Türkçe - İngilizce
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Eşanlam
Hakkımızda
Araçlar
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
Işıkları Söndür
English
English
Türkçe
Français
Español
Deutsch
Eşanlam
Araçlar
Hakkımızda
Kaynaklar
İletişim
Oturum Aç / Üye Ol
EN-TR
Türkçe - İngilizce
Almanca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İngilizce Eşanlam
Türkçe - İngilizce
Fransızca - İngilizce
İspanyolca - İngilizce
Almanca - İngilizce
Geçmiş
come for
Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau
"come for"
teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 4 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
come for
f.
alıp götürmek
2
Genel
come for
f.
saldırmak
3
Genel
come for
f.
üstüne üstüne gelmek
Phrasals
4
Öbek Fiiller
come for
f.
üstüne yürümek
"come for"
teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 107 sonuç
Kategori
İngilizce
Türkçe
General
1
Genel
come in for criticism
f.
eleştiri almak
2
Genel
come home for the weekend
f.
evci çıkmak
3
Genel
(for any desired thing) to come to (one) by itself
f.
ayağına gelmek
4
Genel
come up for discussion
f.
tartışmaya açmak
5
Genel
come in for criticism
f.
eleştirilere maruz kalmak
6
Genel
come up with a new idea for
f.
fikir ortaya atmak
7
Genel
come to ask for the girl's hand in marriage
f.
(kız) istemeye gelmek
8
Genel
come in for
f.
maruz kalmak
9
Genel
come up for
f.
dışarı çıkmak
10
Genel
come up for air
f.
nefes almak için su yüzeyine çıkmak
11
Genel
for two weeks to come
zf.
gelecek iki hafta içinde
12
Genel
for years to come
zf.
gelecek uzun yıllarca
13
Genel
for years to come
zf.
önümüzdeki uzun yıllar boyunca
Phrasals
14
Öbek Fiiller
come up for (something)
f.
(bir şey) için kuzeye gelmek
15
Öbek Fiiller
come up for (something)
f.
(bir şey) için uygun olmak/düşmek
16
Öbek Fiiller
come up for (something)
f.
(bir şey) için münasip olmak
17
Öbek Fiiller
come up for (something)
f.
iyi karşılanmak
18
Öbek Fiiller
come up for (something)
f.
zamanı/tarihi gelmek
19
Öbek Fiiller
come for someone
f.
birisini almaya gelmek
20
Öbek Fiiller
come for someone
f.
birisi için gelmek
21
Öbek Fiiller
come for (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) almak için gelmek
22
Öbek Fiiller
come for (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) alıp götürmek için gelmek
23
Öbek Fiiller
come for (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) hedeflemek
24
Öbek Fiiller
come for (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) meydan okumak
25
Öbek Fiiller
come for (someone or something)
f.
(birine/bir şeye) oynamak
26
Öbek Fiiller
come for (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) elde etmek için gelmek
27
Öbek Fiiller
come for (someone)
f.
(birini) yakalamak için gelmek
28
Öbek Fiiller
come for (someone)
f.
(birini) tutuklamak için gelmek
29
Öbek Fiiller
come for (someone)
f.
(birine) saldırmak için gelmek
30
Öbek Fiiller
come for (someone)
f.
(birine) gelip çatmak/saldırmak
31
Öbek Fiiller
come for (someone)
f.
(birine) gelip zarar vermek
32
Öbek Fiiller
come for (someone)
f.
(birine) zarar vermek için gelmek/peşine düşmek
33
Öbek Fiiller
come in for (something)
f.
(bir şey) için bir şeye/yere girmek
34
Öbek Fiiller
come in for (something)
f.
(bir şey) için içeri gelmek
35
Öbek Fiiller
come in for (something)
f.
(bir şey) için bir şeye/yere gelmek
36
Öbek Fiiller
come in for (something)
f.
(bir şeye) maruz kalmak
37
Öbek Fiiller
come in for (something)
f.
(ceza, eleştiri) almak
38
Öbek Fiiller
come in for (something)
f.
(bir şeyi) hak etmek
39
Öbek Fiiller
come out for (someone or something)
f.
(birini/bir şeyi) desteklediğini açıklamak
40
Öbek Fiiller
come out for (someone or something)
f.
(birinden/bir şeyden) yana olmak
41
Öbek Fiiller
come out for (someone or something)
f.
(birinin/bir şeyin) arkasında olduğunu dile getirmek
Phrases
42
İfadeler
waiting for someone to come
expr.
gözü yolda
43
İfadeler
waiting for somebody to come
expr.
gözü yolda
44
İfadeler
for a long time to come
expr.
(gelecekte) uzunca bir süre
45
İfadeler
for centuries to come
expr.
gelecek yüzyıllar boyunca
46
İfadeler
for centuries to come
expr.
gelecek asırlar boyunca
47
İfadeler
for decades to come
expr.
gelecek onyıllar boyunca
Colloquial
48
Konuşma Dili
be careful what you wish for(, it might (just) come true
expr.
eksik dilek dileme
49
Konuşma Dili
be careful what you wish for(, it might (just) come true
expr.
ne dilediğine/istediğine dikkat et (bakarsın gerçek olur)
50
Konuşma Dili
be careful what you wish for(, it might (just) come true
expr.
ne dilediğin konusunda dikkatli ol (bakarsın gerçek olur)
51
Konuşma Dili
be careful what you wish for(, it might (just) come true
expr.
dikkatli dilek dile (bakarsın gerçek olur)
Idioms
52
Deyim
wait for (one's) boat to come in
f.
düze çıkmayı beklemek
53
Deyim
wait for (one's) boat to come in
f.
talihinin/şansının dönmesini beklemek
54
Deyim
wait for (one's) boat to come in
f.
talihin yüzüne gülmesini beklemek
55
Deyim
wait for (one's) boat to come in
f.
köşeyi dönmeyi beklemek
56
Deyim
wait for (one's) boat to come in
f.
paraya kavuşmaya beklemek
57
Deyim
wait for one's ship to come in
f.
servete ya da başarıya kavuşulacağı günü beklemek
58
Deyim
wait for one's ship to come in
f.
talihin yüzüne güleceği günü beklemek
59
Deyim
wait for one's ship to come in
f.
talih kuşunun konacağı günü beklemek
60
Deyim
wait for (one's) boat to come in
f.
düze çıkmayı beklemek
61
Deyim
wait for (one's) boat to come in
f.
talihinin/şansının dönmesini beklemek
62
Deyim
wait for (one's) boat to come in
f.
talihini yüzüne gülmesini beklemek
63
Deyim
wait for (one's) boat to come in
f.
başarılı olmayı beklemek/ummak
64
Deyim
wait for (one's) boat to come in
f.
köşeyi dönmeyi beklemek
65
Deyim
wait for (one's) ship to come in
f.
düze çıkmayı beklemek
66
Deyim
wait for (one's) ship to come in
f.
talihinin/şansının dönmesini beklemek
67
Deyim
wait for (one's) ship to come in
f.
talihini yüzüne gülmesini beklemek
68
Deyim
wait for (one's) ship to come in
f.
başarılı olmayı beklemek/ummak
69
Deyim
wait for (one's) ship to come in
f.
köşeyi dönmeyi beklemek
70
Deyim
come up for reelection
f.
adaylığını yeniden koymak
71
Deyim
come in for a lot of stick
f.
ağır/yoğun biçimde eleştirilmek
72
Deyim
come out for someone
f.
birine desteğini açıklamak
73
Deyim
come out for
f.
dışarı çıkmak
74
Deyim
come in for a lot of stick
f.
eleştiri oklarının hedefi haline gelmek
75
Deyim
come in for some stick
f.
eleştiri oklarının hedefi haline gelmek
76
Deyim
come in for a lot of stick
f.
eleştirilmek
77
Deyim
come in for some stick
f.
eleştirilmek
78
Deyim
come in for
f.
hak etmek
79
Deyim
come in for some stick
f.
eleştiri almak
80
Deyim
come out for a ride
f.
gezintiye çıkmak
81
Deyim
come in for a lot of stick
f.
eleştiri almak
82
Deyim
come along for the ride
f.
iş olsun diye katılmak
83
Deyim
come in for
f.
miras almak
84
Deyim
come in for
f.
mirasa konmak
85
Deyim
come up for the auction
f.
mezata düşmek
86
Deyim
come along for the ride
f.
laf olsun diye katılmak
87
Deyim
come up for sale
f.
satılığa çıkmak
88
Deyim
come up for reelection
f.
tekrar aday olmak
89
Deyim
come in for some stick
f.
yoğun eleştirilere maruz kalmak
90
Deyim
come up for air
f.
(yemeye vs. ara verip) nefes almak
91
Deyim
come out for
f.
(belirli bir amaç için) evden çıkmak
92
Deyim
come through for somebody
f.
yardımına koşmak
93
Deyim
come up for air
f.
(yaptığı işe) ara vermek
94
Deyim
come through for somebody
f.
zor zamanlarında yardımcı olmak
95
Deyim
come in for a lot of stick
f.
yoğun eleştirilere maruz kalmak
96
Deyim
come along for the ride
f.
öylesine katılmak
97
Deyim
come along for the ride
f.
laf olsun diye katılmak
98
Deyim
come along for the ride
f.
sadece iş olsun diye katılmak
99
Deyim
come along for the ride
f.
sadece yola/yolda eşlik etmek
100
Deyim
come along for the ride
f.
öylesine katılmak
101
Deyim
come along for the ride
f.
laf olsun diye katılmak
102
Deyim
come along for the ride
f.
sadece iş olsun diye katılmak
103
Deyim
come along for the ride
f.
sadece yola/yolda eşlik etmek
Speaking
104
Konuşma
we didn't come here for dinner
expr.
buraya yemek için gelmedik
105
Konuşma
come by for lunch sometime
expr.
bir ara öğle yemeğine gel
106
Konuşma
we are waiting for someone to come
expr.
birilerinin gelmesini bekliyoruz
Food Engineering
107
Gıda
method of analysis for the official control of the vinyl chloride monomer level in materials and articles which are intended to come into contact with foodstuffs
i.
gıda maddeleri ile temas eden madde ve malzemelerdeki vinil klorür monomer miktarı analiz yöntemi
×
Pronunciation in context (
out of
)
Pronunciation of come for
×
Terim Seçenekleri
Çeviri Öner / Düzelt
Fransızca İngilizce Sözlük
İspanyolca İngilizce Sözlük
Almanca İngilizce Sözlük
İngilizce Eşanlam Sözlük
Google Images
Merriam Webster
Dictionary.com
The Free Dictionary
Abbreviations
Wikipedia in English
Wikipedia in Turkish
Urban Dictionary
German, LEO
Chinese, Dict.Cn
Spanish, SpanishDict
Russian, Multitran.ru
Medical, MedicineNet
İşaret Dili, Signing Savvy