ayrımcılık - Türkçe İngilizce Sözlük

ayrımcılık

"ayrımcılık" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 6 sonuç

Türkçe İngilizce
General
ayrımcılık discrimination i.
Thousands are protesting against discrimination of race.
Binlerce kişi ırk ayrımcılığını protesto ediyor.

More Sentences
Politics
ayrımcılık discrimination i.
All these words tell of daily crises, the consequences, moreover, of discrimination.
Tüm bu sözler günlük krizleri, dahası ayrımcılığın sonuçlarını anlatıyor.

More Sentences
General
ayrımcılık despecification i.
Trade/Economic
ayrımcılık segregation i.
Politics
ayrımcılık factionalism i.
Social Sciences
ayrımcılık segregationism i.

"ayrımcılık" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 103 sonuç

Türkçe İngilizce
General
ayrımcılık yapmak discriminate f.
Yet the draft decision enables the EU institutions to discriminate in their recruitment on the grounds of age.
Ancak karar taslağı, AB kurumlarının işe alımlarında yaş temelinde ayrımcılık yapmalarına olanak tanımaktadır.

More Sentences
ayrımcılık yapmak discriminate against f.
We could never approve or support a directive which discriminates against other people's cultures in this way.
Başka insanların kültürlerine karşı bu şekilde ayrımcılık yapan bir yönergeyi asla onaylayamayız veya destekleyemeyiz.

More Sentences
Phrasals
(birine/bir şeye) karşı ayrımcılık yapmak discriminate against (someone or something) f.
It sets enlargement in an unrealistic financial framework that discriminates against the accession countries.
Genişlemeyi, katılım ülkelerine karşı ayrımcılık yapan gerçekçi olmayan bir mali çerçeveye oturtuyor.

More Sentences
Law
ayrımcılık yapma discrimination i.
Is such discrimination between EU citizens compatible with the rules on EU citizenship?
AB vatandaşları arasında böyle bir ayrımcılık yapılması AB vatandaşlık kurallarıyla bağdaşır mı?

More Sentences
Politics
ayrımcılık yapmama non-discrimination i.
The second question concerns the effective retirement age and the role of non-discrimination.
İkinci soru, etkin emeklilik yaşı ve ayrımcılık yapmamanın rolü ile ilgilidir.

More Sentences
pozitif ayrımcılık positive discrimination i.
In other words, it is positive discrimination.
Başka bir deyişle, bu pozitif ayrımcılıktır.

More Sentences
ayrımcılık yapmak discriminate f.
I hope that the Commission discriminates according to date in this area.
Umarım Komisyon bu alanda tarihe göre ayrımcılık yapar.

More Sentences
Psychology
cinsel ayrımcılık sexual discrimination i.
It has committed itself to protect women's rights against sexual discrimination and against religious intolerance.
Birlik, cinsel ayrımcılığa ve dini hoşgörüsüzlüğe karşı kadın haklarını korumayı taahhüt etmiştir.

More Sentences
General
dinde cinsel ayrımcılık sexism in religion i.
cinsel ayrımcılık sexism i.
doğrudan ayrımcılık direct discrimination i.
ayrımcılık kurbanı a victim of discrimination i.
genetik kökenli ayrımcılık genetic discrimination i.
genetiğe dayalı ayrımcılık genetic discrimination i.
engellilere karşı ayrımcılık discrimination against people with disabilities i.
konum veya mevkiye dayalı ayrımcılık rankism i.
insanların konum veya mevkisine göre ayrımcılık yapan kişi rankist i.
engellilere karşı ayrımcılık ablism i.
engellilere karşı ayrımcılık disablism i.
engellilere karşı ayrımcılık disability discrimination i.
engellilere karşı ayrımcılık handicapism i.
ayrımcılık yapan kimse discriminator i.
ayrımcılık yapmama inclusivity i.
politik ayrımcılık political incorrectness i.
kilolu insanlara karşı ayrımcılık fatism i.
kilolu insanlara karşı ayrımcılık fattism i.
semt temelli ayrımcılık postcode discrimination i.
ikamet temelli ayrımcılık postcode discrimination i.
(okulda) kanunlarda yer almasa da gerçekte yapılan ayrımcılık de facto segregation i.
fiili ayrımcılık de facto segregation i.
ayrımcılık yapmak discriminate in favor of f.
ayrımcılık yapmak despecificate f.
konum veya mevkiye dayalı ayrımcılık içeren rankist s.
ayrımcılık yapılmadığını göstermeye yarayan token s.
ayrımcılık yapan discriminal s.
ayrımcılık yapan discriminatory s.
ayrımcılık yaparak finely zf.
bir özelliğe dayalı önyargı veya ayrımcılık anlamı veren son ek -ism snk.
Phrasals
birisine ayrımcılık yapmak discriminate against somebody f.
Idioms
kurumsal ayrımcılık institutional racism i.
ayrımcılık yapmak single out f.
Trade/Economic
emek piyasasında ayrımcılık labor market discrimination i.
genetik ayrımcılık genetic discrimination i.
işte ayrımcılık yapma employment discrimination i.
işyerinde ayrımcılık workplace discrimination i.
işyerinde ayrımcılık discrimination in the workplace i.
makul ve ayrımcılık gözetmeyen lisanslama reasonable and non-discriminatory licensing i.
Law
ayrımcılık yasağı prohibition of discrimination i.
ayrımcılık yapmama nondiscrimination i.
ayrımcılık yapma segregation i.
ters ayrımcılık reverse discrimination i.
etnik köken ve dine bağlı olarak ayrımcılık yapma preference i.
Politics
ayrımcılık yapmama ilkesi non discrimination principle i.
ayrımcılık yapmama ilkesi non-discrimination principle i.
ayrımcılık yapmama ilkesi rule of non-discrimination i.
ayrımcılık yapmama nondiscrimination i.
olumlu ayrımcılık affirmative action i.
olumlu ayrımcılık positive discrimination i.
pozitif ayrımcılık reverse discrimination i.
politik ayrımcılık political discrimination i.
pozitif ayrımcılık affirmative action i.
özellikle amerika'nın güneyinde siyahilere karşı yapılan geleneksel ayrımcılık jim crow i.
özellikle amerika'nın güneyinde siyahilere karşı yapılan geleneksel ayrımcılık jim-crow i.
sistemik/sistemli ayrımcılık systemic racism i.
sistemli olarak yapılan ayrımcılık/ırkçılık systemic racism i.
yasalarla/uygulamalarla yapılan ayrımcılık systemic racism i.
etnik kökene dayalı ayrımcılık petty apartheid i.
ayrımcılık yapmak factionalize f.
ayrımcılık yapmak factionalise f.
siyahilere karşı ayrımcılık yapan jim-crow s.
Industry
sendikaya üye olan çalışanlara ayrımcılık yapılmasını önleyen işletme politikası open shop i.
Psychology
çoğunlukla yetişkinlerde özellikle orta yaş üzerine uygulanan ayrımcılık agism i.
çoğunlukla yetişkinlerde özellikle orta yaş üzerine uygulanan ayrımcılık ageism i.
Social Sciences
amerikan yerlilerinin 1968'de ayrımcılık ve adaletsizliğe karşı kurduğu militan hareketi american indian movement i.
akıl sağlığını baz alarak yapılan ayrımcılık mental health discrimination i.
cinsel ayrımcılık sexual apartheid i.
cinsel ayrımcılık gender apartheid i.
engellilere yönelik ayrımcılık ableism i.
engellilere yönelik ayrımcılık physicalism i.
engellilere yönelik ayrımcılık handicapism i.
engellilere yönelik ayrımcılık disability discrimination i.
engellilere yönelik ayrımcılık disability oppression i.
fiziksel engelli insanlara yapılan ayrımcılık physicalism i.
fiziksel engelli insanlara yapılan ayrımcılık disability discrimination i.
fiziksel engelli insanlara yapılan ayrımcılık handicapism i.
fiziksel engelli insanlara yapılan ayrımcılık disability oppression i.
fiziksel engelli insanlara yapılan ayrımcılık ableism i.
kasta dayalı ayrımcılık caste-based discrimination i.
ten rengine dayalı ayrımcılık colorism i.
ten rengine dayalı ayrımcılık shadeism i.
ten rengine dayalı ayrımcılık colourism i.
etnik ayrımcılık ethnic profiling i.
dolaylı ayrımcılık indirect discrimination i.
negatif ayrımcılık negative discrimination i.
yoksullardan tiksinerek ve korkarak ayrımcılık yapma aporophobia i.
ayrımcılık karşıtı sosyal hizmet anti-discriminatory social work i.
vücut ölçüleri temelli ayrımcılık sizeism i.
vücut ölçüleri temelli ayrımcılık sizism i.
siyahilere karşı ayrımcılık yapan jim crow s.
Religious
(anglikanizm ve protestanlık) ruhban sınıfından kadın bir üyenin ayrımcılık nedeniyle atanamaması durumu stained glass ceiling i.
Slang
ayrımcılık/ırkçılık yapıldığını hissetmek feel a draft f.
Modern Slang
dünya genelinde afrikalılara karşı uygulanan baskı/zulüm/ayrımcılık afropessimism i.
yetişkinlerin gençlere karşı yaptığı ayrımcılık adultism i.