer i.
mali yönetimden sorumlu en üst düzey yönetici principal accounting officer i.
(hizmet) üst düzey gold s.
Law
üst düzey çalışma grubu high level working group i.
üst düzey toplantı parliament i.
Politics
bölüm başkanları ve üst düzey yöneticiler heads and senior management i.
en üst düzey yönetim top management i.
iklim değişikliği finansmanı üst düzey danışma grubu high-level advisory group on climate change financing i.
karşılıklı yasal yardıma ilişkin üst düzey ilkeler high-level principles on mutual legal assistance i.
nato konvansiyonel silah kontrolü üst düzey görev gücü nato high-level task force on conventional arms control i.
üst düzey konferans high-level conference i.
üst düzey bürokrat high-ranking bureaucrat i.
üst düzey bakanlık yetkilisi senior ministry official i.
üst düzey çalışma grubu high level working group i.
üst düzey memur high-ranking official i.
üst düzey bürokrat senior bureaucrat i.
üst düzey yetkililer high-level officers i.
üst düzey yöneticiler senior staff i.
üst düzey devlet yetkilileri top government officials i.
üst düzey ziyaret high-profile visit i.
üst düzey ziyaret high-level visit i.
üst düzey subay high ranking officer i.
üst düzey konuşmalar high level talks i.
üst düzey diplomat senior diplomat i.
üst düzey diplomat high-ranking diplomat i.
sadece daire başkanından emir alan üst düzey devlet memuru undersecretary [us] i.
sadece daire başkanından emir alan üst düzey devlet memurluğu under-secretaryship i.
new york'ta tammany society organizasyonunda üst düzey yetkili sachem i.
new york'ta tammany society organizasyonunda üst düzey makam sachemdom [us] i.
new york'ta tammany society organizasyonunda üst düzey makam sachemship i.
(hindistan'da) ataması resmi gazetede yayınlanan üst düzey yetkili gazetted officer i.
Tourism
lüks/üst düzey konaklama pazarı/piyasası luxury hospitality market i.
(otel) üst düzey five-star s.
Technical
en üst düzey top level i.
sistem üst düzey sınıfı system superior class i.
üst düzey sınıf superior class i.
üst düzey güvenlik high-end security i.
üst düzey gösterim high level representation i.
üst düzey başvurusu superior reference i.
üst düzey kullanıcılar top users i.
üst düzey sık kullanılan top-level favorite s.
Computer
üst düzey dil high level language i.
üst düzey dil high-level language i.
üst düzey gösterim high level representation i.
üst düzey protokol high level protocol i.
sadece iş konulu internet sitelerinde kullanılan üst düzey alan adı jobs i.
ccit üst düzey programlama dili chill (ccitt high level language) i.
üst düzey bir programlama dili cobol i.
üst düzey arayıcıların veri değerleri veya bunların temsilleri hakkında bilgisinin olmadığı (işlem) opaque s.
Informatics
en üst düzey belirtim top-level specification i.
en üst düzey alan top-level domain i.
üst düzey veri bağı kontrolü high level data link control i.
üst düzey dil high-level language i.
üst düzey başvurusu superkey i.
Telecom
en üst düzey alanı top-level domain i.
telekomünikasyon üst düzey çalışma grubu senior officials group for telecommunications i.
Construction
üst düzey penceresi clearstorey i.
üst düzey penceresi clerestory i.
üst düzey penceresi clearstory i.
üst düzey penceresi clerestorey i.
Psychology
üst düzey koşullanma set i.
Marine Biology
üst düzey tüketiciler upper-level consumer i.
Social Sciences
toplumun üst düzey eğitim almış ve özgürlükçü düşünceleri benimsemiş kesimi liberal elite i.
Education
(cambridge üniversitesi'nde) üst düzey derece alarak mesleğini öğretip icra etme hakkı kazanmak incept f.
History
ingiltere'de bir üst düzey hanedan subayı norroy i.
türk devletlerinde üst düzey yetkili atabeg i.
türk devletlerinde üst düzey yetkili atabek i.
sparta'nın beş üst düzey yargıcından her biri ephor i.
Philosophy
(aristo felsefesinde) alt düzey potansiyelden daha üst düzeydeki gerçekliğe doğru değişim becoming i.
Military
müşterek komutanlıklar ve astlarına üst düzey bilimsel ve teknik istihbarat sağlayan savunma istihbarat ajansı technical operational intelligence i.
üst düzey subay ranking officer i.
üst düzey görevliler senior officials i.
üst düzey askeri diyalog toplantısı high level military dialogue meeting i.
Sport
(gol veya teniste) üst düzey turnuva major i.
vasat düzeyde üstün olup üst düzey rakiplerini yenemeyen sporcu flat-track bully i.
Art
paris operası'ndaki en üst düzey dansçılara verilen unvan étoile i.
Music
müzisyene enstrümantal bir bestedeki solo kısmında üst düzey olan yeteneğini gösterme şansı tanıma concertato i.
Slang
en üst düzey end i.
Modern Slang
üst düzey amerikan aileleri/vatandaşları american royalty i.