Geçmiş

dikkatini vermek

"dikkatini vermek" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 21 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	dikkatini vermek	engross f.
2	Genel	dikkatini vermek	pay attention f.
3	Genel	dikkatini vermek	pay attention to f.
4	Genel	dikkatini vermek	settle down to f.
5	Genel	dikkatini vermek	attend f.
6	Genel	dikkatini vermek	turn to f.
7	Genel	dikkatini vermek	glue f.
8	Genel	dikkatini vermek	concentrate f.
9	Genel	dikkatini vermek	direct attention to f.
10	Genel	dikkatini vermek	pay close attention f.
11	Genel	dikkatini vermek	apply f.
12	Genel	dikkatini vermek	entend [obsolete] f.
13	Genel	dikkatini vermek	key f.
14	Genel	dikkatini vermek	follow f.
15	Genel	dikkatini vermek	gaum [dialect] [uk] f.
Phrasals
16	Öbek Fiiller	dikkatini vermek	key in f.
Colloquial
17	Konuşma Dili	dikkatini vermek	tend f.
18	Konuşma Dili	dikkatini vermek	have one's eyes on f.
Idioms
19	Deyim	dikkatini vermek	lend one's ears f.
20	Deyim	dikkatini vermek	have an eye on f.
Archaic
21	Eski Kullanım	dikkatini vermek	ingross f.

"dikkatini vermek" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 45 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	tüm dikkatini vermek	pay particular attention to f.
2	Genel	tüm dikkatini vermek	focus on f.
3	Genel	dikkatini bir şeye vermek	direct attention to f.
4	Genel	dikkatini bir yöne vermek	focus attention f.
5	Genel	dikkatini bir yöne vermek	direct attention to f.
6	Genel	bütün dikkatini vermek	give full attention/focus to something f.
7	Genel	bütün dikkatini vermek	focus on f.
8	Genel	tüm dikkatini vermek	give full attention/focus to something f.
9	Genel	dikkatini bir şeye vermek	aim one's attention toward something f.
10	Genel	tüm dikkatini vermek	give someone an undivided attention f.
11	Genel	birine dikkatini vermek	take aim f.
12	Genel	(bir şeye) tüm dikkatini vermek	breathe f.
13	Genel	tüm dikkatini vermek	fixate f.
14	Genel	dikkatini eksik vermek	scant f.
Phrasals
15	Öbek Fiiller	tüm dikkatini vermek	bind up in f.
16	Öbek Fiiller	bir şeye dikkatini vermek	get down f.
17	Öbek Fiiller	bütün dikkatini bir şeye vermek	zero in f.
18	Öbek Fiiller	bütün dikkatini (bir şeye) vermek	zero in on (something) f.
19	Öbek Fiiller	dikkatini (birine/bir şeye) odaklamak/vermek	rivet (something) to (someone or something) f.
20	Öbek Fiiller	bir şeye dikkatini vermek	keep on something f.
21	Öbek Fiiller	birine dikkatini vermek	attend to someone f.
22	Öbek Fiiller	tüm dikkatini (birine/bir şeye) vermek	concern (oneself) over (someone or something) f.
23	Öbek Fiiller	dikkatini birine/bir şeye vermek	fasten upon someone or something f.
24	Öbek Fiiller	dikkatini birine/bir şeye vermek	fasten on someone or something f.
25	Öbek Fiiller	dikkatini (bir şeye) vermek	settle down to (something) f.
Colloquial
26	Konuşma Dili	tüm ilgisini/dikkatini vermek	go eyes out f.
Idioms
27	Deyim	(bir işe/şeye) tüm dikkatini vermek	be absorbed by (something) f.
28	Deyim	tüm dikkatini bir şeye vermek	be absorbed by (something) f.
29	Deyim	dikkatini bir şeye vermek	home in on something f.
30	Deyim	tüm dikkatini (birine/bir şeye) vermek	draw a bead on (someone or something) f.
31	Deyim	tüm dikkatini (bir şeye) vermek	have (one's) eyes glued to (something) f.
32	Deyim	dikkatini (birine/bir şeye) vermek	direct (one's) attention to (someone or something) f.
33	Deyim	olanca dikkatini elindeki işe vermek	be lost to the world f.
34	Deyim	tüm dikkatini vermek	have one's eyes glued to (something) f.
35	Deyim	tüm ilgisini/dikkatini vermek	absorb oneself in f.
36	Deyim	dikkatini bir şeye vermek/yoğunlaştırmak	address oneself to something f.
37	Deyim	tüm dikkatini bir şeye vermek	address oneself to something f.
38	Deyim	bütün dikkatini bir şeye/işe çevirmek/vermek	apply oneself to something f.
39	Deyim	bütün dikkatini (bir şeye/işe) çevirmek/vermek	apply (oneself) to (something) f.
40	Deyim	tüm dikkatini bir şeye vermek	be glued to something f.
41	Deyim	(bir şeye) tüm dikkatini vermek	give (one's) mind to (something) f.
42	Deyim	(bir şeye) dikkatini vermek	give heed to (something) f.
43	Deyim	(birine/bir şeye) dikkatini vermek	give/pay heed (to somebody/something) f.
44	Deyim	(birine/bir şeye) dikkatini vermek	take heed (of somebody/something) f.
45	Deyim	dikkatini (bir şeye) vermek	take note of (something) f.