İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | eradication i. | eradikasyon | ||
The Commission also financially assists a national food and mouth disease control and eradication programme. Komisyon ayrıca ulusal gıda ve ağız hastalıkları kontrol ve eradikasyon programına da mali destek sağlamaktadır. More Sentences |
||||
Genel | eradication i. | kökünü kurutma | ||
Genel | eradication i. | yok etme | ||
Genel | eradication i. | imha | ||
Medical | ||||
Medikal | eradication i. | eradikasyon | ||
Food Engineering | ||||
Gıda | eradication i. | eradikasyon | ||
Gıda | eradication i. | yok etme |
İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
Politics | ||||
Siyasal | poverty eradication i. | yoksulluğun ortadan kaldırılması | ||
The main thrust of our work in both Assemblies was poverty eradication. Her iki Meclis'teki çalışmalarımızın ana eksenini yoksulluğun ortadan kaldırılması oluşturuyordu. More Sentences |
||||
Medical | ||||
Medikal | eradication therapy i. | eradikasyon tedavisi | ||
Medikal | helicobacter pylori eradication i. | helikobakter pylori eradikasyonu | ||
Medikal | superior bacteriological eradication rates i. | üstün bakteriyolojik eradikasyon oranları |