be against - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

be against

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"be against" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 2 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
be against f. karşı olmak
General
be against f. aleyhinde olmak

"be against" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 100 sonuç

İngilizce Türkçe
General
be up against f. mücadele etmek
be against a wall f. başı sıkışmak
be against the law f. hukuka aykırı olmak
be accused of turning people against the military f. halkı askerlikten soğutmakla suçlanmak
be helpless against death f. ölüm karşısında çaresiz olmak
be against one's nature f. tabiatına aykırı olmak
be against one's nature f. doğasına aykırı olmak
be strictly against f. katı bir şekilde karşı olmak
Colloquial
be up against it f. çok kötü durumda olmak
be up against it f. çok zor bir durumda olmak
be up against it f. güçlüklerle karşılaşmak
be on one's guard against f. gardını almak
be up against it f. eli darda olmak
be on one's guard against f. gözünü dört açmak
be on one's guard against f. tetikte olmak
be on one's guard against f. -e karşı önlemler almak
Idioms
be on one's guard against someone f. birine karşı gözünü dört açmak
be banging one's head against a brick wall f. boşa kürek sallamak
be on one's guard against someone f. birine karşı tetikte olmak
be hitting one's head against a brick wall f. boşa kürek sallamak
be on one's guard against someone f. birine karşı gardını almak
be hitting one's head against a brick wall f. boşa kürek çekmek
be on guard against someone f. birine karşı tetikte olmak
be on guard against someone f. birine karşı gözünü dört açmak
be on guard against someone f. birine karşı gardını almak
be banging one's head against a brick wall f. boşa kürek çekmek
be up against the wall f. çok zor bir durumda olmak
be up against the wall f. çok zor bir durumda kalmak
be/come up against a brick wall f. duvara toslamak
be/come up against a brick wall f. çıkış yolu/çözüm bulamamak
be up against the wall f. çaresiz kalmak
be up against the wall f. çaresiz olmak
be hitting one's head against a brick wall f. havanda su dövmek
be banging one's head against a brick wall f. havanda su dövmek
be/come up against a brick wall f. ilerleyememek
be on the attack against f. saldırıya geçmek
be/come up against a brick wall f. tıkanıp kalmak
be up against the wall f. ümitsiz olmak
be against (someone or something) f. (birine/bir şeye) karşı olmak
be against (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) karşısında olmak
be against (someone or something) f. (birine/bir şeye) karşı çıkmak
be banging your head against a brick wall [uk] f. akıntıya karşı kürek çekmek
be banging your head against a brick wall [uk] f. akıntıya kürek çekmek
be banging your head against a brick wall [uk] f. boş yere çabalamak
be banging your head against a brick wall [uk] f. boşa kürek sallamak
be banging your head against a brick wall [uk] f. boşuna uğraşmak
be banging your head against a brick wall [uk] f. deveye hendek atlatmak
be banging your head against a brick wall [uk] f. havanda su dövmek
be banging your head against a brick wall [uk] f. iğneyle kuyu kazmak
be banging your head against a wall [us] f. akıntıya karşı kürek çekmek
be banging your head against a wall [us] f. akıntıya kürek çekmek
be banging your head against a wall [us] f. boş yere çabalamak
be banging your head against a wall [us] f. boşa kürek sallamak
be banging your head against a wall [us] f. boşuna uğraşmak
be banging your head against a wall [us] f. deveye hendek atlatmak
be banging your head against a wall [us] f. havanda su dövmek
be banging your head against a wall [us] f. iğneyle kuyu kazmak
be dead set against (someone or something) f. (birine/bir şeye) tamamen karşı olmak
be dead set against (someone or something) f. (birine/bir şeye) muhalif olmak
be dead set against (someone or something) f. (birinin/bir şeyin) tamamen karşısında olmak
be dead set against something f. bir şeye tamamen karşı olmak
be dead set against something f. bir şeye muhalif olmak
be dead set against something f. bir şeyin tamamen karşısında olmak
be pushing against an open door [uk] f. kolayca elde etmek/başarmak
be pushing against an open door [uk] f. zor olmayan bir şeyi başarmak
be pushing against an open door [uk] f. (geniş destek görerek) kolayca başarmak
be pushing against an open door [uk] f. zorlanmadan elde etmek
be pushing against an open door [uk] f. tereyağından kıl çeker gibi olmak
be set against (something) f. (bir şeye) tamamen/kesinlikle karşı olmak
be set against (something) f. (bir şeye) muhalif olmak
be set against (something) f. (bir şeyin) kesinlikle karşısında olmak
be set against something/against doing something f. bir şeye/bir şey yapmaya tamamen/kesinlikle karşı olmak
be set against something/against doing something f. bir şeye/bir şey yapmaya muhalif olmak
be set against something/against doing something f. bir şeyin/bir şey yapmanın kesinlikle karşısında olmak
be set against something/against doing something f. bir şeye/bir şey yapmaya kesinlikle yanaşmamak
be (dead) set against something/against doing something f. bir şeye/bir şey yapmaya tamamen/kesinlikle karşı olmak
be (dead) set against something/against doing something f. bir şeye/bir şey yapmaya muhalif olmak
be (dead) set against something/against doing something f. bir şeyin/bir şey yapmanın kesinlikle karşısında olmak
be (dead) set against something/against doing something f. bir şeye/bir şey yapmaya kesinlikle yanaşmamak
be against the grain f. tabiatına aykırı olmak
be against the grain f. normal olmamak
be against the grain f. alışılmış bir şey olmamak
be against the grain f. ters bir şey olmak
be against the grain f. alışılmışın/beklenenin tersini yapmak
Formal
be arrayed against f. karşılıklı olmak
Speaking
you have the right to remain silent, anything you say can and will be used against you in a court of law expr. sessiz kalma hakkına sahipsiniz, söyleyeceğiniz her şey mahkemede aleyhinizde delil olarak kullanılabilir
you have the right to remain silent, anything you say can and will be used against you in a court of law expr. sessiz kalma hakkına sahipsin, söyleyeceğin her şey mahkemede aleyhinde delil olarak kullanılabilir
Law
be against the legislation f. mevzuata aykırı olmak
be against the legislation f. kanuna aykırı olmak
be against the legislation f. yasaya aykırı olmak
anything you say can and will be used against you in a court of law expr. söylediğin her şey mahkemede aleyhine delil olarak kullanılabilir
Politics
committee for the approximation of the laws of the member states relating to measures against the emission of gaseous and particulate pollutants from internal combustion engines to be installed in non-road mobile machinery i. karayolu dışında kullanılan hareketli makinelere takılan içten yanmalı motorlardan çıkan gaz ve partikül kirleticilerin emisyonuna karşı alınacak tedbirlerle ilgili üye devlet kanunlarının yakınlaştırılması komitesi
Electric
be insulated against electricity f. elektriğe karşı yalıtılmak
Automotive
measures to be taken against the emission of gaseous pollutants from diesel engines for use in vehicles i. araçlarda kullanılan sıkıştırma ateşlemeli motorlardan çıkan gaz ve partikül kirleticilerin emisyonlarına karşı alınacak tedbirler
measures to be taken against the emission of pollutants from diesel engines i. dizel motorlardan çıkan kirletici emisyonlarına karşı alınan önlemler
measures to be taken against the emission of pollutants from diesel engines for use in vehicles i. motorlu araçlarda kullanılan dizel motorlardan çıkan kirletici emisyonlara karşı alınan önlemler
measures to be taken against air pollution by gases from positive-ignition engines of motor vehicles i. motorlu araçların pozitif ateşleme sisteminden çıkan gazların neden olduğu hava kirliliğine karşı alınacak tedbirler
measures to be taken against air pollution by emission from motor vehicles i. motorlu taşıtlardan yayılan emisyonların oluşturduğu hava kirliliğine karşı alınacak tedbirler
Agriculture
measures to be taken against the emission of pollutants from diesel engines for use in wheeled agricultural or forestry tractors i. tarım veya orman traktörlerinde kullanılan dizel motorlardan çıkan kirletici emisyonlara karşı alınacak tedbirler
Environment
measures against the emission of gaseous and particulate pollutants from internal combustion engines to be installed in non-road mobile machinery i. karayolu dışında kullanılan hareketli makinelara takılan içten yanmalı motorlardan çıkan gazlara ve partikül halindeki kirleticilere karşı alınacak tedbirler