do with (something) - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

do with (something)



"do with (something)" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 2 sonuç

İngilizce Türkçe
Colloquial
do with (something) f. (bir şeyle) idare etmek
do with (something) f. (bir şeyle) yetinmek

"do with (something)" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 162 sonuç

İngilizce Türkçe
General
have something to do with f. ilgisi olmak
do something with feeling f. bir şeyi duyarak yapmak
have something to do with f. alakası olmak
have something to do with f. ilişkisi olmak
make do with something f. ile idare etmek
do something with meticulous care f. titizlik göstermek
not to have anything to do with something f. uzaktan yakından ilgisi olmamak
have nothing to do with something f. birşeyle ilgisi olmamak
Phrasals
do away with something f. bir şeyden kurtulmak
do away with something f. başından savmak
do away with something f. defetmek
do away with (someone, something, or oneself) f. (kendini, birini, bir şeyi) öldürmek
do away with (someone, something, or oneself) f. icabına bakmak
do away with (someone, something, or oneself) f. işini bitirmek
do away with (someone, something, or oneself) f. intihar etmek
do away with (something) f. (bir şeyi) durdurmak
do away with (something) f. (bir şeyi) kaldırmak
do away with (something) f. (bir şeye) son vermek
do away with (something) f. (bir şeyden) kurtulmak
Colloquial
have nothing to do with somebody/something f. doğrudan bir ilişkisi olmamak
tell (one) what (one) can do with (something) f. (bir şeyi) alıp ne yapabileceğini söylemek
be to do with (something) f. (bir şeyle) ilgisi olmak
be to do with (something) f. (bir şeyle) alakası olmak
be/have to do with somebody/something f. biriyle/bir şeyle ilgisi olmak
be/have to do with somebody/something f. biriyle/bir şeyle ilgili olmak
be/have to do with somebody/something f. biriyle/bir şeyle alakası olmak
be/have to do with somebody/something f. biriyle/bir şeyle alakalı olmak
be/have to do with somebody/something f. biriyle/bir şeyle bağlantılı olmak
be/have to do with somebody/something f. biriyle/bir şeyle ilişkili olmak
tell somebody what they can do with something f. (birine) alıp bir tarafına sokmasını söylemek
tell somebody what they can do with something f. (birine) al bir tarafına sok demek
tell somebody what they can do with something f. (birine) münasip bir yerine sok demek
tell somebody what they can do with something f. (birine) münasip/uygun bir yerine sokmasını söylemek
be nothing to do with (someone or something) f. (biriyle/bir şeyle) ilgisi olmamak
be nothing to do with (someone or something) f. (biriyle/bir şeyle) bir bağlantısı olmamak
be nothing to do with (someone or something) f. (birinden/bir şeyden) alakasız olmak
be nothing to do with (someone or something) f. (biriyle/bir şeyle) bir bağı olmamak
be nothing to do with (someone or something) f. (biriyle/bir şeyle) alakası olmamak
be nothing to do with (someone or something) f. (birinden/bir şeyden) uzak durmak
have nothing to do with someone or something f. (biriyle/bir şeyle) bir bağı olmamak
have nothing to do with someone or something f. (biriyle/bir şeyle) alakası olmamak
have nothing to do with someone or something f. (birinden/bir şeyden) uzak durmak
have nothing to do with someone or something f. (biriyle/bir şeyle) ilgisi olmamak
have nothing to do with someone or something f. (biriyle/bir şeyle) bir bağlantısı olmamak
have nothing to do with someone or something f. (biriyle/bir şeyle) görüşmemek
have nothing to do with someone or something f. (biriyle/bir şeyle) ilişkisi olmamak/kalmamak
be nothing to do with somebody/something f. biriyle/bir şeyle bir ilgisi olmamak
be nothing to do with somebody/something f. biriyle/bir şeyle bir bağlantısı olmamak
be nothing to do with somebody/something f. biriyle/bir şeyle bir ilişkisi olmamak
be nothing to do with somebody/something f. biriyle/bir şeyle bağlantı kurmayı reddetmek/istememek
be nothing to do with somebody/something f. biriyle/bir şeyle ilişki kurmayı reddetmek/istememek
be nothing to do with somebody/something f. biriyle/bir şeyle işi olmamak
be nothing to do with somebody/something f. biriyle/bir şeyle bir ilgisi/bağlantısı olsun istememek
have nothing to do with somebody/something f. biriyle/bir şeyle bir ilgisi olmamak
have nothing to do with somebody/something f. biriyle/bir şeyle bir bağlantısı olmamak
have nothing to do with somebody/something f. biriyle/bir şeyle bir ilişkisi olmamak
have nothing to do with somebody/something f. biriyle/bir şeyle bağlantı kurmayı reddetmek/istememek
have nothing to do with somebody/something f. biriyle/bir şeyle ilişki kurmayı reddetmek/istememek
have nothing to do with somebody/something f. biriyle/bir şeyle işi olmamak
have nothing to do with somebody/something f. biriyle/bir şeyle bir ilgisi/bağlantısı olsun istememek
have nothing to do with someone or something f. biriyle/bir şeyle işi olmamak
have nothing to do with someone or something f. biriyle/bir şeyle bir bağlantısı olmamak
have nothing to do with someone or something f. biriyle/bir şeyle bir ilgisi/bağlantısı olsun istememek
not have anything to do with someone or something f. biriyle/bir şeyle işi olmamak
not have anything to do with someone or something f. biriyle/bir şeyle bir bağlantısı olmamak
not have anything to do with someone or something f. biriyle/bir şeyle bir ilgisi/bağlantısı olsun istememek
have something to do with something f. bir şeyle bir ilgisi olmak
have something to do with something f. bir şeyle bir bağlantısı olmak
have something to do with something f. bir şeyle ilgili olmak
have something to do with something f. bir şeye bağlı olmak
have something to do with something f. bir şeyle alakalı olmak
not have anything to do with something f. bir şeyle bir ilgisi olmak
not have anything to do with something f. bir şeyle bir bağlantısı olmak
not have anything to do with something f. bir şeyle ilgili olmak
not have anything to do with something f. bir şeye bağlı olmak
not have anything to do with something f. bir şeyle alakalı olmak
do with someone or something f. biriyle/bir şeyle idare etmek
do with someone or something f. biriyle/bir şeyle yetinmek
have to do with something f. bir şeyle bir ilgisi olmak
have to do with something f. bir şeyle bir bağlantısı olmak
have to do with something f. bir şeyle ilgili olmak
have to do with something f. bir şeye bağlı olmak
have to do with something f. bir şeyle alakalı olmak
what did (someone) do with (something)? expr. (birisi bir şeyi) ne yaptı?
what did (someone) do with (something)? expr. (birisi bir şeyi) nereye koydu?
what did (someone) do with (something)? expr. (birisi/bir kurum) bir şeyi ne yaptı?
what did (someone) do with (something)? expr. (birisi/bir kurum) neden değiştirdi?
what did (someone) do with (something)? expr. (birisi/bir kurum) bir şeye ne yaptı?
what did you do with something? expr. bir şeyi nereye koydun/koydu?
what did you do with something? expr. bir şeyi ne yaptın/yaptı?
what did you do with something? expr. bir şeyi nereye sakladın/sakladı?
could do with someone or something expr. biri/bir şey olsa iyi olurdu
could do with someone or something expr. birine/bir şeye hayır demezdim
could do with (something) expr. (bir şey) olsa iyi olurdu
could do with (something) expr. (bir şeye) hayır demezdim
could do with something expr. bir şeye ihtiyacı var
could do with something expr. bir şey istiyor
nothing to do with (someone or something) expr. (biriyle/bir şeyle) ilgili değil
nothing to do with (someone or something) expr. (biriyle/bir şeyle) alakalı değil
nothing to do with (someone or something) expr. (biriyle/bir şeyle) bir ilgisi/alakası yok
nothing to do with (someone or something) expr. (biriyle/bir şeyle) bir bağlantısı yok
nothing to do with (someone or something) expr. (biriyle/bir şeyle) bir bağı yok
nothing to do with (someone or something) expr. (biriyle/bir şeyle) bir ilişkisi yok
Idioms
do something with a vengeance f. canını dişine takarak/şevkle bir şey yapmak
be able to do something with one's eyes closed f. gözleri kapalı yapabilmek
somebody could do something with their eyes shut f. gözü kapalı yapabilmek
somebody could do something with their eyes closed f. gözü kapalı yapabilmek
be able to do something with one's eyes closed f. gözü kapalı yapabilmek
do something with one's eyes shut f. gözü kapalı yapabilmek
do something with one arm tied behind one's back f. hiç zorlanmadan yapmak
do something with one's eyes closed f. gözü kapalı yapabilmek
could do something with one hand tied behind their back f. (başkasının yaptığını) tek eliyle yapabilmek
have nothing to do with somebody/something f. (biriyle/birşeyle) işi olmamak
could do something with one arm tied behind their back f. (başkasının yaptığını) tek eliyle yapabilmek
able to (do something) with (one's) eyes closed f. (bir şeyi) gözü kapalı (yapabilmek)
able to (do something) with (one's) eyes closed f. (bir şeyin) uzmanı olmak
able to (do something) with (one's) eyes closed f. (bir şeyi yapmak) çocuk oyuncağı olmak
can't do anything with (someone or something) f. (biriyle/bir şeyle) baş edememek
can't do anything with (someone or something) f. (biriyle/bir şeyle) başa çıkamamak
can't do anything with (someone or something) f. (birini/bir şeyi) idare edememek
can't do anything with (someone or something) f. (birini/bir şeyi) zapt edememek
could (do something) with (one's) eyes closed f. (bir şeyi) gözü kapalı yapabilmek
could (do something) with (one's) eyes closed f. (bir şeyi) kolayca/rahatça yapabilmek
could (do something) with (one's) eyes closed f. (bir şeyi) hiç zorlanmadan yapabilmek
could (do something) with (one's) eyes shut f. (bir şeyi) gözü kapalı yapabilmek
could (do something) with (one's) eyes shut f. (bir şeyi) kolayca/rahatça yapabilmek
could (do something) with (one's) eyes shut f. (bir şeyi) hiç zorlanmadan yapabilmek
could (do something) with one arm tied behind (one's) back f. (bir şeyi) kolayca/rahatça yapabilmek
could (do something) with one arm tied behind (one's) back f. (bir şeyi) hiç zorlanmadan yapabilmek
could (do something) with one arm tied behind (one's) back f. (bir şeyi) tek eliyle bile yapabilmek
could (do something) with one hand tied behind (one's) back f. (bir şeyi) kolayca/rahatça yapabilmek
could (do something) with one hand tied behind (one's) back f. (bir şeyi) hiç zorlanmadan yapabilmek
could (do something) with one hand tied behind (one's) back f. (bir şeyi) tek eliyle bile yapabilmek
could do something with your eyes closed f. bir şeyi gözün kapalı yapabilmek
could do something with your eyes closed f. bir şeyi kolayca/rahatça yapabilmek
could do something with your eyes closed f. bir şeyi hiç zorlanmadan yapabilmek
could do something with your eyes shut f. bir şeyi gözün kapalı yapabilmek
could do something with your eyes shut f. bir şeyi kolayca/rahatça yapabilmek
could do something with your eyes shut f. bir şeyi hiç zorlanmadan yapabilmek
do something with one hand behind your back f. çocuk oyuncağı olmak
do something with one hand behind your back f. hiç zorlanmadan yapmak
do something with one hand behind your back f. tek eliyle bile yapabilmek
do something with one hand (tied) behind your back f. çocuk oyuncağı olmak
do something with one hand (tied) behind your back f. hiç zorlanmadan yapmak
do something with one hand (tied) behind your back f. tek eliyle bile yapabilmek
do wonders (for/on/with somebody/something) f. (biri/bir şey için/üzerinde) harikalar yaratmak
do wonders (for/on/with somebody/something) f. (biri/bir şey için/üzerinde/ile) harika iş çıkartmak
do wonders (for/on/with somebody/something) f. (biri/bir şey ile ilgili/üzerinde) mucizeler yaratmak
do miracles (for/on/with somebody/something) f. (biri/bir şey için/üzerinde) harikalar yaratmak
do miracles (for/on/with somebody/something) f. (biri/bir şey için/üzerinde/ile) harika iş çıkartmak
do miracles (for/on/with somebody/something) f. (biri/bir şey ile ilgili/üzerinde) mucizeler yaratmak
could do something with one hand tied behind their back expr. (bunu ben) tek elimle yaparım
could do something with one arm tied behind their back expr. (bunu ben) tek elimle yaparım
Speaking
you can do something good with this money expr. bu parayla iyi bir şey yapabilirsin
Slang
tell (one) what (one) can do with (something) f. (bir şeyi) alıp bir yerine sokabileceğini söylemek
tell (one) what (one) can do with (something) f. (bir şeyi) alıp neresine sokabileceğini söylemek
tell someone what to do with something f. (bir şeyi) alıp bir yerine sokmasını söylemek
tell someone what to do with something f. (bir şeyi) alıp neresine sokması gerektiğini söylemek
tell someone where to put (or what to do with) something f. (birine) alıp bir tarafına sokmasını söylemek
tell someone where to put (or what to do with) something f. (birine) al bir tarafına sok demek
tell someone where to put (or what to do with) something f. (birine) münasip bir yerine sok demek
tell someone where to put (or what to do with) something f. (birine) münasip/uygun bir yerine sokmasını söylemek