Geçmiş

bir şeye bırakmak

"bir şeye bırakmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Phrasals
1	Öbek Fiiller	bir şeye bırakmak	give up to f.

"bir şeye bırakmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 77 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	kendini bir şeye bırakmak	abandon yourself to something f.
Phrasals
2	Öbek Fiiller	(birine ya da bir şeye) bırakmak	concede to (someone or something) f.
3	Öbek Fiiller	birini bir şeye mecbur etmek/yapmak zorunda bırakmak	obligate someone to something f.
4	Öbek Fiiller	kontrolünü (bir şeye) bırakmak	run away with f.
5	Öbek Fiiller	birini dalga geçerek/alay ederek bir şeye mecbur bırakmak	taunt someone into something f.
6	Öbek Fiiller	(kendini/birini/bir şeyi birine veya bir şeye) maruz bırakmak	expose (someone, something, or oneself) to (someone or something) f.
7	Öbek Fiiller	bir şeyi birine/bir şeye bırakmak	place something with someone or something f.
8	Öbek Fiiller	bir şeyi birine/bir şeye bırakmak	rest something in someone or something f.
9	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi birine/bir şeye bırakmak	take someone or something over f.
10	Öbek Fiiller	yukarıdaki (birine/bir şeye/bir yere) bırakmak	take up to (someone, something, or some place) f.
11	Öbek Fiiller	(bir şeyi bir şeye) maruz bırakmak	taint (something) with (something) f.
12	Öbek Fiiller	birini (bir şeye) mecbur bırakmak	bounce into (something) f.
13	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi birine/bir şeye bırakmak	abandon someone or something to someone or something f.
14	Öbek Fiiller	birinden/bir şeyden vazgeçip birine/bir şeye bırakmak	abandon someone or something to someone or something f.
15	Öbek Fiiller	bir şeye yer/pay bırakmak	allow something for something f.
16	Öbek Fiiller	bir şeye yer/pay bırakmak	allow something for something f.
17	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi bir şeye maruz bırakmak	subject someone or something to something f.
18	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi birine/bir şeye) bırakmak	entrust (someone or something) to (someone or something) f.
19	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) güvenip (birini/bir şeyi) bırakmak	entrust (someone or something) with (someone or something) f.
20	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi (birine/bir şeye) bırakmak/bağışlamak	hand someone or something over (to someone or something) f.
21	Öbek Fiiller	(birini bir şeye) maruz bırakmak	impose on (someone) f.
22	Öbek Fiiller	(birini bir şeye) mecbur bırakmak	obligate (one) to f.
23	Öbek Fiiller	(birini bir şeye) zorunlu bırakmak	obligate (one) to f.
24	Öbek Fiiller	(birini bir şeye) sadık/bağlı kalmak zorunda bırakmak	obligate (one) to f.
25	Öbek Fiiller	(birini bir şeye) maruz bırakmak	put (someone) through (something) f.
26	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) bırakmak	relinquish to (someone or something) f.
27	Öbek Fiiller	(bir şeyi birine/bir şeye) bırakmak	render (something) to (someone or something) f.
28	Öbek Fiiller	(birini bir şeye/bir yere) geri bırakmak	see (one) back (to something or some place) f.
29	Öbek Fiiller	(birini bir şeye) bırakmak	see (one) to (something) f.
30	Öbek Fiiller	(birini birine/bir şeye) maruz bırakmak	subject (one) to (someone or something) f.
31	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) göre geri planda bırakmak	subordinate to (someone or something) f.
32	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi birine/bir şeye) bırakmak	surrender (someone or something) to (someone or something) f.
33	Öbek Fiiller	yukarıdaki (birine/bir şeye) götürmek/bırakmak	take up to f.
34	Öbek Fiiller	dalga geçerek/alay ederek (bir şeye) mecbur bırakmak	taunt into f.
35	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) bırakmak	transfer to (someone or something) f.
36	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi birine/bir şeye) güvenip bırakmak	trust (someone or something) with (someone or something) f.
37	Öbek Fiiller	sorumluluğunu/gözetimini (birine/bir şeye) vermek/bırakmak	turn over to (someone or something) f.
38	Öbek Fiiller	(birine/bir şeye) vermek/bırakmak	turn over to (someone or something) f.
Colloquial
39	Konuşma Dili	kendini bir şeye maruz bırakmak	lay oneself open to f.
Idioms
40	Deyim	birini bir şeye kayıtsız bırakmak	put one out of conceit with f.
41	Deyim	bir şeye maruz bırakmak	subject something to f.
42	Deyim	birini bir şeye maruz bırakmak	subject someone to f.
43	Deyim	(birine veya bir şeye) bakma işini birine bırakmak	leave (someone or something) in (someone's) care f.
44	Deyim	(birine veya bir şeye) bakma işini birine bırakmak	leave (someone or something) in the care of (someone) f.
45	Deyim	(birine veya bir şeye) bakma işini birine bırakmak	leave (someone or something) under (someone's) care f.
46	Deyim	(birine veya bir şeye) bakma işini birine bırakmak	place (someone or something) in (someone's) care f.
47	Deyim	(birine veya bir şeye) bakma işini birine bırakmak	place (someone or something) in the care of (someone) f.
48	Deyim	(birine veya bir şeye) bakma işini birine bırakmak	place (someone or something) under (someone's) care f.
49	Deyim	(birine veya bir şeye) bakma işini birine bırakmak	leave (someone or something) in the charge of (someone) f.
50	Deyim	(birine veya bir şeye) bakma işini birine bırakmak	place (someone or something) in the charge of (someone) f.
51	Deyim	(bir şey üzerindeki) kontrolünü (başka birine/bir şeye) bırakmak	relinquish (one's) grasp on (something) (to someone or something) f.
52	Deyim	(birine/bir şeye) karşı iyilik ve merhamet hissetmeyi bırakmak	harden (one's) heart against (someone or something) f.
53	Deyim	(bir şeyin) kontrolünü (birine/bir şeye) bırakmak	relinquish (one's) hold on (something) (to someone or something) f.
54	Deyim	(bir şeyin) kontrolünü (birine/bir şeye) bırakmak	relinquish (one's) hold over (something) (to someone or something) f.
55	Deyim	kendini bir şeye bırakmak/teslim etmek	abandon oneself to something f.
56	Deyim	yerini birine/bir şeye bırakmak	give place to somebody/something f.
57	Deyim	yerini (bir şeye) bırakmak	give way (to something) f.
58	Deyim	yerini (birine/bir şeye) bırakmak	give way to (someone or something) f.
59	Deyim	(birini/bir şeyi/kendini bir şeye) karşı savunmasız bırakmak	leave (someone, something, or oneself) (wide) open for (something) f.
60	Deyim	(birini/bir şeyi/kendini bir şeye) tamamen açık bırakmak	leave (someone, something, or oneself) (wide) open for (something) f.
61	Deyim	(birini/bir şeyi/kendini bir şeye) maruz bırakmak	leave (someone, something, or oneself) (wide) open for (something) f.
62	Deyim	(birini/bir şeyi/kendini bir şeye) karşı savunmasız bırakmak	leave (someone, something, or oneself) (wide) open to (something) f.
63	Deyim	(birini/bir şeyi/kendini bir şeye) tamamen açık bırakmak	leave (someone, something, or oneself) (wide) open to (something) f.
64	Deyim	(birini/bir şeyi/kendini bir şeye) maruz bırakmak	leave (someone, something, or oneself) (wide) open to (something) f.
65	Deyim	kendini bir şeye karşı savunmasız bırakmak	leave yourself wide open to something f.
66	Deyim	kendini bir şeye tamamen açık bırakmak	leave yourself wide open to something f.
67	Deyim	kendini bir şeye maruz bırakmak	leave yourself wide open to something f.
68	Deyim	kendini bir şeye karşı savunmasız bırakmak	leave yourself open to something f.
69	Deyim	kendini bir şeye tamamen açık bırakmak	leave yourself open to something f.
70	Deyim	kendini bir şeye maruz bırakmak	leave yourself open to something f.
71	Deyim	yerini (birine/bir şeye) bırakmak/kaptırmak	lose ground to (someone or something) f.
72	Deyim	(midesinde bir şeye) yer bırakmak	make room (for something) f.
73	Deyim	çok fazla yemeyip (bir şeye) yer bırakmak	make room (for something) f.
74	Deyim	(bir şey üzerindeki) kontrolünü (başka birine/bir şeye) bırakmak	relinquish (one's) grasp over (something) (to someone or something) f.
75	Deyim	(bir şey üzerindeki) kontrolünü (başka birine/bir şeye) bırakmak	relinquish control over (something) (to someone or something) f.
76	Deyim	çok yemeyip (bir şeye) yer ayırmak/bırakmak	save room (for something) f.
77	Deyim	(bir şeye) yer ayırmak/bırakmak için çok yememek	save room (for something) f.