bir bütün olarak - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

bir bütün olarak



"bir bütün olarak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 4 sonuç

Türkçe İngilizce
General
bir bütün olarak in the aggregate zf.
bir bütün olarak as a whole zf.
bir bütün olarak flockmel zf.
bir bütün olarak stock zf.

"bir bütün olarak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 28 sonuç

Türkçe İngilizce
General
bir bütün olarak boru veya borular tubing i.
bir bütün olarak insan body-mind i.
(tek bir bütün olarak kabul edilen) sıvı hacmi parcel i.
bağımsız ögelerin bir bütün olarak kombinasyonu synthesis i.
bir şeye bir bütün olarak bakmak keep something in perspective f.
ayrıntılara takılıp kaldığı için durumu bir bütün olarak görememek can't see the woods for the trees f.
küresel bir bütün olarak düşünmek world f.
(mekanik veya elektronik parçaları) bütün olarak bir araya getirmek veya çalıştırmak gang f.
bölünmez bir bütün olarak holistically zf.
Phrases
bütün olarak (bir mülkiyetin devredilmesinde) rump and stump expr.
Idioms
ulusu, eyaleti veya bölgeyi bir bütün olarak temsil eden at large expr.
Speaking
bütün gece hasta bir arkadaşla ilgilenmek zorunda kaldım (bahane olarak söylenir) I was up all night with a sick friend expr.
Trade/Economic
yüzölçümüne ilişkin bir garanti olmaksızın bir arazi parçasının bütün olarak satışı sale in gross i.
yüzölçümüne ilişkin bir garanti olmaksızın bir arazi parçasının bütün olarak satışı contract of hazard i.
Advertising
pazarlamayı pazarlama sistemleri ile toplumun birbirini üzerindeki etkileri şeklinde bir bütün olarak ele alma macromarketing i.
Gastronomy
istiridyelerin bütün olarak sütlü veya kremalı çorbaya eklendiği bir yemek oyster stew i.
Biology
bir bütün olarak organizmadan bağımsız olma autonomy i.
Botanic
bitkinin bir bütün olarak gövde yapısı caulome i.
Social Sciences
evreni bir bütün olarak ele alan ve bireysel durumlara bu bütüne göre değerlendiren universalistic s.
evreni bir bütün olarak ele alan ve bireysel durumlara bu bütüne göre değerlendiren universalist s.
Education
kelimelerin önce bir bütün olarak ardından fonetik ve alfabetik öğelerine göre analiz edildiği bir okumayı öğretme yöntemi word method i.
Linguistics
bir bütün olarak eylem bildiren terminate s.
Religious
eski ahit'e göre kudüs ve bir bütün olarak israil toprağı ile eş anlamlı olarak kullanılan bir yer adı zion i.
eski ahit'e göre kudüs ve bir bütün olarak israil toprağı ile eş anlamlı olarak kullanılan bir yer adı sion i.
Geology
(jeolojik zaman cetvelinde bir bütün olarak) palezoik, mezozoik ve senozoik devirler ile ilgili phanerozoic s.
(jeolojik zaman cetvelinde bir bütün olarak) palezoik, mezozoik ve senozoik devirlere ait phanerozoic s.
Card
pokerde bir oyuncunun henüz bütün kartlar açılmamışken bile kesin olarak kaybetmiş olması drawing dead i.
Archaic
bölünmez bir bütün olarak in the gross expr.