cupboard - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

cupboard

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"cupboard" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 6 sonuç

İngilizce Türkçe
Common Usage
cupboard i. dolap
General
cupboard i. büfe
cupboard i. yüklük
cupboard i. dolap
cupboard f. dolaba kaldırmak
cupboard f. dolapta saklamak

"cupboard" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 102 sonuç

İngilizce Türkçe
General
shoe cupboard i. ayakkabılık
large cupboard for bedding i. yüklük
towel cupboard i. havluluk
wooden cupboard i. ahşap dolap
store cupboard i. erzak dolabı
kitchen cupboard i. mutfak dolabı
crockery cupboard i. kap dolabı
cupboard lock i. dolap kilidi
cupboard with mirror i. aynalı duvar dolabı
built-in cupboard i. gömme dolap
small first-aid cupboard i. ecza dolabı
inbuilt cupboard i. gömme dolap
cupboard door i. dolap kapağı
linen cupboard i. çamaşır dolabı
hot cupboard i. sıcak dolap
cupboard love i. kişinin kendi çıkarları doğrultusunda bir şeyi elde etmek için gösterdiği sahte sevgi
fume cupboard i. çeker ocak
study cupboard i. çalışma dolabı
cupboard [obsolete] i. büfede sergilenen yemekler
corner cupboard i. köşe dolap
corner cupboard i. köşe büfe
Idioms
cupboard love i. göstermelik sevgi gösterisi
a skeleton in the cupboard i. utanılacak sır
a skeleton in the cupboard i. utanç verici sır
a skeleton in one's cupboard i. utanç verici sır
a skeleton in one's cupboard i. utanılacak sır
a skeleton in the cupboard i. aile sırrı
a skeleton in the cupboard i. utanılacak bir sır
a skeleton in the cupboard i. utanç verici bir sır
a skeleton in the cupboard i. ailenin gizlediği utanç kaynağı olan bir sır
skeleton in the cupboard i. saklanan sır
skeleton in the cupboard i. esrarengiz skandal
skeleton in the cupboard i. aile sırrı
cry cupboard f. yiyecek aramak
cry cupboard f. aç olduğunu söylemek
have a skeleton in one's cupboard [uk] f. utanılacak bir sırrı/sırları olmak
have a skeleton in one's cupboard [uk] f. utanç verici bir sırrı/sırları olmak
have a skeleton in one's cupboard [uk] f. hoş olmayan bir sırrı/sırları olmak
have a skeleton in one's cupboard [uk] f. eskiden kalma kötü bir sırrı/sırları olmak
have a skeleton in the cupboard [uk] f. utanılacak bir sırrı/sırları olmak
have a skeleton in the cupboard [uk] f. utanç verici bir sırrı/sırları olmak
have a skeleton in the cupboard [uk] f. hoş olmayan bir sırrı/sırları olmak
have a skeleton in the cupboard [uk] f. eskiden kalma kötü bir sırrı/sırları olmak
have skeletons in one's cupboard [uk] f. utanılacak bir sırrı/sırları olmak
have skeletons in one's cupboard [uk] f. utanç verici bir sırrı/sırları olmak
have skeletons in one's cupboard [uk] f. hoş olmayan bir sırrı/sırları olmak
have skeletons in one's cupboard [uk] f. eskiden kalma kötü bir sırrı/sırları olmak
have skeletons in the cupboard [uk] f. utanılacak bir sırrı/sırları olmak
have skeletons in the cupboard [uk] f. utanç verici bir sırrı/sırları olmak
have skeletons in the cupboard [uk] f. hoş olmayan bir sırrı/sırları olmak
have skeletons in the cupboard [uk] f. eskiden kalma kötü bir sırrı/sırları olmak
have a skeleton in one's cupboard f. utanılacak bir sırrı olmak
have a skeleton in one's cupboard f. kirli çamaşırları olmak
have a skeleton in one's cupboard f. gizlediği bir suçu olmak
have a skeleton in the cupboard f. utanılacak bir sırrı olmak
have a skeleton in the cupboard f. kirli çamaşırları olmak
have a skeleton in the cupboard f. gizlediği bir suçu olmak
have skeletons in one's cupboard f. utanılacak sırları olmak
have skeletons in one's cupboard f. kirli çamaşırları olmak
have skeletons in one's cupboard f. gizlediği suçları olmak
have skeletons in the cupboard f. utanılacak sırları olmak
have skeletons in the cupboard f. kirli çamaşırları olmak
have skeletons in the cupboard f. gizlediği suçları olmak
cupboard is bare expr. mutfak/dolap boş/tamtakır
cupboard is bare expr. kasası bomboş/tamtakır
the cupboard is bare expr. kasanın bomboş/tamtakır olması
the cupboard is bare expr. kasa bomboş
cupboard is bare expr. buzdolabı bomboş
cupboard is bare expr. kasa tamtakır kuru bakır
the cupboard is bare expr. kasa tamtakır
the cupboard is bare expr. kasa tamtakır kuru bakır
cupboard is bare expr. tam takır kuru bakır
cupboard is bare expr. dolap tam takır kuru bakır
cupboard is bare expr. dolapta hiçbir şey yok
cupboard is bare expr. kasa bomboş
cupboard is bare expr. cepte para yok
cupboard is bare expr. üç kuruş bile yok
cupboard is bare expr. kese boş
the cupboard is bare expr. tam takır kuru bakır
the cupboard is bare expr. dolap tam takır kuru bakır
the cupboard is bare expr. dolapta hiçbir şey yok
the cupboard is bare expr. kasa bomboş
the cupboard is bare expr. cepte para yok
the cupboard is bare expr. üç kuruş bile yok
the cupboard is bare expr. kese boş
Technical
airing cupboard i. kurutma dolabı
fume cupboard i. duman sandığı
store cupboard i. erzak dolabı
drying cupboard i. kurutma dolabı
cupboard containing stretcher i. sedye dolabı
cupboard containing the operating and control equipment i. şalter ve kumanda aletleri dolabı
Electric
electric hot-plate cupboard i. elektrik ocağı dolabı
Furniture
bathroom cupboard i. banyo dolabı
toy cupboard i. oyuncak dolabı
cupboard with shelves i. raflı dolap
shelf cupboard i. raflı dolap
court cupboard i. 16. ve 17. yüzyıllarda kullanılan ahşap bir konsol
court-cupboard i. eskiden evlerde içinde değerli ev eşyaları sergilenen bir tür konsol
Medical
fume cupboard i. çekerocak
fume cupboard i. duman sandığı
Chemistry
fume cupboard i. çeker ocak
fume cupboard i. çekerocak