Geçmiş

divan

"divan" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 7 sonuç

	Kategori	İngilizce	Türkçe
General
1	Genel	divan i.	sedir
2	Genel	divan i.	salon
3	Genel	divan i.	tütün ve kahve içilen oda
4	Genel	divan i.	divan
5	Genel	divan i.	meclis
6	Genel	divan i.	büyük meclis
Literature
7	Edebiyat	divan i.	özellikle farsça veya arapça şiirlerden oluşan derleme

"divan" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 17 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
Common Usage
1	Yaygın Kullanım	divan	sofa i.
2	Yaygın Kullanım	divan	council i.
General
3	Genel	divan	cycle i.
4	Genel	divan	divan i.
5	Genel	divan	diwan i.
6	Genel	divan	couch i.
7	Genel	divan	ottoman i.
8	Genel	divan	day bed i.
9	Genel	divan	lounge i.
10	Genel	divan	davenport i.
11	Genel	divan	dewan i.
12	Genel	divan	sociable i.
13	Genel	divan	collected poems i.
14	Genel	divan	council of a state i.
15	Genel	divan	treasury i.
Politics
16	Siyasal	divan	council i.
Religious
17	Dini	divan	diwan i.

"divan" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 54 sonuç

	Kategori	Türkçe	İngilizce
General
1	Genel	el pençe divan durma	kowtowing i.
2	Genel	el pençe divan	bowing and scraping i.
3	Genel	yüce divan	supreme court i.
4	Genel	divan başkanı	president of council i.
5	Genel	divan-ı hümayun	imperial council i.
6	Genel	divan-ı hümayun	supreme court in ottoman empire i.
7	Genel	divan kurulu	council board i.
8	Genel	el pençe divan durmak	bow and scrape f.
9	Genel	el pençe divan durmak	wait on someone hand and foot f.
10	Genel	el pençe divan durmak	wait hand and foot f.
11	Genel	el pençe divan durmak	kowtow f.
12	Genel	el pençe divan durmak	grovel to someone f.
13	Genel	el pençe divan durmak	genuflect f.
14	Genel	el pençe divan durmak	crouch f.
15	Genel	el pençe divan	hand and foot zf.
Phrasals
16	Öbek Fiiller	el pençe divan durmak	grovel in (something) f.
17	Öbek Fiiller	el pençe divan durmak	bow before f.
18	Öbek Fiiller	birinin/bir şeyin önünde el pençe divan durmak	bow before someone or something f.
19	Öbek Fiiller	biri/bir şey karşısında el pençe divan durmak	grovel before someone or something f.
20	Öbek Fiiller	karşısında el pençe divan durmak	grovel before f.
21	Öbek Fiiller	el pençe divan durmak	grovel in f.
22	Öbek Fiiller	önünde el pençe divan durmak	grovel to f.
Phrases
23	İfadeler	divan kararı çerçevesinde	within the terms of the judgment of the court expr.
Idioms
24	Deyim	divan doktoru	couch-doctor i.
25	Deyim	divan doktoru	couch-turkey i.
26	Deyim	el pençe divan durmak	dance attendance f.
27	Deyim	el pençe divan durmak	dance attendance on someone f.
28	Deyim	(yüksek pozisyondaki birine) el pençe divan olmak	touch (one's) forelock f.
29	Deyim	(yüksek pozisyondaki birine) el pençe divan olmak	tug (one's) forelock f.
30	Deyim	el pençe divan olmak	tug your forelock f.
31	Deyim	el pençe divan olmak	touch/tug your forelock f.
32	Deyim	el pençe divan durmak	dance attendance upon (someone) f.
33	Deyim	el pençe divan durmak	dance attendance on (someone) f.
34	Deyim	el pençe divan (durma)	forelock-tugging expr.
Law
35	Hukuk	divan-ı muhasebat	exchequer court i.
36	Hukuk	divan heyeti	council committee i.
37	Hukuk	divan-ı muhasebat	court of exchequer i.
38	Hukuk	divan heyeti	council ministers i.
39	Hukuk	yüce divan	supreme court i.
40	Hukuk	yüce divan başkanı	lord high steward i.
41	Hukuk	ingiliz divan-ı muhasebatında şeriflerin hesaplarını inceleyen memur	apposer i.
42	Hukuk	yüce divan başkanı	chief justice of the united states i.
Politics
43	Siyasal	divan başkanı	council chairman i.
44	Siyasal	divan ön kararı	preliminary ruling of the court i.
45	Siyasal	divan ön kararı	preliminary rulings of the court i.
46	Siyasal	idari divan	administrative tribunal i.
47	Siyasal	yüce divan	supreme criminal tribunal i.
48	Siyasal	yüce divan	high court i.
49	Siyasal	yüce divan	grand chamber i.
50	Siyasal	yüce divan	high council i.
Furniture
51	Mobilya	(divan) ucu kolçaksız ve kavisli	bumper s.
Literature
52	Edebiyat	divan edebiyatı	divan literature i.
Linguistics
53	Dilbilim	divan şiiri	ottoman poetry i.
Religious
54	Dini	bazı dini mezheplerde yüce divan	general assembly i.