bir süre içinde - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

bir süre içinde



"bir süre içinde" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

Türkçe İngilizce
General
bir süre içinde for a space zf.

"bir süre içinde" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 26 sonuç

Türkçe İngilizce
General
oldukça kısa bir süre içinde yapılan birden fazla dalış multiple dives i.
bir süre için ilkel şartlar içinde yaşamak rough it f.
belirli bir süre içinde in a given time zf.
Phrasals
belli bir süre içinde bir işi ya da müsabakayı bitirmek/tamamlamak clock in f.
Colloquial
(çok kısa bir süre sonra/hemen) bir dakika içinde in just a minute expr.
Idioms
bir süre boyunca/bir süredir biriyle bir beraberlik içinde with someone for some amount of time expr.
Speaking
çok kısa bir süre içinde before you know it expr.
Trade/Economic
belli bir süre içinde malı belli fiyattan satın alıp almama hakkı option to purchase i.
belirli bir süre içinde fiyatı sınırlı tutulan sipariş time order i.
küçük birimlere bölünebilen ve uzun bir süre içinde satılabilen büyük bir sipariş split order i.
halka açık bir şirketin iki yıllık süre içinde iflas olasılığını hesaplayan bir matematiksel formül zeta i.
belirli bir süre içinde geriye dönülebilen (kabili rücu) ambulatory s.
Law
mahkemenin aldığı boşanma kararının belirli bir süre içinde itiraz olunarak kararın iptali için geçerli neden gösterilmediği takdirde kesinleşmesi decree nisi i.
Insurance
hayat sigortalısının belirli bir süre içinde ölmesi halinde ödenen sigorta temporary life assurance i.
Railway
demiryolu şirketinin belirli bir süre içinde taşıdığı yolcu ve ton ağırlığın mil cinsinden toplam birimi traffic mile i.
trenin belirli bir süre içinde kat ettiği toplam yolun mil cinsinden birimi train mile i.
trenin belirli bir süre içinde kat ettiği toplam yolun mil cinsinden birimi mile run i.
trenin belirli bir süre içinde kat ettiği toplam yolun mil cinsinden birimi train-mile i.
Medical
tek bir ilaç dozunun kısa süre içinde damardan enjekte edilmesi bolus i.
Agriculture
belirli bir süre içinde kırkılan toplam koyun sayısı tally i.
Geology
belirli bir süre içinde bir yerde biriken kayaçlara ait time-stratigraphic i.
belirli bir süre içinde bir yerde biriken kayaçlarla ilgili time-stratigraphic i.
belirli bir süre içinde bir yerde biriken kayaçları teşkil eden time-stratigraphic i.
Military
mayının yerleştirildikten hemen sonraki süre içinde patlamasını önleyen bir cihaz arming delay device i.
Sport
mesafeyi ilk tamamlayanın veya bir süre içinde en çok tur atanın kazandığı yarış endurance racing i.
Engineering
bir işin bitmesi için gereken süreyi ya da belirsiz süre içinde yapılabilecek iş miktarını ölçmek için atanan iş miktarı amount limit i.