dinleyici - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

dinleyici



"dinleyici" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 13 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
dinleyici listener i.
General
dinleyici hearer i.
dinleyici audience i.
dinleyici ear i.
dinleyici listenership i.
dinleyici hearkener i.
Law
dinleyici auditor i.
Telecom
dinleyici sniffer i.
Linguistics
dinleyici hearer i.
dinleyici listener i.
Art
dinleyici audience i.
Music
dinleyici auditeur i.
dinleyici auditor i.

"dinleyici" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 47 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
(okuyucu/dinleyici) kitle audience i.
okuyucu/dinleyici kitlesi audience i.
General
dinleyici öğrenci auditor i.
korsan dinleyici pirate listener i.
hedef dinleyici target audience i.
iyi dinleyici good listener i.
ismini vermek istemeyen bir dinleyici an anonymous listener i.
adını vermek istemeyen bir dinleyici an anonymous listener i.
hedeflenen izleyici/dinleyici kitlesi intended audience i.
telefon dinleyici dictograph i.
izleyici veya dinleyici topluluğu auditory i.
konuşmacı ve dinleyici arasındaki teklifsiz ilişkiyi gösteren ve parantez içinde kullanılan bir ifade man i.
hüzünlü şarkılar dinleyip depresif olmaktan zevk alıyor gibi görünen dinleyici miserabilist i.
hüzünlü şarkılar dinleyip depresif olmaktan zevk alıyor gibi görünen dinleyici miserablist i.
alıcı cihazına sahip potansiyel izleyici veya dinleyici kitlesi circulation i.
dinleyici kitlesi public i.
dinleyici olarak bir toplantıya katılmak sit in on f.
Phrasals
(bir şeye) dinleyici/izleyici/katılımcı/ziyaretçi olarak katılmak sit in on (something) f.
Colloquial
(dinleyici vb) çekmek pull in f.
Idioms
(izleyici, seyirci, dinleyici) şaşkınlık yaratacak bir niteliği olmak be a revelation f.
(izleyici, seyirci, dinleyici) şaşkınlık yaratacak bir niteliği olmak come as a revelation (to somebody) f.
Speaking
iyi bir dinleyici misin? are you a good listener? expr.
Law
korsan dinleyici pirate listener i.
Institutes
radyo ortak dinleyici araştırma kuruluşu rajar (radio joint audience research limited) i.
Media
yayınlanan programın ulaşabildiği izleyici ya da dinleyici yüzdesi reach i.
dinleyici akışı audience flow i.
bir televizyon veya radyo programından diğerine seyirci veya dinleyici geçişi audience flow i.
dinleyici sınıflandırması audience rating i.
Technical
hoparlör ve dinleyici arasındaki mesafe throw i.
udp dinleyici bağlantı noktaları udp listener ports i.
Computer
asıl dinleyici kopyası düzeni handout master layout i.
asıl dinleyici kopyası handout master i.
dinleyici kopyası renk grubu handout color scheme i.
dinleyici kopyası artalanı handout background i.
notlar ve dinleyici kopyaları notes and handouts i.
notlar, dinleyici notları ve anahat notes, handouts and outline i.
dinleyici notu hazırla write-up expr.
Telecom
dinleyici algılama alanı auditory sensation area i.
soket dinleyici socket listener i.
telefon dinleyici dictagraph i.
Social Sciences
konuşmacının sarf ettiği kelimeleri dinleyici kalabalığına aynı anda tekrar ettirme tekniği human megaphone i.
Literature
okuyucu/dinleyici narratee i.
Linguistics
düşsel konşucu-dinleyici ideal speaker-hearer i.
ülküsel konuşucu-dinleyici ideal speaker-hearer i.
ülküsel konuşucu-dinleyici ideal speaker/hearer i.
dinleyici üzerinde doğrudan etki yaratması amaçlanan ve buyruk belirtilen bir kip imperative mood i.
Archaic
izleyici veya dinleyici topluluğu auditory i.