daha geniş - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

daha geniş



"daha geniş" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 4 sonuç

Türkçe İngilizce
General
daha geniş broader s.
daha geniş wider s.
daha geniş wombier s.
daha geniş larger s.

"daha geniş" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 42 sonuç

Türkçe İngilizce
General
bir kitapta konuyla ilgili daha geniş açıklama için oluşturulmuş ek kısım excursus i.
kıtadan daha küçük, geniş kara parçası subcontinent i.
ön ve arka kısımları daha geniş böylece dönüşlerde kolaylık sağlayan kayak carving ski i.
daha geniş ölçek broader scale i.
(hanedan armalarında) karakteristik formu ve pozisyonu bakımından daha geniş geometrik şekillere karşılık gelen şekil diminutive i.
boruyu daha geniş çaplı bir boruyla birleştiren bağlantı increaser i.
daha geniş kitle wider audience i.
küçük bir çizimin karelere ayrılarak daha geniş alana aktarılması işlemi squaring i.
(kısa not) daha geniş bir konunun alt maddesi subitem i.
daha geniş hale getirmek make broader f.
daha geniş olmak overlap f.
-den daha geniş larger than s.
içi, dış görünümünden daha geniş ve ferah olan tardis-like s.
Phrases
kapsamı (daha) geniş far afield expr.
kapsamı (daha) geniş farther afield expr.
kapsamı (daha) geniş further afield expr.
kapsamı (daha) geniş far afield expr.
kapsamı (daha) geniş farther afield expr.
kapsamı (daha) geniş further afield expr.
Proverb
dışarıdan bakan bir göz daha geniş bir bakış açısına sahiptir onlookers see most of the game
olayın içerisinde olmayan biri daha geniş/objektif bir bakış açısı geliştirebilir onlookers see most of the game
Colloquial
daha geniş telefonlarınız olsun get larger phones expr.
Idioms
daha geniş bir alana yayılmak cast/spread your net wide f.
daha geniş bir ağ oluşturmak cast/spread your net wide f.
Insurance
özel bir filo için anlaşılmış ve normal olarak verilenden daha geniş teminat sağlayan klozlar owners clauses i.
Technical
vadi tabanında birikim oluşumunu engellemek için kullanılan, vadiden daha geniş düz bir metal parça gusset i.
boyutunu düşürerek videoyu daha geniş ekranda gösterme tekniği pillarbox i.
Computer
dünya çapındaki daha küçük bilgisayar ağlarını bağlayan geniş bilgisayar ağı the internet i.
daha geniş bir kitleye ulaştırmak için bir haberi internette paylaşmak signal boost f.
Furniture
daha geniş bir şifonyerin üstünde duran çekmeceli şifonyer chest-on-chest i.
Automotive
lastiklerin daha geniş anma çapıyla takılması upstepping i.
lastiklerin daha geniş janta takılması upstepping i.
Traffic
... m'den daha geniş araçlar giremez no vehicles wider than indicated expr.
Marine
uzatma ağlarında ıskartayı engellemeye yönelik kurşun yaka ile ağ arasına donatılan daha geniş göz açıklığına sahip ağ guarding net i.
Agriculture
(dikili bitkiyi) daha geniş bir kaba almak pot on f.
Education
daha geniş bir dersin parçası olup ayrı eğitim alan küçük öğrenci sınıfı discussion section i.
Linguistics
yerel özelliklerinin bir kısmını kaybederek daha geniş bir alanda ortak dil haline gelen bölgesel bir lehçe veya dil koine i.
tanımlı semantik kavramın daha geniş bir kategorisi genus i.
Geography
daha geniş bir alandan uzanan dar arazi parçası panhandle i.
Hunting
daha geniş menzil elde etmek amacıyla saçmaların dağılımını kontrol etmek üzere tasarlanmış tel ağdan oluşan av tüfeği kartuşu wire cartridge i.
Music
daha geniş bir kitleye hitap etmek için tarzını değiştirme crossover i.
daha geniş bir kitleye hitap etmek için tarzı değiştirilen müzik crossover i.