birini/bir şeyi kabul etmek - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

birini/bir şeyi kabul etmek



"birini/bir şeyi kabul etmek" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 1 sonuç

Türkçe İngilizce
Phrasals
birini/bir şeyi kabul etmek pass on someone or something f.

"birini/bir şeyi kabul etmek" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 34 sonuç

Türkçe İngilizce
Phrasals
(birini/bir şeyi, başka biri/bir şey) gibi/olarak kabul etmek treat (someone or something) as (someone or something else) f.
(birini/bir şeyi biri/bir şey) olarak kabul etmek recognize (someone or something) as (someone or something) f.
(birini/bir şeyi) ebeveyni/güvenebileceği biri veya bir şey olarak kabul etmek imprint (something) on (someone or something) f.
(birini/bir şeyi) ebeveyni/güvenebileceği biri veya bir şey olarak kabul etmek imprint (something) onto (someone or something) f.
birini/bir şeyi bir yere kabul etmek allow someone or something into a place f.
birini/bir şeyi içeri kabul etmek allow someone or something into a place f.
birini/bir şeyi bir yere kabul etmek and allow someone or something in f.
birini/bir şeyi içeri kabul etmek and allow someone or something in f.
(birini/bir şeyi bir yere/bir şeye) kabul etmek allow (someone or something) in (something or some place) f.
(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) içeri kabul etmek allow (someone or something) in (something or some place) f.
(birini/bir şeyi bir yere/bir şeye) kabul etmek allow (someone or something) into (something or some place) f.
(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) içeri kabul etmek allow (someone or something) into (something or some place) f.
birini/bir şeyi bir yere kabul etmek allow someone or something into a place f.
birini/bir şeyi içeri kabul etmek allow someone or something into a place f.
birini/bir şeyi bir yere kabul etmek and allow someone or something in f.
birini/bir şeyi içeri kabul etmek and allow someone or something in f.
(birini/bir şeyi bir yere/bir şeye) kabul etmek allow (someone or something) in (something or some place) f.
(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) içeri kabul etmek allow (someone or something) in (something or some place) f.
(birini/bir şeyi bir yere/bir şeye) kabul etmek allow (someone or something) into (something or some place) f.
(birini/bir şeyi bir şeyden/yerden) içeri kabul etmek allow (someone or something) into (something or some place) f.
birini/bir şeyi biri/bir şey olarak kabul etmek establish someone or something as someone or something f.
(kendini/birini/bir şeyi bir şey) olarak kabul etmek establish (oneself, someone, or something) as (something) f.
(birini/bir şeyi) kabul etmek/kabullenmek get down with (someone or something) f.
(birini/bir şeyi) kabul etmek give in to (someone or something) f.
(birini/bir şeyi) kabul etmek settle for (someone or something) f.
(birini/bir şeyi) dışarıdan göründüğü gibi kabul etmek take (someone or something) at face value f.
(birini/bir şeyi bir şeye/bir yere) kabul etmek take (someone or something) into (something or some place) f.
(birini/bir şeyi) kabul etmek turn toward (someone or something) f.
(birini/bir şeyi) kabul etmek turn toward (someone or something) f.
(birini/bir şeyi bir şey) olarak bilmek/kabul etmek know (someone or something) as (something)
Idioms
(birini/bir şeyi) kayıp/kayboldu kabul etmek give (someone or something) up for lost f.
birini/bir şeyi kayıp kabul etmek give somebody/something up for lost f.
birini/bir şeyi kabul etmek zor gelmek not take kindly to somebody/something f.
(birini/bir şeyi) severek kabul etmek take (someone or something) into (one's) heart f.