(bir şeyi) olmamak - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

(bir şeyi) olmamak



"(bir şeyi) olmamak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

Türkçe İngilizce
Colloquial
(bir şeyi) olmamak be stuck for (something) f.

"(bir şeyi) olmamak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 50 sonuç

Türkçe İngilizce
General
bir şeyi yapmak için gereken niteliklere sahip olmamak be unqualified to do something f.
yapacak bir şeyi olmamak have nothing to do f.
bir şeyi yapacak gücü olmamak be powerless to do f.
Colloquial
(bir şeyi yapmak) pek de doğru/uygun olmamak can't very well (do something) f.
(bir şeyi yapmak) mantıklı olmamak can't very well (do something) f.
(bir şeyi yapmak) mümkün olmamak can't very well (do something) f.
(bir şeyi yapmak) pek de doğru/uygun olmamak couldn’t very well (do something) f.
(bir şeyi yapmak) mantıklı olmamak couldn’t very well (do something) f.
(bir şeyi yapmak) mümkün olmamak couldn’t very well (do something) f.
bir şeyi atlatma şansı olmamak have had it f.
Idioms
bir şeyi yapmayacak kadar ahlaklı/dürüst/iyi biri olmamak be not above (doing something) f.
bir şeyi yapmayacak kadar ahlaklı/dürüst/iyi biri olmamak not be above f.
bir şeyi yapmaya istekli olmamak not about to f.
bir şeyi yapmaya istekli olmamak not be about to do something f.
bir şeyi yapacak havada olmamak be in no mood to do something f.
yapacak bir şeyi olmamak be at loose ends f.
(bir şeyi yapmak için) yeterli cesareti olmamak have no stomach for something f.
(bir şeyi yapma) havasında olmamak be in no mood to do something f.
yapacak bir şeyi olmamak be at a loose end f.
(bir şeyi gerçekleştirmek/yapmak için) sihirli bir değneği olmamak have no magic wand (to do something) f.
(bir şeyi başarmak için) hiç şansı olmamak not have a cat in hell's chance f.
(bir şeyi yapmak için) yeterli cesareti olmamak not have the stomach for something f.
(bir şeyi yapmaya) hakkı olmamak not be somebody’s place to do something f.
(bir şeyi yapmanın) mümkünatı olmamak be no question of (doing) (something) f.
(bir şeyi yapmaya) hakkı olmamak not (one's) place (to do something) f.
(bir şeyi yapmaktan) hiç umudu olmamak not have a chance in hell (of doing something) f.
(bir şeyi yapmakta) hiç şansı olmamak not have a chance in hell (of doing something) f.
(bir şeyi yapması) mümkün olmamak not have a chance in hell (of doing something) f.
bir şeyi alması muhtemel olmamak be out of the frame f.
bir şeyi almaya uygun olmamak be out of the frame f.
(bir şeyde/bir şeyi yapmakta) üzerine olmamak be no slouch (at something/at doing something) f.
(bir şeyi) kazanma şansı olmamak be out of contention (for something) f.
birini/bir şeyi övüyor mu yeriyor mu belli olmamak damn somebody/something with faint praise f.
birini/bir şeyi övüyor mu yeriyor mu belli olmamak damn someone or something with faint praise f.
birini/bir şeyi övüyor mu yeriyor mu belli olmamak damn someone/something with faint praise f.
elinde (bir şeyi) olmamak (not) have something to your name f.
kendi adına söyleyecek bir şeyi olmamak have nothing to say for yourself f.
(biri/bir şey) hakkında söyleyecek iyi bir şeyi olmamak never have a good word to say about (someone of something) f.
(biri/bir şey) hakkında söyleyecek iyi bir şeyi olmamak never have a good word to say for (someone of something) f.
(biri/bir şey) hakkında söyleyecek iyi bir şeyi olmamak not have a good word to say about (someone of something) f.
(biri/bir şey) hakkında söyleyecek iyi bir şeyi olmamak not have a good word to say for (someone of something) f.
(bir şeyi yapmaya) yüzü/cesareti olmamak not have the face (to do something) [old-fashioned] f.
hiç (bir şeyi) olmamak not have two (something) to rub together f.
şu kadarcık bile (bir şeyi) olmamak not have two (something) to rub together f.
zerre kadar (bir şeyi) olmamak not have two (something) to rub together f.
hiç (bir şeyi) olmamak not have two to rub together f.
şu kadarcık bile (bir şeyi) olmamak not have two to rub together f.
zerre kadar (bir şeyi) olmamak not have two to rub together f.
neredeyse hiç (bir şeyi) olmamak not have two to rub together f.
(bir şeyi) kaybetmekten bir şey olmamak stand to lose (something) f.