(birinin) arkasından - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

(birinin) arkasından



"(birinin) arkasından" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç

Türkçe İngilizce
Phrases
(birinin) arkasından in the train of (someone) [old-fashioned] expr.
Idioms
(birinin) arkasından in (one's) train expr.

"(birinin) arkasından" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 53 sonuç

Türkçe İngilizce
General
birinin arkasından konuşma backbiting i.
(koşuculardan birinin takip için arkasından kağıt bıraktığı) eski bir tür kır koşusu paper chase i.
birinin arkasından konuşmak talk behind one's back f.
birinin arkasından seslenmek shout after someone f.
birinin arkasından seslenmek call after someone f.
(birinin arkasından) ıslık çalmak wolf whistle f.
Phrasals
birini, birinin ardından/arkasından göndermek send someone after someone f.
(birinin) arkasından yaptıklarını saklamak/düzeltmek sweep up after (someone) f.
(birinin) yaptıklarını arkasından ört bas etmek sweep up after (someone) f.
(birinin) arkasından kusurlarını örtmek sweep up after (someone) f.
(birinin/bir şeyin) arkasından konuşmak dish on (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) arkasından gitmek flock after (someone or something) f.
dışarı çıkan birinin arkasından gitmek follow out f.
dışarı çıkan (birinin/bir şeyin) arkasından gitmek follow someone or something out f.
(birinin/bir şeyin) arkasından gitmek go after (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) arkasından matem tutmak lament over (someone or something) f.
(birinin) arkasından hayatta kalmak linger on after (someone) f.
(birinin) arkasından yas tutmak mourn for (one) f.
(birinin/bir şeyin) arkasından yas tutmak mourn over (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) arkasından üzülmek/yas tutmak pine after (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) arkasından üzülmek/yas tutmak pine for (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) arkasından üzülmek/yas tutmak pine over (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) arkasından/peşinden göndermek send after (someone or something) f.
(birinin) arkasından gelmek/gitmek tag along after (someone) f.
(birinin) arkasından gelmek/gitmek tag along behind (someone) f.
Phrases
(birinin) hemen arkasından in the train of (someone) [old-fashioned] expr.
Colloquial
el altından ya da birinin arkasından bir şeyler çevirme underhand plotting expr.
(birinin arkasından seslenerek) yol açın/verin mind your back expr.
(birinin arkasından seslenerek) açılın/çekilin mind your back expr.
(birinin arkasından seslenerek) yol açın/verin mind your backs expr.
(birinin arkasından seslenerek) açılın/çekilin mind your backs expr.
Idioms
arkasını/arkasından temizlemek (birinin yaptığı hata sonra sonra) mop up after someone f.
birinin arkasından iş çevirmek pull a trick on someone f.
birinin arkasından iş çevirmek pull a stunt on someone f.
(birinin) arkasından iş çevirmek go behind someone's back f.
birinin arkasından gelmek be in somebody's train f.
(birinin) hemen arkasından yürümek tread on (one's) heels f.
birinin hemen arkasından yürümek tread on somebody’s heels f.
(birinin/bir şeyin) arkasından gelmek take a backseat (to someone or something) f.
(birinin) arkasından alay etmek call (one) names f.
(birinin) arkasından iş çevirmek go behind (one's) back f.
(birinin/bir şeyin) hemen arkasında/arkasından hot on the heels of (someone or something) s.
(birinin) hemen arkasından/ardından in (one's) train expr.
birinin arkasından in somebody’s train expr.
birinin arkasından behind somebody's back expr.
birinin arkasından behind somebody's back expr.
(birinin) hemen arkasından/peşinden hard on (one's) the heels expr.
(birinin/bir şeyin) hemen arkasından hard on the heels of (someone or something) expr.
birinin/bir şeyin hemen arkasından hard on the heels of something expr.
birinin/bir şeyin hemen arkasından hot on the heels of something expr.
(birinin/bir şeyin) hemen arkasında/arkasından on the heels of (someone or something) expr.
Slang
(birinin) arkasından konuşmak backstab f.
birinin arkasından sinsice işler çevirmek do sneaky shit behind one's back f.