(birinin) işi - Türkçe İngilizce Sözlük

(birinin) işi

"(birinin) işi" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

Türkçe İngilizce
Phrasals
(birinin) işi leave to (one) f.

"(birinin) işi" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 55 sonuç

Türkçe İngilizce
General
birinin asıl işi dışında yaptığı bir iş avocation i.
bir işi birinin başına yıkmak foist f.
birinin bir işi olmamak be at loose ends f.
cesur birinin yaptığı işi andıran yeomanlike s.
Phrasals
birinin işi olmak fall upon someone f.
birinin işi olmak fall on someone f.
işi (birinin) üstüne yıkmak dump on (someone or something) f.
işi (birinin) üstüne yıkmak dump on f.
birinin yaptığı işi takip/kontrol etmek follow someone up f.
birinin yaptığı işi takip/kontrol etmek follow up (on someone) f.
Phrases
(birinin) işi değil far be it from (someone) expr.
(bir şey yapmak birinin) işi değil far be it from (one) to (do something) expr.
... yapmak birinin işi değil far be it from one to expr.
Colloquial
(birinin) projesi/işi olmak be (one's) baby f.
(birinin) işi olmak be down to (one) f.
(birinin) işi olmak be up to (one) f.
birinin işi olmak be up to somebody f.
(birinin) işi şansa kalmış (one) should be so lucky expr.
(birinin) işi şansa kalmış (one) will be lucky expr.
(birinin) işi şansa kalmış (one) would be lucky expr.
(birinin) işi rast gitmesin woe betide (someone) expr.
(birinin/bir şeyin) işi bitmiş it is all up with (someone or something) expr.
(birinin) işi bitti it's all over for (one) expr.
(birinin/bir şeyin bir yerde) ne işi var? what is (someone or something) doing (some place)? expr.
Idioms
(birinin) düzenli işi (one's) day job i.
(birinin) tam zamanlı işi (one's) day job i.
(birinin) mesaili işi (one's) day job i.
birinin başladığı işi devam ettirmek stand on someone's shoulder f.
birinin yerine işi yürütmek hold the fort f.
birinin yarım bıraktığı işi devam ettirmek pick up the slack f.
birinin yarım bıraktığı işi devam ettirmek take up the slack f.
birinin yerine işi yürütmek hold down the fort f.
bir işi birinin başına yıkmak/sırtına yüklemek drop (something) in (someone's) lap f.
birinin yerine işi yürütmek man the fort f.
(bir işi, sorumluluğu birinin) kucağına atmak/bırakmak dump (something) in (someone's) lap f.
(bir işi, sorumluluğu birinin) üstüne atmak dump (something) in (someone's) lap f.
bir işi, sorumluluğu birinin kucağına atmak/bırakmak dump something in somebody's lap f.
bir işi, sorumluluğu birinin üstüne atmak dump something in somebody's lap f.
bir işi, sorumluluğu birinin kucağına atmak/bırakmak drop something in somebody's lap f.
bir işi, sorumluluğu birinin üstüne atmak drop something in somebody's lap f.
tecrübeli birinin yanında çalışarak/tecrübeli birini izleyerek işi öğrenmek sit next to nellie [old-fashioned] f.
tecrübeli birinin yaptıklarını izleyip tekrarlayarak işi nasıl en iyi şekilde yapacağını öğrenmek sit next to nellie [old-fashioned] f.
birinin projesi/işi olmak be somebody's baby f.
birinin projesi/işi olmak be someone's baby f.
birinin işi olmak be someone's pigeon [old-fashioned] [uk] f.
birinin işi tıkırında olmak have going for one f.
birinin işi başından aşkın olmak have one's work cut out for one f.
birinin işi/görevi zor olmak have one's work cut out for one f.
birinin yapmak istemediği zor/hoş olmayan/tehlikeli bir işi yapmak pull (one's) chestnuts out of the fire f.
(birinin) başladığı işi devam ettirmek stand on (someone's) shoulders f.
(birinin) alanı/konusu/işi değil not (really) (one's) thing expr.
(birinin) işi bitti (one's) goose is cooked expr.
(birinin) işi başından aşkın (one's) hands are full expr.
birinin işi başından aşkın one's work is cut out for one expr.
Trade/Economic
iki kişiden birinin ötekinin işi veya mal varlığında parasal bir menfaati bulunması durumunda hukuk açısından birbirlerinin ortağı sayılması associate i.