birini/bir şeyi bulmak - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

birini/bir şeyi bulmak



"birini/bir şeyi bulmak" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 7 sonuç

Türkçe İngilizce
Phrasals
birini/bir şeyi bulmak scrounge someone or something up f.
birini/bir şeyi bulmak come across someone or something f.
birini/bir şeyi bulmak run across someone or something f.
birini/bir şeyi bulmak come upon someone or something f.
birini/bir şeyi bulmak come on someone or something f.
birini/bir şeyi bulmak come onto someone or something f.
birini/bir şeyi bulmak come up with someone or something f.

"birini/bir şeyi bulmak" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 43 sonuç

Türkçe İngilizce
Phrasals
(birini/bir şeyi) tesadüfen bulmak chance on (someone or something) f.
(birini/bir şeyi) şans eseri bulmak chance on (someone or something) f.
(birini/bir şeyi) tesadüfen bulmak chance upon (someone or something) f.
(birini/bir şeyi) şans eseri bulmak chance upon (someone or something) f.
birini/bir şeyi bir şey bulmak amacıyla incelemek/muayene etmek examine someone or something for something f.
(birini/bir şeyi) biraz garip/tuhaf bulmak find (someone or something) a bit off f.
(birini/bir şeyi) biraz başıbozuk/kural dışı bulmak find (someone or something) a bit off f.
(birini/bir şeyi) biraz değişik bulmak find (someone or something) a bit off f.
(birini/bir şeyi) biraz garip/tuhaf bulmak find (someone or something) a little off f.
(birini/bir şeyi) biraz başıbozuk/kural dışı bulmak find (someone or something) a little off f.
(birini/bir şeyi) biraz değişik bulmak find (someone or something) a little off f.
(birini/bir şeyi) suçlu bulmak find against (someone or something) f.
(birini/bir şeyi) bulmak için etrafa bakınmak look around for (someone or something) f.
birini bir şeyi arayıp bulmak scare someone or something up f.
(birini/bir şeyi) bulmak için etrafın altını üstüne getirmek scrounge around (for someone or something) f.
Colloquial
(birini/bir şeyi) tam (birine/bir şeye) göre bulmak think (someone or something) is fit for (someone or something) f.
(birini/bir şeyi) tam (birine/bir şeye) uygun bulmak think (someone or something) is fit for (someone or something) f.
(birini/bir şeyi) fiziksel olarak (birine/bir şeye) uygun bulmak think (someone or something) is fit for (someone or something) f.
birini/bir şeyi tam birine/bir şeye göre bulmak think someone or something fit for someone or something f.
birini/bir şeyi tam birine/bir şeye uygun bulmak think someone or something fit for someone or something f.
Idioms
(birini/bir şeyi) kötü bulmak give bad marks to (someone or something) f.
(birini/bir şeyi/bir hayvanı) bulmak put one's hands on (someone, something, or an animal) f.
(birini/bir şeyi/bir hayvanı) bulmak lay one's hands on (someone, something, or an animal) f.
birini/bir şeyi komik/eğlenceli bulmak get a bang out of someone/something f.
birini/bir şeyi komik/eğlenceli bulmak get a kick out of someone/something f.
(birini/bir şeyi) komik/eğlenceli bulmak get a buzz out of (someone or something) f.
birini/bir şeyi komik/eğlenceli bulmak get a buzz out of someone/something f.
(birini/bir şeyi) çok çekici bulmak have got the hots for (someone or something) f.
(birini/bir şeyi) çok hoş bulmak have got the hots for (someone or something) f.
(bir şeyle) ilgili (birini/bir şeyi) suçlu bulmak place the blame for (something) on (someone or something) f.
(birini/bir şeyi) suçlu bulmak place the blame on (someone or something) f.
(bir şeyle) ilgili (birini/bir şeyi) suçlu bulmak place the blame on (someone or something) for (something) f.
(birini/bir şeyi) arayıp bulmak run (someone or something) to earth f.
(birini/bir şeyi) uzun aramalardan sonra bulmak run (someone or something) to earth f.
(birini/bir şeyi) iz sürerek bulmak run (someone or something) to earth f.
(birini/bir şeyi) izini sürüp bulmak run (someone or something) to earth f.
(birini/bir şeyi) arayıp bulmak run (someone or something) to ground f.
(birini/bir şeyi) uzun aramalardan sonra bulmak run (someone or something) to ground f.
(birini/bir şeyi) iz sürerek bulmak run (someone or something) to ground f.
(birini/bir şeyi) izini sürüp bulmak run (someone or something) to ground f.
birini/bir şeyi uzun aramalardan sonra bulmak run somebody/something to earth f.
birini/bir şeyi uzun aramalardan sonra bulmak run somebody/something to ground f.
(birini/bir şeyi) olumsuz bulmak/değerlendirmek turn thumbs down (on someone/something) f.