Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | anlayabilmek | be able to understand f. |
Idioms | ||
Deyim | anlayabilmek | make out f. |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Phrasals | ||
Öbek Fiiller | (birini) görüp anlayabilmek | look through (one) f. |
Öbek Fiiller | (birinin) ne olduğunu anlayabilmek | look through (one) f. |
Öbek Fiiller | (birinin/bir şeyin) durumunu anlayabilmek | relate to (someone or something) f. |
Idioms | ||
Deyim | (bir şeyi) açıkça anlayabilmek | keep (something) straight (in one's mind/head) f. |
Deyim | bir şeyi anlayabilmek/çözebilmek | get your head around something f. |
Deyim | bir şeyi anlayabilmek/çözebilmek | get your head round something [uk] f. |
Math | ||
Matematik | motor becerilerini geliştirmek ve özellikle matematikteki soyut kavramları anlayabilmek için elle hareket ettirmek veya düzenlemek üzere tasarlanmış çeşitli nesneler | manipulative i. |