Geçmiş

(bir şeyle) karşı karşıya

"(bir şeyle) karşı karşıya" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Idioms
1	Deyim	(bir şeyle) karşı karşıya	face to face (something) expr.
2	Deyim	(bir şeyle) karşı karşıya	in the teeth of (something) expr.

"(bir şeyle) karşı karşıya" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 20 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Phrasals
1	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi/kendini biriyle veya bir şeyle) karşı karşıya bırakmak	set (someone, something, or oneself) up against (someone or something) f.
2	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) karşı karşıya getirmek	bring (someone or something) up against (someone or something) f.
3	Öbek Fiiller	(bir şeyle) karşı karşıya kalmak	come up against (something) f.
4	Öbek Fiiller	birini bir şeyle karşı karşıya getirmek	confront someone with something f.
5	Öbek Fiiller	(birini bir şeyle) karşı karşıya getirmek	confront (one) with (something) f.
6	Öbek Fiiller	(bir şeyle) karşı karşıya getirmek	face with (something) f.
7	Öbek Fiiller	(bir şeyle) karşı karşıya kalmak	face with (something) f.
8	Öbek Fiiller	birini bir şeyle karşı karşıya getirmek	face someone with something f.
9	Öbek Fiiller	(biriyle/bir şeyle) karşı karşıya kalmak	face with (someone or something) f.
10	Öbek Fiiller	(biriyle/bir şeyle) karşı karşıya bulunmak	face with (someone or something) f.
11	Öbek Fiiller	(bir şeyle) karşı karşıya olmak/kalmak	stare at (something) f.
12	Öbek Fiiller	(bir şeyle) karşı karşıya olmak	stare into (something) f.
13	Öbek Fiiller	(birini biriyle/bir şeyle) karşı karşıya bırakmak	subject (one) to (someone or something) f.
Colloquial
14	Konuşma Dili	bir şeyle karşı karşıya/yüz yüze	up against something expr.
Idioms
15	Deyim	bir şeyle karşı karşıya gelmek	have a brush with something f.
16	Deyim	(bir şeyle) karşı karşıya olmak/gelmek	be staring (something) in the face f.
17	Deyim	bir şeyle karşı karşıya olmak/gelmek	be staring something in the face f.
18	Deyim	(biriyle/bir şeyle) karşı karşıya kalmak/gelmek	come face to face with (someone or something) f.
19	Deyim	bir şeyle yüz yüze/karşı karşıya olmak	stare something in the face f.
20	Deyim	(biriyle/bir şeyle) karşı karşıya	face to face with (someone or something) expr.