başka bir yer - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

başka bir yer



"başka bir yer" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 3 sonuç

Türkçe İngilizce
General
başka bir yer someplace else i.
başka bir yer some other place i.
başka bir yer elsewhere zf.

"başka bir yer" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 27 sonuç

Türkçe İngilizce
General
başka bir yere hareket etmeyi beklerken insanlar kısa süreyle otursun veya dinlensinler diye tasarlanmış yer lounge i.
bir başka yer some other place i.
Phrasals
(bir şeyi bir yerden başka bir yer) götürmek convey (something) from (someone or something) f.
(bir şeyi bir yerden başka bir yer) götürmek convey (something) from (someone or sth) to (someone or sth) f.
(bir şeyi bir yerden başka bir yer) götürmek convey (something) to (someone or something) f.
(bir yeri başka bir yer) için terk etmek desert (someone or something) for (someone or something) f.
(bir yerden başka bir yer) için ayrılmak desert (someone or something) for (someone or something) f.
(bir yeri başka bir yer) için terk etmek desert (someone or something) to (someone or something) f.
(bir yerden başka bir yer) için ayrılmak desert (someone or something) to (someone or something) f.
(birini/bir şeyi) başka kıyafetler, bir yer, bir alan içerisinde düşünmek/hayal etmek picture (someone or something) inside of (something) f.
(birini/bir şeyi) başka kıyafetler, bir yer, bir alan içerisinde düşünmek/hayal etmek picture (someone or something) in (something) f.
birini/bir şeyi başka bir şey, bir yer, bir alan içerisinde düşünmek/hayal etmek picture someone in something f.
(bir şeyle başka bir şeyin) arasında yer almak/gelmek come between (something and something else) f.
(bir şeyle/bir yerle başka bir şey/bir yer) arasında mekik dokumak shuttle from (something or some place) to (something or some place) f.
(bir şeyle/bir yerle başka bir şey/bir yer) arasında gidip gidip gelmek shuttle from (something or some place) to (something or some place) f.
(bir şeyle/bir yerle başka bir şey/bir yer) arasında mekik dokutmak shuttle from (something or some place) to (something or some place) f.
Colloquial
bir şeyi başka bir şeyle karıştırıp yer değiştirmek/yanlışlıkla almak mix up f.
Speaking
bizim için dışarıda bunun gibi başka bir yer yok there's no place like this out there for us expr.
orasının başka bir yer olduğunu anlamak bir hayli zamanımı almıştı it took me a while to figure out that I was in somewhere else expr.
Trade/Economic
sergilediği ürünler kendisine ait olmasına rağmen başka bir perakendecinin mağazasından yer kiralayarak o perakendeci adına satış yapan perakendeci leased department i.
Mining
taş ocağından çıkarılacak bir kaya tabakasının başka bir kaya ile kesildiği yer butt i.
Chemistry
atomun moleküldeki durumundan bir başka evreye doğru yer değiştirmesi migration i.
(organik kimyada) diazo bileşiklerinin başka maddelerle yer değiştirdiği bir dizi reaksiyon diazo reactions i.
Biochemistry
sadece farklı bir lokusta yer alan başka bir genin ifadesi üzerindeki etkisiyle bilinen gen modifier i.
Sport
playoff maçlarında başka bir takımın kaybetmesi sayesinde yer edinmek back into (someone or something) f.
(birine) aynı pozisyondaki başka bir oyuncuyla yer değiştirtmek platoon f.
Music
başka bir şarkı içinde yer alan şarkı bridge i.