Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | daha çabuk | quicker s. | ||
Tom is still quicker at doing that than Mary. Tom hâlâ bunu yapmada Mary'den daha çabuktur. More Sentences |
||||
Genel | daha çabuk | sooner zf. | ||
What will a child learn sooner than a song? Bir çocuk bir şarkıdan daha çabuk ne öğrenir? More Sentences |
Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
General | ||
Genel | daha çabuk büyümek | outgrow f. |
Genel | -den daha çabuk büyümek | outgrow f. |
Genel | beklenenden daha çabuk | sooner than expected zf. |
Hunting | ||
Silah/Atıcılık | daha çabuk genişleme sağlamak için ucu delik olan mermi çekirdeği | hollow point i. |
Slang | ||
Argo | daha çabuk öğrenmek/daha hızlı kavramak | catch on quicker f. |