bir şeyin altında - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

bir şeyin altında



"bir şeyin altında" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

Türkçe İngilizce
Colloquial
bir şeyin altında beneath something expr.

"bir şeyin altında" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 109 sonuç

Türkçe İngilizce
General
(bir şeyin) altında çıkıntı yapmış şey underlap i.
bir şeyin altında yatan amaç meaning i.
(bir şeyin) altında büyümek undergrow f.
(bir şeyin) altında çıkıntı yapmak underlap f.
(bir şeyin) yüzeyinin altında oyuk açmak mine f.
(birinin/bir şeyin) düzeyinin altında below (someone or something) s.
bir şeyin ağırlığı altında ezilmiş inundated s.
(birinin/bir şeyin) altında below (someone or something) zf.
Phrasals
(bir şeyin) altına/altında saklamak bury under (something) f.
(bir şeyin) altına/altında gizlemek bury under (something) f.
bir şeyin altına/altında uzanmak/yatmak lie down under something f.
bir şeyin egemenliği altında olmak come under f.
bir şeyin altına/altında uzanmak/yatmak lie down beneath something f.
(bir şeyi başka bir şeyin) altında değerlendirmek rate something below something else f.
bir şeyin yoğunluğu altında ezilmek/boğulmak drown in (something) f.
yeri bir şeyin altında olmak go under f.
birini/bir şeyi birinin/bir şeyin altında hareketsiz bırakmak pin someone or something under someone or something f.
birini/bir şeyi birinin/bir şeyin altında kapana kıstırmak pin someone or something under someone or something f.
birini/bir şeyi birinin/bir şeyin altında bırakmak pin someone or something under someone or something f.
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) altında hareketsiz bırakmak pin (someone or something) underneath (someone or something) f.
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) altında kapana kıstırmak pin (someone or something) underneath (someone or something) f.
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) altında bırakmak pin (someone or something) underneath (someone or something) f.
değeri (birinin/bir şeyin) altında sayılmak rank below (someone or something) f.
sıralamada (birinin/bir şeyin) altında kabul edilmek rank below (someone or something) f.
değerini (birinin/bir şeyin) altında görmek rank below (someone or something) f.
sıralamada (birinin/bir şeyin) altında değerlendirmek rank below (someone or something) f.
(bir şeyin) altında kalmak keep under (something) f.
(bir şeyin) altında durmaya/gizlenmeye devam etmek keep under (something) f.
(bir şeyin) altında durmak/gizlenmek keep under (something) f.
(bir şeyin) altında tutmak keep under (something) f.
(bir şeyin) altında saklamak keep under (something) f.
(bir şeyin) altında biriktirmek keep under (something) f.
(bir şeyin) altında tutmaya devam etmek keep under (something) f.
birini/bir şeyi bir şeyin altında tutmak keep someone or something under something f.
birini/bir şeyi bir şeyin altında saklamak keep someone or something under something f.
birini/bir şeyi bir şeyin altında depolamak keep someone or something under something f.
birini/bir şeyi bir şeyin altında bulundurmak keep someone or something under something f.
birini/bir şeyi bir şeyin altında muhafaza etmek keep someone or something under something f.
birini/bir şeyi bir şeyin altında gizlemek keep someone or something under something f.
bir şeyin altında durmak/kalmak keep under something f.
bir şeyin altında durmaya/kalmaya devam etmek keep under something f.
birinin/bir şeyin altında çalışmak report to someone or something f.
bir duyguyu bir şeyin altında bastırmak push (someone or something) under (something) f.
bir duyguyu bir şeyin altında gizlemek/baskılamak push (someone or something) under (something) f.
aniden bir şeyin altında kaybolmak bob (under) f.
aniden bir şeyin altında kaybolmak bob (below) f.
(bir şeyin altında) dayanmak bear up (under something) f.
(bir şeyin) altında) ayakta kalmak bear up (under something) f.
(bir şeyin) altında sağlam durmak/kalmak bear up (under something) f.
(bir şeyin ağırlığı altında) dayanmak/sağlam kalmak bear up (under something) f.
(bir şeyin yükü/baskısı altında) sağlam kalmak bear up (under something) f.
bir şeyin altında yıkılmak buckle under something f.
bir şeyin altında çökmek/göçmek buckle under something f.
bir şeyin altında paramparça olmak buckle under something f.
bir şeyin altında dağılmak buckle under something f.
(birinin/bir şeyin) sorumluluğu altında olmak come under (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) egemenliği altında olmak come under (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) nüfuzu altında olmak come under (someone or something) f.
düşüp birinin/bir şeyin altında kalmak fall under someone or something f.
(bir şeyin) altında yatan neden/sebep olmak lay behind (something) f.
(birinin/bir şeyin) yönetimi altında yaşamak live under f.
(birinin/bir şeyin) kontrolü altında yaşamak live under f.
(birinin/bir şeyin) dayatması/kuralları altında yaşamak live under f.
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) altında mahsur bırakmak pin (someone or something) beneath (someone or something) f.
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) altında hareketsiz bırakmak pin (someone or something) beneath (someone or something) f.
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) altında kapana kıstırmak pin (someone or something) beneath (someone or something) f.
(birini/bir şeyi birinin/bir şeyin) altında bırakmak pin (someone or something) beneath (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) altında değerlendirilmek rate below (someone or something) f.
(birinin/bir şeyin) altında değerlendirmek rate below (someone or something) f.
(bir şeyin) altında yatan anlamı bulmaya çalışmak read into (something) f.
(bir şeyin) altında kalmak remain under (something) f.
(bir şeyin) altında durmaya devam etmek remain under (something) f.
(bir şeyin ağırlığı/baskısı) altında sendelemek/yalpalamak stagger under (something) f.
(bir şeyin) altında kalmak/kalmaya devam etmek stay under (something) f.
(bir şeyin) altında/içinde gizlenmek stay under (something) f.
(birini bir şeyin) altında ezmek submerge (someone) under (something) f.
(bir şeyin) altına/altında tünel kazmak tunnel under (something) f.
(birinin/bir şeyin) altında çalışmak (fiziksel olarak) work beneath (someone or something) f.
(bir şeyin) altında/alt kısmında çalışmak work beneath (something) f.
(birinin/bir şeyin) altında çalışmak (fiziksel olarak) work under (someone or something) f.
(bir şeyin) altında/alt kısmında çalışmak work under (something) f.
Phrases
(bir şeyin) korkusu, kaygısı, acı hatırası altında in the shadow of (someone or something) expr.
Colloquial
birinin/bir şeyin altında bir pozisyonda/konumda below someone or something s.
birinin/bir şeyin altında/aşağısında below someone or something s.
(birinin/bir şeyin) düzeyinin altında beneath (someone or something) s.
(birinin/bir şeyin) emri/kontrolü altında subordinate to (someone or something) s.
(birinin/bir şeyin) altında beneath (someone or something) zf.
(bir şeyin) biraz altında shy of (something) expr.
Idioms
(birinin ya da bir şeyin) altında kalmak collapse under the weight of (someone or something) f.
her şeyin altında bir bit yeniği aramak not take anything for granted f.
(bir şeyin yapılacağı) tehdidi altında tutmak hold somebody to ransom f.
(bir şeyin) altında yatanları araştırmak/anlamak fathom the depths of (something) f.
bir şeyin altında durmak/kalmak keep under cover f.
(bir şeyin) aşırı derecede etkisi altında olmak be a slave of (something) f.
(bir şeyin) aşırı derecede etkisi altında olmak be a slave to (something) f.
bir şeyin aşırı derecede etkisi altında olmak be a slave to/of something f.
birinin/bir şeyin altında kalmak be no match for somebody/something f.
zor/sıkıntılı (bir şeyin) altında ezilmiş knee-high in (something) s.
(birinin/bir şeyin) gözetimi altında in custody (of someone or something) s.
(birinin/bir şeyin) gözetimi altında in someone's or something's custody s.
(birinin/bir şeyin) yükü altında under the shadow of (someone or something) expr.
(birinin/bir şeyin) korkusu altında under the shadow of (someone or something) expr.
(birinin/bir şeyin) korkunç/acı hatırası altında under the shadow of (someone or something) expr.
(birinin/bir şeyin) hükmü altında/altına before (someone or something) expr.
(birinin/bir şeyin) yargısı altında/altına before (someone or something) expr.
(bir şeyin) altında at the bottom of (something) expr.
(birinin/bir şeyin) himayesi altında under the auspices of (someone or something) expr.
(birinin/bir şeyin) koruması altında under the auspices of (someone or something) expr.
(birinin/bir şeyin) gözetimi altında under the auspices of (someone or something) expr.