Geçmiş

if not

"if not" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 12 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	if not zf.	aksi takdirde
2	Genel	if not zf.	eğer öyle değilse
3	Genel	if not zf.	mezse
4	Genel	if not zf.	olmazsa
5	Genel	if not zf.	aksi halde
6	Genel	if not zf.	eğer olmazsa
7	Genel	if not bağ.	hatta
Speaking
8	Konuşma	if not expr.	değil ise
9	Konuşma	if not expr.	eğer yoksa
10	Konuşma	if not expr.	eğer değilse
Technical
11	Teknik	if not zf.	yoksa
12	Teknik	if not expr.	değilse

"if not" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 107 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	nothing if not courageous s.	gözüpek
2	Genel	even if not zf.	olmasa bile
3	Genel	even if not zf.	olmasa dahi
4	Genel	if not so bağ.	aksi durumda
Phrases
5	İfadeler	if not defined otherwise expr.	aksi belirtilmedikçe
6	İfadeler	If not expr.	bile
7	İfadeler	it's not as if expr.	değil ki
8	İfadeler	if not more expr.	daha fazla değilse
9	İfadeler	on most, if not all, days of the week expr.	haftanın her günü olmasa da çoğu günlerinde
10	İfadeler	If not expr.	hatta
11	İfadeler	years if not decades expr.	on yıllar olmasa da yıllar
12	İfadeler	if not now expr.	şimdi değil ise
13	İfadeler	if the quorum is not present/reached/met expr.	yeter sayı sağlanmadığı takdirde
14	İfadeler	if the quorum is not present/reached/met expr.	yeter sayı sağlanmazsa
15	İfadeler	as if that were not enough expr.	yetmezmiş gibi
16	İfadeler	as if that were not enough expr.	dahası
17	İfadeler	as if that were not enough expr.	üstüne üstlük
18	İfadeler	as if that were not enough expr.	bir de üstüne
19	İfadeler	as if that were not enough expr.	bununla da kalmayıp
20	İfadeler	as if that were not enough expr.	üstelik
21	İfadeler	as if that were not enough expr.	her şeyin ötesinde
22	İfadeler	as if that were not enough expr.	dahası
23	İfadeler	not if I see you sooner, and not if I see you first expr.	beni bir daha görebileceğini pek sanmıyorum
24	İfadeler	not if I see you sooner, and not if I see you first expr.	seninle bir daha görüşmemek için elimden geleni yapacağım
25	İfadeler	not if I see you sooner, and not if I see you first expr.	bir daha görüşeceğimizi sanmıyorum
26	İfadeler	many if not all expr.	hepsi/tamamı değilse de çoğu
Proverb
27	Atasözü	if it were not for hope, the heart would break expr.	umudun bittiği yerde çaresizlik/mutsuzluk başlar
28	Atasözü	if it were not for hope, the heart would break expr.	gün doğmadan neler doğar
29	Atasözü	if it were not for hope, the heart would break expr.	umut tükenirse her şey sona erer
30	Atasözü	if it were not for hope, the heart would break expr.	umut olmadan yaşam olmaz
31	Atasözü	if the mountain will not come to Mahomet, Mahomet must go to the mountain	dağ sana gelmiyorsa, sen dağa gideceksin
32	Atasözü	if god did not exist it would be necessary to invent him	tanrı olmasaydı bile onu icat etmek gerekirdi
33	Atasözü	if mohammed will not go to the mountain, the mountain must come to	dağ yürümezse abdal yürür
34	Atasözü	if the mountain will not come to mohammed	dağ yürümezse abdal yürür
35	Atasözü	if you chase two rabbits, you will not catch either one	iki karpuz bir koltuğa sığmaz
36	Atasözü	if you chase two rabbits, you will not catch either one	aynı anda iki şeyi birden yapmak için çabalarsan ikisinden de olursun
37	Atasözü	if you chase two rabbits, you will not catch either one	aynı anda iki tavşan kovalayan hiçbirini yakalayamaz
Colloquial
38	Konuşma Dili	not if I see you first expr.	eğer daha önce ben seni görmezsem
39	Konuşma Dili	not if I see you sooner expr.	eğer daha önce ben seni görmezsem
40	Konuşma Dili	not if you paid me expr.	üstüne para versen dahi olmaz
41	Konuşma Dili	not if you paid me expr.	hiçbir şartta/koşulda olmaz
42	Konuşma Dili	not if you paid me expr.	asla olmaz
43	Konuşma Dili	not if you paid me expr.	para bile versen olmaz
44	Konuşma Dili	not if you paid me expr.	hiçbir suretle
45	Konuşma Dili	not if you paid me expr.	hiçbir koşulda
46	Konuşma Dili	not if you paid me expr.	hiçbir şartta
47	Konuşma Dili	if not for (someone or something) expr.	eğer (biri/bir şey) olmasaydı
48	Konuşma Dili	if that's not (something), (then) I don't know what is expr.	bu (bir şey) değil de ne?
49	Konuşma Dili	if that's not (something), (then) I don't know what is expr.	bu da (bir şey) değilse, ben de bir şey bilmiyorum demektir
50	Konuşma Dili	if you're not dutch, you're not much [cliché] expr.	hollandalı değilsen hiçbir şey değilsin
51	Konuşma Dili	if you're not dutch, you're not much [cliché] expr.	hollandalı değilsen pek bir şey değilsin
52	Konuşma Dili	if you're not dutch, you're not much [cliché] expr.	hollandalı değilsen pek işe yaramazsın
53	Konuşma Dili	it's not as if/as though expr.	durum öyle değil
54	Konuşma Dili	it's not as if/as though expr.	doğrusu o değil
55	Konuşma Dili	it's not as if/as though expr.	… olmuş gibi değil
Idioms
56	Deyim	not know if one is coming or going f.	ne yapacağını bilmemek
57	Deyim	not know if one is coming or going f.	ne yapacağını bilememek
58	Deyim	not know if you are coming or going f.	ne yapacağını bilmemek
59	Deyim	not know if (one) is afoot or on horseback f.	ne yaptığını bilmemek
60	Deyim	not know if (one) is afoot or on horseback f.	ne yaptığının farkında olmamak
61	Deyim	not know if (one) is afoot or on horseback f.	kafası karışık olmak
62	Deyim	as if that were not enough expr.	sanki bu yetmezmiş gibi
63	Deyim	as if that were not enough expr.	bir de
64	Deyim	as if that were not enough expr.	üstelik bir de
65	Deyim	as if that were not enough expr.	üzerine tüy diker gibi
66	Deyim	as if that were not enough expr.	üstüne üstlük
67	Deyim	If it's not one thing it's another! expr.	aksilikler/sorunlar hep üst üste gelir
68	Deyim	If it's not one thing it's another! expr.	bir başka sorun/aksilik daha!
69	Deyim	not if you can help it expr.	mecbur kalmadıkça/olmadıkça
70	Deyim	not if one can help it expr.	mecbur kalmadıkça/olmadıkça
71	Deyim	not if one can help it expr.	biri kabul etmedikçe
72	Deyim	nothing if not (something) expr.	(bir şeyden) başka bir şey değil
73	Deyim	nothing if not (something) expr.	her şeyden çok (bir şey)
74	Deyim	nothing if not (something) expr.	(bir şey) değil de ne
75	Deyim	nothing if not (something) expr.	(bir şey) abidesi
76	Deyim	nothing if not (something) expr.	çok (bir şey)
Speaking
77	Konuşma	nothing if not zf.	en nihayetinde
78	Konuşma	nothing if not zf.	kesinlikle
79	Konuşma	nothing if not zf.	neticede
80	Konuşma	if it's not broke don't fix it expr.	bozuk değilse kurcalama
81	Konuşma	if this is not the case expr.	böyle değilse
82	Konuşma	if it's not too much trouble expr.	çok zahmet olmayacaksa
83	Konuşma	if it's not broke don't fix it expr.	çalışıyorsa kurcalama
84	Konuşma	I am not sure if I understand correctly expr.	doğru anladığımdan emin değilim
85	Konuşma	if not so expr.	değil ise
86	Konuşma	I am not sure if I understood correctly expr.	doğru anladığımdan emin değilim
87	Konuşma	it doesn't matter if the rumors are true or not expr.	dedikoduların doğru olup olmadığı önemli değil
88	Konuşma	I'm not asking you if I can go expr.	gitmek için izin istemiyorum
89	Konuşma	not if I can help it expr.	elimden gelse yaptırmam
90	Konuşma	if not all expr.	hepsi olmasa bile
91	Konuşma	I'm not asking you if i can leave expr.	gitmek için izin istemiyorum
92	Konuşma	if you become sick it's not my fault expr.	hasta olursan günah benden gitti
93	Konuşma	I don't care if you come or not expr.	gelmezsen gelme
94	Konuşma	if it is not a problem for you expr.	eğer senin için sorun değilse
95	Konuşma	if I'm not mistaken expr.	eğer aklımda yanlış kalmadı ise
96	Konuşma	if you do not want to do it expr.	eğer yapmak istemiyorsan
97	Konuşma	if you are not busy expr.	müsaitseniz
98	Konuşma	if you are not busy expr.	meşgul değilsen
99	Konuşma	if not him/her then who? expr.	o olmayacak da kim olacak?
100	Konuşma	if you are not busy expr.	müsaitsen
101	Konuşma	if not now, when? expr.	şimdi değil ise ne zaman?
102	Konuşma	I'm not asking you if I can go expr.	sana gidebilir miyim diye soran yok
103	Konuşma	if I'm not mistaken expr.	yanılmıyorsam
104	Konuşma	if there is not expr.	yoksa
105	Konuşma	if I am not mistaken expr.	yanılmıyorsam
106	Konuşma	I'm not really sure if I can expr.	yapabileceğimden gerçekten emin değilim
Politics
107	Siyasal	if some day you are compelled to defend your independence and your republic, you must not tarry to weigh the possibilities and circumstances of the situation before taking up your duty i.	bir gün, istiklal ve cumhuriyeti müdafaa mecburiyetine düşersen, vazifeye atılmak için, içinde bulunacağın vaziyetin imkan ve şeraitini düşünmeyeceksin!