bir problem - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

bir problem



"bir problem" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

Türkçe İngilizce
Colloquial
bir problem jones i.

"bir problem" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 34 sonuç

Türkçe İngilizce
General
çözümlenmesi güç bir problem a can of worms i.
önemli bir sorun/problem an important problem i.
teknik bir problem a technical problem i.
büyük bir sorunun parçası olan problem subproblem i.
Phrasals
(biriyle/bir şeyle) zorluk/problem yaşamak run up against (someone or something) f.
Phrases
eğer herhangi bir problem olursa if any problem occurs expr.
eğer herhangi bir problem olursa if any problem arises expr.
Proverb
küçük bir problem kendi haline bırakılırsa büyük yıkımlara neden olabilir an ant may well destroy a whole dam
önemsizken çözülmeyen bir problem ileride büyük felaketlere yol açabilir an ant may well destroy a whole dam
önemsizken önüne geçilmeyen bir problem sonradan büyük bir yıkım yaratabilir an ant may well destroy a whole dam
küçük bir problem kendi haline bırakılırsa büyük yıkımlara neden olabilir an ant may well destroy a whole dam
önemsizken çözülmeyen bir problem ileride büyük felaketlere yol açabilir an ant may well destroy a whole dam
önemsizken önüne geçilmeyen bir problem sonradan büyük bir yıkım yaratabilir an ant may well destroy a whole dam
bir şeyin problem olacağını düşünüyorsan durduk yere üstüne gitme/onu körükleme don't trouble trouble till trouble troubles you
Colloquial
birinden kaynaklı bir sorun/problem olmak be someone's lookout f.
birinin (kendinden) kaynaklı bir sorun/problem olmak be someone's (own) lookout [uk] f.
Idioms
altında yatan bir sıkıntı/problem a catch to it i.
problem yaratabilecek bir durum a slippery slope i.
bir sorunu çözmek için belli bir miktar parayı harcamaktan kaçınırken uzun vadede problem büyüdüğünde daha fazla para harcamak zorunda kalmak be penny-wise and dollar-foolish f.
(bir şeyle birine) problem yaratmak damn (someone) with (something) f.
ileride problem yaratacak/başını ağrıtacak bir şey yapmak make a rod for your own back [uk] f.
gizli bir sorun/problem var mı? what's the catch? expr.
Speaking
bu bir problem yaratır mı? will it be a problem? expr.
herhangi bir problem var mı? Is there any problem? expr.
Math
bir boyutlu nonlineer hiperbolik problem one dimensional hyperbolic problem i.
en az her bir np problem kadar zor olan problemlerin bulunduğu sınıf np-hard i.
(varsayılan bir sayı ile yapılan işlemde doğru sonucun elde edildiği) bir problem çözme yöntemi single position i.
Geometry
geometrik çözümü bir çember ile konik kesitin veya iki konik kesitin kesişimi ile mümkün olan problem solid problem i.
Education
öğrencilerin evde okumaları tamamlamasını ve ders saati boyunca canlı problem çözme üzerinde çalışmasını sağlayarak öğrenci katılımını ve öğrenmesini artırmayı amaçlayan bir öğretim stratejisi flipped classroom i.
Philosophy
problem çözmede olasılıkların zorunluluk olmadan çoğaltılmaması gerektiğini savunan bir ilke occam’s razor i.
problem çözmede olasılıkların zorunluluk olmadan çoğaltılmaması gerektiğini savunan bir ilke occams razor i.
Chess
iki oyuncunun belirli bir hedefe ulaşmak için iş birliği yaptığı yaratıcı problem helpmate i.
Engineering
ölçüm bilgisinde üç yönlü problem sonucu veya gözlem noktasının üç sabit nokta üzerinden tek bir çembere düşmesi ile görülen belirsiz form revolver i.
Slang
bir beyaz olarak siyahi biriyle ilişki yaşamayı/flört etmeyi problem etmeyen down with the swirl s.