büyük ölçüde - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

büyük ölçüde



"büyük ölçüde" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 47 sonuç

Türkçe İngilizce
General
büyük ölçüde a vast scale s.
büyük ölçüde whole slew (of) s.
büyük ölçüde to a great extent zf.
büyük ölçüde substantially zf.
büyük ölçüde to a large extent zf.
büyük ölçüde largely zf.
büyük ölçüde on a large scale zf.
büyük ölçüde widely zf.
büyük ölçüde majorly zf.
büyük ölçüde considerably zf.
büyük ölçüde pretty much zf.
büyük ölçüde pretty well zf.
büyük ölçüde in no small measure zf.
büyük ölçüde radically zf.
büyük ölçüde all too zf.
büyük ölçüde only too zf.
büyük ölçüde big zf.
büyük ölçüde big-time zf.
büyük ölçüde materially zf.
büyük ölçüde with a witness zf.
büyük ölçüde widewhere zf.
büyük ölçüde meikle [scotland] zf.
büyük ölçüde mickle [scotland] zf.
büyük ölçüde right smart zf.
büyük ölçüde considerable [dialect] zf.
büyük ölçüde powerful zf.
büyük ölçüde gayly [scotland] zf.
Phrases
büyük ölçüde a bit of a/an expr.
Colloquial
büyük ölçüde super dooper zf.
büyük ölçüde hang of a expr.
büyük ölçüde a hang of expr.
Idioms
büyük ölçüde to great effect zf.
büyük ölçüde to fine effect zf.
büyük ölçüde to outstanding effect zf.
büyük ölçüde to good effect zf.
büyük ölçüde leaps and bounds zf.
büyük ölçüde on a biblical scale expr.
büyük ölçüde a whole lot expr.
büyük ölçüde by the yard expr.
büyük ölçüde by/in leaps and bounds expr.
büyük ölçüde to pieces expr.
büyük ölçüde with a capital (some letter) expr.
Trade/Economic
büyük ölçüde on a big scale expr.
büyük ölçüde on a large scale expr.
Archaic
büyük ölçüde thrice zf.
Slang
büyük ölçüde bare zf.
büyük ölçüde like buggery [uk] expr.

"büyük ölçüde" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 84 sonuç

Türkçe İngilizce
General
büyük ölçüde bütünleşik devre large scale integrated circuit i.
çoğunlukla valilerce yönetilen ve yönetim bakımından bir ölçüde bağımsızlığı olan büyük il state i.
büyük ölçüde can kaybı mortality i.
daha büyük ölçüde tartışma further discussion i.
muadillerinden anormal ölçüde büyük olan şey lunker i.
biyografileri büyük ölçüde izlenemeyen bir grup insanın ortak özelliklerinin araştırılması prosopography i.
bağımsız unsurların büyük etki yaratacak ölçüde etkileşimi synergism i.
büyük ölçüde artmak redouble f.
büyük ölçüde farklılık göstermek differ greatly f.
büyük ölçüde etkilemek overimpress f.
normalden daha büyük ölçüde olana ait kingsize s.
büyük ölçüde etkili largely effective s.
büyük ölçüde değiştirilmiş heavily modified s.
büyük ölçüde kısıtlı görüş mesafesine sahip near-blind s.
daha büyük ölçüde more of s.
toplumun davranış normlarından büyük ölçüde farklılık gösteren deviate s.
çelişkili görünmesine karşın büyük ölçüde doğru olan paradoxical s.
büyük bir ölçüde largely zf.
büyük ölçüde/oranda in large measure zf.
büyük ölçüde/çapta largely zf.
büyük ölçüde/çapta to a large extent zf.
büyük ölçüde/çapta in great measure zf.
büyük ölçüde/çapta to a great extent zf.
daha büyük ölçüde to a greater extent zf.
daha büyük ölçüde more so zf.
çok büyük ölçüde particularly zf.
daha büyük ölçüde still [obsolete] zf.
büyük ölçüde anlamı veren ön ek be- ök.
daha büyük ölçüde anlamı veren ön ek be- ök.
Phrases
büyük, az, hatırı sayılır ölçüde to good, little, etc. effect expr.
Colloquial
olabilecek en büyük ölçüde for fair expr.
çok büyük oranda/ölçüde a whole heap expr.
büyük ölçüde (bir şey) all too (something) expr.
büyük ölçüde (bir şey) all too (something) expr.
Idioms
(bir şeyi) büyük ölçüde azaltmak pare (something) to the bone f.
(bir şeyi/konuyu) büyük ölçüde aydınlığa kavuşturmak throw a lot of light on (something) f.
(bir şeye/konuya) büyük ölçüde ışık tutmak throw a lot of light on (something) f.
(bir şeyi/konuyu) büyük ölçüde aydınlatmak throw a lot of light on (something) f.
(bir şeyi/konuyu) büyük ölçüde açıklamak throw a lot of light on (something) f.
(bir şeyi/konuyu) büyük ölçüde açıklığa kavuşturmak throw a lot of light on (something) f.
(bir şeye/konuya) büyük ölçüde açıklık getirmek/kazandırmak throw a lot of light on (something) f.
bir eşiği/sınırı kolaylıkla ve büyük ölçüde geçmek blow past (something) f.
büyük ölçüde bir şey yapmak do something in a big way f.
(bir şeyin) fiyatını büyük ölçüde artırmak place a premium on (something) f.
ciddi/büyük ölçüde gerilemek take a drubbing f.
büyük ölçüde tahrip edici slash-and-burn s.
önemli/büyük ölçüde big time zf.
Trade/Economic
önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketlere ait large-cap s.
önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketler ile ilişkili large-cap s.
önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketlerin hisselerine yatırım yapan yatırım fonlarına ait large-cap s.
önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketlerin hisselerine yatırım yapan yatırım fonları ile ilişkili large-cap s.
önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketlere ait large-capitalisation s.
önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketler ile ilişkili large-capitalisation s.
önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketlerin hisselerine yatırım yapan yatırım fonlarına ait large-capitalisation s.
önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketlerin hisselerine yatırım yapan yatırım fonları ile ilişkili large-capitalisation s.
önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketlere ait large-capitalization s.
önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketler ile ilişkili large-capitalization s.
önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketlerin hisselerine yatırım yapan yatırım fonlarına ait large-capitalization s.
önemli ölçüde birikmiş karı ve çok miktarda ödenmemiş adi hisse senedi bulunan büyük şirketlerin hisselerine yatırım yapan yatırım fonları ile ilişkili large-capitalization s.
Law
bir tarafı büyük ölçüde kısıtlarken diğer tarafı serbest bırakan bir sözleşme contract of adhesion i.
Politics
(büyük ölçüde britanya kolumbiyası'nda) terör destekçisi bir doukhobor tarikatı freedomites i.
(büyük ölçüde britanya kolumbiyası'nda) terör destekçisi bir doukhobor tarikatı sons of freedom i.
Technical
büyük ölçüde kılavuz çekilmiş oversized tapped s.
Anatomy
mesane duvarının büyük ölçüde uzunlamasına olan dış kas sistemi detrusor i.
mesane duvarının büyük ölçüde uzunlamasına olan dış kas sistemi detrusor muscle i.
mesane duvarının büyük ölçüde uzunlamasına olan dış kas sistemi detrusor i.
Food Engineering
büyük ölçüde eşdeğerlik substantial equivalence i.
tamamen veya büyük ölçüde graham unundan yapılmış graham s.
Biology
kalitatif bir özelliğin dışavurumunu büyük ölçüde etkileyen gen oligogene i.
Zoology
metabolizmanın büyük ölçüde yavaşlaması torpor i.
metabolizması büyük ölçüde yavaşlamış torpid s.
Botanic
kayaların altında veya alt yüzeyinde bulunup büyük ölçüde ışıksız bir ortamda olan hypolithic s.
kayaların altında veya alt yüzeyinde bulunup büyük ölçüde ışıksız bir ortamda yaşayan hypolithic s.
Education
büyük ölçüde bağımsız enstitülerin oluşturduğu (üniversite) federal [uk] s.
Linguistics
büyük ölçüde ingilizceye dayalı yapay bir uluslararası dil volapük i.
büyük ölçüde ingilizceye dayalı yapay bir uluslararası dil volapuk i.
Religious
(hinduizm'de) büyük ölçüde rahip büyülerinden oluşan dördüncü ve sonuncu veda atharva-veda i.
Environment
altındaki mineralli topraktan farklı olarak büyük ölçüde organik madde katmanından oluşan humuslu orman toprağı mor i.
Geography
büyük ölçüde değiştirilmiş su kütlesi heavily modified water body i.
Geology
büyük ölçüde zirkonyum dioksit içeren, zirkonyum kaynağı bir mineral baddeleyite i.
nehir ağzına yakın olup büyük ölçüde açık sulardan korunan çamurlu lagün, bataklık veya göl liman i.
Archaic
özgürlüğe büyük ölçüde izin veren large s.
Ornithology
kuzey amerika'daki bataklık ve kıyılarda bulunan büyük ölçüde gri renkli bir kuş turkeyback (tringa melanoleuca) i.
Modern Slang
vücudun her yerinin büyük ölçüde zayıflayıp kafanın büyük kalması al roker syndrome i.