Geçmiş

birini/bir şeyi geçirmek

"birini/bir şeyi geçirmek" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Phrasals
1	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi geçirmek	pass on someone or something f.

"birini/bir şeyi geçirmek" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 48 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	kontrolden geçirmek (birini/bir şeyi)	check f.
Phrasals
2	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi kapıya kadar geçirmek	escort someone or something from something f.
3	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi çıkışa kadar geçirmek	escort someone or something from something f.
4	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi bir şey yapması) için harekete geçirmek	stimulate (someone or something) into (doing) (something) f.
5	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi bir şeyle) kırıp geçirmek	smite (someone or something) with (something) f.
6	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi güçlü bir şeyle) kırıp geçirmek	strike (someone or something) with (something) f.
7	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi gözden geçirmek	go over someone or something f.
8	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle iletişime geçirmek	bring someone or something into contact with someone or something f.
9	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi bir şeyden karşıya geçirmek	get someone or something across something f.
10	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi bir şeyden geçirmek	get someone or something across something f.
11	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi bir şeyden karşıya geçirmek	get someone or something across f.
12	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi bir şeyden geçirmek	get someone or something across f.
13	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi birinden/bir şeyden geçirmek	get someone or something by someone or something f.
14	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi birinden/bir şeyden geçirmek	get someone or something by f.
15	Öbek Fiiller	birini/bir şeyi (bir şeyden) karşıya geçirmek	guide someone or something across (something) f.
16	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi) (bir şeyden) karşıya geçirmek	guide (someone or something) across f.
17	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi) gözden geçirmek	look at (someone or something) f.
18	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi bir testten) geçirmek	put (someone or something) through (something) f.
19	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin) yerine (birini/bir şeyi) geçirmek	replace (someone or something) by (someone or something) f.
20	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin) yerine (birini/bir şeyi) geçirmek	replace (someone or something) with (someone or something) f.
21	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi) kaçak olarak geçirmek	smuggle (someone or something) across f.
22	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi) kaçak olarak geçirmek	smuggle (someone or something) past (someone or something) f.
23	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi) kaçak olarak geçirmek	smuggle (someone or something) through (something or some place) f.
24	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi) ele geçirmek	steal over (someone or something) f.
25	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi) ele geçirmek	sweep over (someone or something) f.
26	Öbek Fiiller	(birini/bir şeyi bir şey yoluyla) ele geçirmek	take (someone or something) by (something) f.
Idioms
27	Deyim	(birini/bir şeyi/bir hayvanı) ele geçirmek	put one's hands on (someone, something, or an animal) f.
28	Deyim	(birini/bir şeyi/bir hayvanı) eline geçirmek	put one's hands on (someone, something, or an animal) f.
29	Deyim	(birini/bir şeyi/bir hayvanı) ele geçirmek	lay one's hands on (someone, something, or an animal) f.
30	Deyim	(birini/bir şeyi/bir hayvanı) eline geçirmek	lay one's hands on (someone, something, or an animal) f.
31	Deyim	(birini/bir şeyi) ele geçirmek	lay hold of (someone or something) f.
32	Deyim	(birini/bir şeyi) eyleme geçirmek	bring (someone or something) into action f.
33	Deyim	(birini/bir şeyi biriyle/bir şeyle) temasa geçirmek	bring (someone or something) into contact with (someone or something) f.
34	Deyim	(birini/bir şeyi) harekete geçirmek	build a fire under (someone or something) f.
35	Deyim	birini/bir şeyi hızlıca bir gözden geçirmek	give somebody/something the once-over f.
36	Deyim	birini/bir şeyi hızlıca bir gözden geçirmek	give somebody/something a once-over f.
37	Deyim	birini/bir şeyi hızlıca gözden geçirmek	give someone/something the once-over f.
38	Deyim	birini/bir şeyi hızlıca gözden geçirmek	give someone/something a once-over f.
39	Deyim	(birini/bir şeyi) gözden geçirmek	have a look (at someone or something) f.
40	Deyim	(birini/bir şeyi) harekete geçirmek	light a fire under (someone or something) f.
41	Deyim	(birini/bir şeyi) deneyden geçirmek	put (someone or something) to the test f.
42	Deyim	(birini/bir şeyi) testten geçirmek	put (someone or something) to the test f.
43	Deyim	(birini/bir şeyi) harekete geçirmek/hızlandırmak	put a bomb under (someone or something) [uk] f.
44	Deyim	(birini/bir şeyi) harekete geçirmek/hızlandırmak	put a rocket under (someone or something) [uk] f.
45	Deyim	biriyle birini/bir şeyi temasa geçirmek	put somebody in touch with somebody/something f.
46	Deyim	(birini/bir şeyi) ele geçirmek	take hold of (someone or something) f.
47	Deyim	(birini/bir şeyi) ele geçirmek	take ahold of (someone or something) f.
48	Deyim	şiddetli ve ani bir hücumla (birini/bir şeyi/bir yeri) ele geçirmek	take (someone, something, or some place) by storm f.