(bir şeye karşı) korumak - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

(bir şeye karşı) korumak



"(bir şeye karşı) korumak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

Türkçe İngilizce
Phrasals
(bir şeye karşı) korumak fend against (something) f.

"(bir şeye karşı) korumak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 25 sonuç

Türkçe İngilizce
Phrasals
birini bir şeye karşı korumak preserve someone against something f.
birini bir şeye karşı korumak guard someone against something f.
birini bir şeye karşı korumak protect someone against something f.
bir şeye karşı korumak fend against f.
(birini ya da bir şeyi bir şeye) karşı korumak indemnify (someone or something) against (something) f.
birini ya da bir şeyi bir şeye karşı korumak indemnify someone or something against something f.
(birine ya da bir şeye) karşı korumak secure against (someone or something) f.
(birine, bir şeye ya da bir hayvana) karşı korumak secure something against (someone, something, or an animal) f.
(birini/bir şeyi birine/bir şeye) karşı korumak defend (someone or something) against (someone or something) f.
(birini/bir şeyi birine/bir şeye) karşı korumak guard (someone or something) from (someone or something) f.
(birini/bir şeyi birine/bir şeye) karşı korumak insulate (someone or something) against (someone or something) f.
(birini/bir şeyi bir şeye) karşı korumak preserve (someone or something) against (something) f.
(birini/bir şeyi bir şeye) karşı korumak preserve (someone or something) from (something) f.
(birini/bir şeyi/kendini birine/bir şeye) karşı korumak protect (someone, something, or oneself) from (someone or something) f.
(birine/bir şeye) karşı korumak protect against (someone or something) f.
(bir şeye) karşı korumak provide against (something) f.
(bir şeye) karşı korumak provide for (something) f.
(birine/bir şeye) karşı korumak safeguard against (someone or something) f.
Idioms
(birine/bir şeye) karşı avantajlı durumunu hep korumak be one jump ahead (of somebody/something) f.
(birine/bir şeye) karşı avantajlı durumunu hep korumak stay one jump ahead (of somebody/something) f.
(birine/bir şeye) karşı avantajlı durumunu korumak be one jump ahead (of somebody/something) f.
(birine/bir şeye) karşı üstteki/öndeki pozisyonunu/konumunu korumak be one jump ahead (of somebody/something) f.
(birine/bir şeye) karşı avantajlı durumunu korumak stay one jump ahead (of somebody/something) f.
(birine/bir şeye) karşı üstteki/öndeki pozisyonunu/konumunu korumak stay one jump ahead (of somebody/something) f.
(birine/bir şeye) karşı sadakatini korumak/sözünü tutmak keep faith with (someone or something) f.