bir bir anlatmak - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

bir bir anlatmak



"bir bir anlatmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

Türkçe İngilizce
Idioms
bir bir anlatmak spell out f.

"bir bir anlatmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 133 sonuç

Türkçe İngilizce
General
hayranlığını abartılı bir şekilde anlatmak gush about f.
açık bir şekilde anlatmak clarify f.
daha ayrıntılı bir şekilde anlatmak enlarge upon f.
bir şey anlatmak get through to f.
tiyatrovari bir biçimde anlatmak dramatise f.
bir şeyi birine anlatmak get something through someone's head f.
yanlış bir şekilde anlatmak garble f.
etkili bir şekilde anlatmak put across f.
güzel bir dille anlatmak clothe f.
birşeyi sıradan bir insanın anlayacağı şekilde anlatmak put something in layman’s terms f.
ikna edici bir şekilde anlatmak drive the point home f.
bir şeyi anlatmak commentate f.
tiyatrovari bir biçimde anlatmak dramatize f.
(bir konuyu) anlatmak/işlemek talk f.
ayrıntılı bir şekilde anlatmak enlarge f.
(bir diğerinden) daha fazla gece öyküsü anlatmak outnight f.
(bir şeyi) olumlu şekilde anlatmak plump f.
Phrasals
(birine bir şeyi) anlatmak/söylemek/açıklamak/göstermek run by f.
birine bir şey anlatmak tell someone about something f.
birine bir şey aktarmak/anlatmak recount something to someone f.
birine bir şey aktarmak/anlatmak tell something to someone f.
birini veya bir şeyi uzun uzun anlatmak expatiate on someone or something f.
birini veya bir şeyi uzun uzadıya anlatmak expatiate on someone or something f.
bir şeyi söylemek/anlatmak give with something f.
(bir şeyi) derinlemesine anlatmak go into (something) f.
(bir şeyi) uzun uzadıya anlatmak go into (something) f.
bir şeyi bağırarak anlatmak yell at (someone or something) f.
(bir şeyin ayrıntılarını) adım adım anlatmak talk through f.
(bir şeyde birini/bir şeyi) anlatmak/ifade etmek represent (someone or something) in (something) f.
birine bir şeyi anlatmak/açıklamak represent something to someone f.
açık bir şekilde anlatmak lay out f.
(bir şey) hakkında kabak tadı veren bir konuşma yapmak/hikaye anlatmak set off on (something) f.
(bir şey) hakkında uzun ve sıkıcı bir konuşma yapmak/hikaye anlatmak set off on (something) f.
(bir şey) hakkında uzun ve sıkıcı bir konuşma yapmak/hikaye anlatmak set off on (something) f.
(birine bir şeyi) anlatmak run (something) by (one) f.
(birine bir şeyi) anlatmak acquaint (one) with (something) f.
(birini/kendini bir şeyle) anlatmak deliver (someone or oneself) of (something) f.
birine birini/bir şeyi anlatmak explain someone or something to someone f.
(birine birini/bir şeyi) anlatmak explain (someone or something) to (one) f.
bir şeyi anlatmak get something across f.
bir şeyi anlatmak put something across (to someone) f.
(bir şeyi birine) anlatmak/açıklamak get (something) across to (one) f.
(bir konuda) uzun uzun konuşmak/anlatmak go off on (something) f.
(bir şeyi) uzun uzadıya anlatmak go off on (something) f.
(birine bir şeyi) anlatmak relate (something) to (one) f.
(biri/bir şey) hakkındaki anılarını anlatmak reminisce about (someone or something) f.
(birini/bir şeyi) heyecanla anlatmak rhapsodize over (someone or something) f.
(bir şeyin) sürecini/detaylarını anlatmak run through (something) f.
(biri/bir şey) hakkında (bir şeyi) anlatmak/ortaya koymak say (something) about (someone or something) f.
hakkında bir hikaye anlatmak sing of f.
(biri/bir şey) hakkında bir hikaye anlatmak sing of (someone or something) f.
bağıra çağıra (birini/bir şeyi) anlatmak squawk about (someone or something) f.
(birine birini/bir şeyi) anlatmak tell (one) about (someone or something) f.
(birine bir şey) anlatmak tell (something) to (one) f.
(bir şeyi) anlatmak tell of (something) f.
Colloquial
bir sorununu anlatmak get it out f.
bir şeyi birine anlatmak lay something on someone f.
(bir şeyi) olumlu anlatmak plug f.
Idioms
asıl derdini anlatmak için bir şeyi bahane olarak kullanmak a peg on which to hang (something) i.
asıl derdini anlatmak için bir şeyi bahane olarak kullanmak a peg on which to hang something i.
asıl derdini anlatmak için bir şeyi bahane olarak kullanmak a peg to hang (something) on i.
(birinin) anlayacağı bir dille anlatmak bring (something) down to (one's) level f.
(birinin) anlayacağı bir dille anlatmak bring something down to something f.
(biri veya bir konu hakkında) çok şey anlatmak say a great deal about (someone or something) f.
(biri veya bir konu hakkında) çok şey anlatmak say a great deal about (someone or something) f.
(bir şey veya biri hakkında birine) bir iki şey anlatmak tell (someone) a thing or two (about someone or something) f.
(birine) bir iki şey anlatmak tell someone a thing or two f.
(birine) bir iki şey anlatmak teach someone a thing or two f.
büyük bir iştahla anlatmak wax lyrical f.
mesajın/konunun önemini etkili bir şekilde anlatmak drive your message/point home f.
(birisi veya bir şey hakkında birisine) bir şeyler anlatmak could teach (someone) a thing or two (about someone or something) f.
(birisi veya bir şey hakkında birisine) bir şeyler anlatmak could tell (someone) a thing or two (about someone or something) f.
(birisi veya bir şey hakkında birisine) bir şeyler anlatmak tell (someone) a thing or two (about someone or something) f.
daha basit bir dille anlatmak put (something) into plain english f.
daha basit bir dille/ingilizceyle anlatmak say (something) in plain english f.
daha düz bir dille/ingilizceyle anlatmak say (something) in plain english f.
başka/farklı bir hikaye anlatmak tell a different story f.
birinin söylediğiyle uyuşmayan bir şey anlatmak tell a different story f.
başka/farklı bir hikaye anlatmak tell another tale/story f.
birinin söylediğiyle uyuşmayan bir şey anlatmak tell another tale/story f.
başka/farklı bir hikaye anlatmak tell a different tale f.
birinin söylediğiyle uyuşmayan bir şey anlatmak tell a different tale f.
başka/farklı bir hikaye anlatmak tell another story f.
birinin söylediğiyle uyuşmayan bir şey anlatmak tell another story f.
başka/farklı bir hikaye anlatmak tell another tale f.
birinin söylediğiyle uyuşmayan bir şey anlatmak tell another tale f.
(birine anlatmaması gereken bir şeyi) detaylıca anlatmak give (one) the benefit of (something) f.
bir konuyu adım adım anlatmak walk one through f.
(birine) yalan bir hikaye anlatmak spin (one) a story f.
(birine) yalan bir hikaye anlatmak spin (one) a tale f.
(birine) yalan bir hikaye anlatmak spin (somebody) a yarn f.
(birine) yalan bir hikaye anlatmak spin (somebody) a tale f.
bir şeyi coşkulu/hevesli bir şekilde anlatmak wax lyrical about something f.
bir şeyi coşkulu/hevesli bir şekilde anlatmak wax lyrical about f.
bir şeyi heyecanlı bir şekilde anlatmak wax lyrical about f.
bir şeyi coşkulu/hevesli bir şekilde anlatmak wax lyrical over f.
bir şeyi heyecanlı bir şekilde anlatmak wax lyrical over f.
(birine bir şeyi) üstünkörü anlatmak run (something) past (one) f.
aynı (bir şey) hikayesini anlatmak tell the same tale (of something) f.
(birine/bir şeye) son gelişmeleri anlatmak/bildirmek/aktarmak bring (someone or something) up to date f.
birine (biri/bir şey hakkında/konusunda) son gelişmeleri anlatmak/bildirmek/aktarmak bring someone up-to-date (on someone or something) f.
birine (biriyle/bir şeyle ilgili) son gelişmeleri anlatmak/bildirmek/aktarmak bring someone up-to-date (on someone or something) f.
(birini/bir şeyi) tam olarak anlatmak do justice to (someone or something) f.
birini/bir şeyi tam olarak anlatmak do justice to f.
birini/bir şeyi tam olarak anlatmak do justice to something/someone f.
birini/bir şeyi tam olarak anlatmak do someone or something justice f.
birini/bir şeyi tam olarak anlatmak do someone or something justice f.
birini/bir şeyi tam olarak anlatmak do justice to someone or something f.
birine (biri/bir şey hakkındaki) gerçeği anlatmak give somebody the low-down (on somebody/something) f.
(birine bir şeyin) iç yüzünü anlatmak give (someone) the lowdown (on something) f.
bir şeyi ballandıra ballandıra anlatmak lay something on thick f.
(bir şeyi) basit bir dille ifade etmek/anlatmak put (something) into plain language f.
(bir şeyi) yalın bir dille ifade etmek/anlatmak put (something) into plain language f.
(bir şeyi) anlaşılır bir dille ifade etmek/anlatmak put (something) into plain language f.
(bir şeyi) düz bir dille ifade etmek/anlatmak put (something) into plain language f.
(bir şeyi) açıkça ifade etmek/anlatmak put (something) into plain language f.
(bir şeyi) herkesin anlayabileceği bir dille ifade etmek/anlatmak put (something) into plain language f.
(birine bir şeyi) tekrar anlatmak/açıklamak run (something) by (one) again f.
(bir şeyi) basit/anlaşılır bir dille anlatmak say (something) in plain language f.
(bir şeyi) düz bir dille anlatmak say (something) in plain language f.
başka/farklı bir hikaye anlatmak tell a different, another tale/story f.
birinin söylediğiyle uyuşmayan bir şey anlatmak tell a different, another tale/story f.
birine bir iki şey anlatmak tell (or teach) someone a thing or two f.
anlaması mümkün olmayan birine bir şey anlatmak like showing a dog a card trick expr.
Speaking
bana anlatmak istediğin bir şeyler var mı? is there something that you want to tell me? expr.
Medical
kafanın belli bir durumunu anlatmak üzere kullanılan son ek -cephaly snk.
Literature
(bir şeyin) tarihini anlatmak historify f.
Cinema
çekilmiş bir filmin öncesindeki olayları anlatmak için çekilen yeni film prequel i.
Slang
(birine bir şeyi) uzun uzadıya anlatmak yak at (one) f.
(birine bir şeyi) uzun uzadıya anlatmak yack at (one) f.
(birine) bilmediği bir şeyi anlatmak set (one) wise f.
(biri/bir şey) hakkında bildiklerini sayıp dökmek/anlatmak spill (one's) guts on (someone or something) f.
(biri/bir şey) hakkındaki gerçek hislerini anlatmak spill (one's) guts on (someone or something) f.