Geçmiş

birinin yüzüne

"birinin yüzüne" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 2 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Colloquial
1	Konuşma Dili	birinin yüzüne	in someone's face expr.
Idioms
2	Deyim	birinin yüzüne	to one's beard zf.

"birinin yüzüne" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 105 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	birinin yüzüne vurma	wherret i.
2	Genel	birinin yüzüne tokat atma	wherret i.
3	Genel	birinin yüzüne karşı söylemek	tell one to one's face f.
4	Genel	birinin yüzüne bakmak	look someone in the face f.
Phrasals
5	Öbek Fiiller	birinin/bir şeyin yüzüne vurmak	hold something against someone or something f.
6	Öbek Fiiller	(birinin) yüzüne gülümsemek	smile at (one) f.
7	Öbek Fiiller	talih, hayat (birinin) yüzüne gülmek	smile at (one) f.
8	Öbek Fiiller	birinin eskiden yaptığı bir hatayı yüzüne vurmak	hold something over someone f.
9	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin) yüzüne gülmek (şans)	smile upon (someone or something) f.
10	Öbek Fiiller	(birinin/bir şeyin) yüzüne gülmek (şans)	smile on (someone or something) f.
Colloquial
11	Konuşma Dili	(birinin) yüzüne biber gazı sıkmak (kendini savunma amaçlı)	mace (one's) face f.
12	Konuşma Dili	(birinin) yüzüne göz yaşartıcı sprey sıkmak (kendini savunma amaçlı)	mace (one's) face f.
13	Konuşma Dili	(birinin) yüzüne gülmek	play kissy-kissy (with someone) f.
14	Konuşma Dili	birinin yüzüne gülmek	make nice f.
15	Konuşma Dili	birinin yüzüne gülmek	make nice-nice f.
16	Konuşma Dili	birinin yüzüne gülmek	make nice-nice f.
17	Konuşma Dili	(birinin) yüzüne bardak veya şişe ile vurmak	glass f.
18	Konuşma Dili	(birinin) yüzüne yansımış	all over (one's) face expr.
19	Konuşma Dili	birinin yüzüne karşı	in someone's face expr.
Idioms
20	Deyim	(firma, işletme için) kapılarını (birinin) yüzüne kapatmak	close the door on (one) f.
21	Deyim	birinin yüzüne tükürmek	spit in someone's face f.
22	Deyim	birinin yüzüne doğru çıkışmak	get up in someone's face f.
23	Deyim	bir şeyi birinin yüzüne söylemek	say something right to someone's face f.
24	Deyim	birinin yüzüne gülerek onu hor görmek	laugh in one's face f.
25	Deyim	bir şeyi birinin yüzüne vurmak	fling something up in someone's face f.
26	Deyim	birinin yüzüne bağırmak	bite someone's head off f.
27	Deyim	birinin yüzüne gülmek	laugh in someone's face f.
28	Deyim	birinin yüzüne karşı çok ağır sözler söylemek ya da davranışlarda bulunmak	sock it to someone f.
29	Deyim	birinin yüzüne karşı bir şey söylemek	say something right to someone's face f.
30	Deyim	birinin yüzüne bağırmak	snap someone's head off f.
31	Deyim	kapıyı birinin yüzüne kapamak	slam the door in someone's face f.
32	Deyim	kapıyı birinin yüzüne kapamak	shut to door in front of someone f.
33	Deyim	telefonu birinin yüzüne kapatmak	hang up on somebody f.
34	Deyim	(birinin) yüzüne vurmak	cast in someone's teeth f.
35	Deyim	(bir şeyi) birinin yüzüne vurmak	throw something in someone's face f.
36	Deyim	(bir şeyi) birinin yüzüne vurmak	throw something into someone's face f.
37	Deyim	(birinin) yüzüne saldırarak/vurarak gözünü morartmak	give (someone or something) a black eye f.
38	Deyim	birinin yüzüne bakmak	look someone in the face f.
39	Deyim	direkt birinin yüzüne bakmak	look someone in the face f.
40	Deyim	birinin doğrudan yüzüne bakmak	look someone in the face f.
41	Deyim	dürüstçe birinin yüzüne/gözüne bakmak	look someone in the eye f.
42	Deyim	utançtan birinin yüzüne/gözüne bakamamak	(be unable to) look somebody in the eye(s)/face f.
43	Deyim	(birinin) haince yüzüne vurmak	spit in (one's) eye f.
44	Deyim	(birinin) yüzüne tokat gibi indirmek	spit in (one's) eye f.
45	Deyim	birinin haince yüzüne vurmak	spit in someone's eye f.
46	Deyim	birinin yüzüne tokat gibi indirmek	spit in someone's eye f.
47	Deyim	birinin haince yüzüne vurmak	spit in the eye of someone f.
48	Deyim	birinin yüzüne tokat gibi indirmek	spit in the eye of someone f.
49	Deyim	birinin yüzüne biber gazı sıkmak	mace someone’s face f.
50	Deyim	birinin yüzüne göz yaşartıcı sprey sıkmak	mace someone’s face f.
51	Deyim	kapıyı birinin yüzüne kapatmak	shut the door upon someone f.
52	Deyim	kapıyı birinin yüzüne kapatmak	shut the door on someone f.
53	Deyim	kapıyı birinin yüzüne kapatmak	close the door on someone f.
54	Deyim	kapıyı birinin yüzüne kapatmak	close the door to someone f.
55	Deyim	şans (birinin) yüzüne gülmek	fortune is smiling upon (someone) f.
56	Deyim	talih (birinin) yüzüne gülmek	fortune is smiling upon (someone) f.
57	Deyim	şans (birinin) yüzüne gülmek	fortune is smiling on (someone) f.
58	Deyim	talih (birinin) yüzüne gülmek	fortune is smiling on (someone) f.
59	Deyim	birinin yüzüne su çarpmak	throw something into someone's face f.
60	Deyim	bir şeyi birinin yüzüne vurmak	throw something into someone's face f.
61	Deyim	birinin yüzüne su çarpmak	throw something in someone's face f.
62	Deyim	bir şeyi birinin yüzüne vurmak	throw something in someone's face f.
63	Deyim	birinin yüzüne vurmak	throw in someone's face f.
64	Deyim	(birinin) yüzüne yansımak	register on (one's) face f.
65	Deyim	(birinin/bir şeyin) yüzüne bile bakamamak	can't stand (the sight of) someone or something f.
66	Deyim	(birinin/bir şeyin) yüzüne bile bakamamak	can't stomach someone or something f.
67	Deyim	(birinin) yüzüne yansımak	be written all over (one's) face f.
68	Deyim	birinin yüzüne yansımak	be written all over somebody's face f.
69	Deyim	(birinin) yüzüne bağırmak	bite (one's) head off f.
70	Deyim	birinin yüzüne bağırmak	bite somebody's head off f.
71	Deyim	birinin yüzüne bağırmak	snap somebody's head off f.
72	Deyim	birinin yüzüne bağırmak	bite somebody's head off f.
73	Deyim	birinin yüzüne bağırmak	snap somebody's head off f.
74	Deyim	gerçekler birinin yüzüne tokat gibi inmek	come (back) down to earth (with a bang, bump) f.
75	Deyim	birinin yanaklarına/yüzüne renk getirmek	bring the roses to (one's) cheeks f.
76	Deyim	(birinin) yüzüne kapıları kapatmak	close the door to (one) f.
77	Deyim	(bir şeyi birinin) yüzüne vurmak	fling (something) up in (one's) face f.
78	Deyim	talih birinin yüzüne gülmek	fortune smiles upon someone f.
79	Deyim	talih birinin yüzüne gülmek	fortune smiles on someone f.
80	Deyim	(birinin) yüzüne doğru çıkışmak	get (all) up in (one's) face f.
81	Deyim	şans (birinin/bir şeyin) yüzüne gülmemek	have the cards stacked against (someone or something) f.
82	Deyim	şans (birinin/bir şeyin) yüzüne gülmemek	have the cards stacked up against (someone or something) f.
83	Deyim	şans (birinin/bir şeyin) yüzüne gülmemek	have the deck stacked against (someone or something) f.
84	Deyim	birinin eskiden yaptığı bir hatayı yüzüne vurmak	hold something over someone's head f.
85	Deyim	birinin yüzüne karşı gülmek	laugh in somebody's face f.
86	Deyim	dürüstçe (birinin) yüzüne/gözüne bakmak	look (one) in the eye f.
87	Deyim	dürüstçe (birinin) yüzüne/gözüne bakmak	look (one) in the eyes f.
88	Deyim	(birinin) yüzüne bakmak	look (one) in the face f.
89	Deyim	direkt (birinin) yüzüne bakmak	look (one) in the face f.
90	Deyim	(birinin) doğrudan yüzüne bakmak	look (one) in the face f.
91	Deyim	birinin gözüne/yüzüne bakmak	look somebody in the eye/face f.
92	Deyim	direkt birinin gözüne/yüzüne bakmak	look somebody in the eye/face f.
93	Deyim	birinin doğrudan gözüne/yüzüne bakmak	look somebody in the eye/face f.
94	Deyim	(bir şeyi birinin) yüzüne vurmak/başına kakmak	rub (one's) nose in (something) f.
95	Deyim	bir şeyi birinin yüzüne vurmak	rub someone's nose in something f.
96	Deyim	(bir şeyi birinin) yüzüne söylemek	say (something) to (one's) face f.
97	Deyim	(bir şeyi birinin) yüzüne karşı söylemek	say (something) to (one's) face f.
98	Deyim	(birinin) yüzüne yansımış	written all over (one's) face s.
99	Deyim	(birinin) yüzüne yansımış	written in (one's) face s.
Slang
100	Argo	(birinin) yüzüne gülmek	play kissy-face (with someone) f.
101	Argo	(birinin) yüzüne gülmek	blow sunshine up (one's) ass f.
102	Argo	(birinin) yüzüne	in (one's) face s.
103	Argo	(birinin) yüzüne yüzüne vuran	in (one's) face s.
104	Argo	(birinin) direkt yüzüne	up in (one's) grill expr.
British Slang
105	İngiliz Argosu	birinin yaptığını yüzüne vurmak	cast nasturtiums f.