allowed - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

allowed

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"allowed" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 5 sonuç

İngilizce Türkçe
General
allowed s. izinli
allowed s. izin verilmiş
allowed s. izin verilen
Computer
allowed expr. izin verildi
Physics
allowed s. fizik ilkelerinin izin verdiği (spektrum hareketi)

"allowed" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 73 sonuç

İngilizce Türkçe
General
allowed transition i. izinli geçiş
allowed band i. izinli kuşak
allowed speed i. izin verilen hız
allowed speed i. müsaade edilen hız
allowed traffic load i. müsaade edilen trafik yükü
allowed building height i. gabari gabari kotu
legally allowed i. yasal olarak müsaade edilen
allowed time i. iş sırasında mola süresi
be allowed f. olur almak
be allowed f. izin verilmek
Phrasals
be allowed to do something f. (bir şeyleri yapmak için) izin verilmek/izni olmak
Phrases
children are not allowed expr. çocuklar giremez
no pets allowed expr. evcil hayvan giremez
pets not allowed expr. evcil hayvan giremez
if I am allowed expr. izin verirseniz
girls not allowed expr. kızların girmesi yasaktır
girls not allowed expr. kızlar giremez
if I am allowed expr. müsaade ederseniz
phones not allowed expr. telefonla girilmez
no food or drink allowed expr. yiyecek ve içecek ile girilmez
food and drink are not allowed expr. yiyecek ve içecek ile girilmez
food and drink are not allowed expr. yiyecek ve içecek ile girmek yasaktır
no food or drink allowed expr. yiyecek ve içecek ile girmek yasaktır
Colloquial
passengers aren't allowed here expr. yolcular burada duramaz
passengers aren't allowed here expr. yolcular burada giremez
Speaking
am I allowed to fish here? expr. burada balık avlayabilir miyim?
no singles allowed expr. damsız girilmez
no stags allowed expr. damsız girilmez
you are not allowed expr. iznin yok
Trade/Economic
weight allowed free i. ağırlık indirimi
time allowed for notice i. bildirme süresi
discount allowed i. izin verilen iskonto
allowed alternative treatment i. izin verilen alternatif yöntem
allowed alternative treatment i. kabul edilebilir alternatif yöntem
freight allowed to i. mal bedeline dahil navlun
allowed time i. müsaade edilen zaman
discount allowed i. müsaade edilen indirim
allowed time i. müsaade edilen süre
interest allowed on deposits i. mevduat faizi
time allowed for giving notice i. müsaade edilen bildirme süresi
cash discounts allowed i. peşin ödemede yapılan indirimler
discount allowed i. satış iskontosu
discount allowed i. yapılan iskonto
Law
time allowed for notice i. bildirme süresi
Tourism
swimming not allowed i. yüzmek yasaktır
Technical
allowed energy zones i. açık erke bölgeleri
allowed bands i. açık kuşaklar
allowed band i. izinli bant
allowed band i. izinli kuşak
allowed traffic load i. müsaade edilen trafik yükü
Computer
maximum allowed i. izin verilen en yüksek sayı
views allowed i. izin verilen görünümler
ole type allowed i. izin verilen ole türü
allowed users i. izin verilen kullanıcılar
allowed items i. izin verilen öğeler
maximum allowed expr. en fazla sayıda kullanıcıya izin ver
access allowed expr. erişime izin verildi
maximum allowed expr. izin verilen en çok
not allowed expr. izin verilmiyor
enter the maximum width and height in pixels that are allowed for your image expr. resminiz için izin verilen maksimum genişlik ve yüksekliği piksel cinsinden girin
Traffic
no bicycle allowed sign i. bisiklet giremez işareti
allowed traffic load i. müsaade edilen trafik yükü
no vehicles allowed expr. araç giremez
no bikes allowed expr. bisiklet giremez
no bicycle allowed expr. bisiklet giremez
no bikes allowed expr. bisikletle girilmez
no bikes allowed expr. bisiklet geçemez
motorized vehicles are not allowed expr. motorlu taşıt giremez
motorised vehicles are not allowed expr. motorlu taşıt giremez
parking not allowed expr. park yasaktır
parking not allowed expr. park yapılmaz
no vehicles allowed expr. taşıt giremez
Marine
time allowed for discharging i. müsaade edilen boşaltma süresi