fall line - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

fall line

Play ENTRENus
Play ENTRENuk
Play ENTRENau


"fall line" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 6 sonuç

İngilizce Türkçe
Geography
fall line i. yamaçtaki belirli bir noktadan aşağıya inilebilecek en dik yol
fall line i. yüksek arazi nehirlerini kıyı ovalarına ulaşmadan önce birleştirerek akıntıya karşı seyrin limitini belirleyen sınır
fall line i. plato kenarı
fall line i. abd'nin doğu kıyısına paralel uzanan apalaş dağları ile kıyı ovası arasında doğal bir kesişim noktası
fall line i. ılıman veya nemli bölgelerde yüksek arazi ile alçak arazi arasındaki doğal sınır
Sport
fall line i. (kayakçılıkta) bir yamaçtaki iki nokta arasında yer alan aşağı yönlü rota

"fall line" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 56 sonuç

İngilizce Türkçe
General
fall into line with f. aynı şekilde hareket etmek
Idioms
fall for somebody hook line and sinker f. abayı yakmak
fall into line with f. aynı düşüncede olmak
fall into line with f. aynı şeyleri paylaşmak
fall into line with f. başkalarının düşüncelerini kabul etmek
fall into line with f. başkalarının izinden gitmek
fall in line f. dediklerini yapmak
fall for something hook line and sinker f. gözü kapalı inanmak
fall in line f. hizaya gelmek
fall into line with the rules f. kurallara riayet etmek
fall in line with the rules f. kurallara riayet etmek
fall in line with the rules f. kurallara uymak
fall into line with the rules f. kurallara uymak
fall in line f. sıra/kuyruk oluşturmak
fall in line f. şartlarına uymak
fall into line f. sıra/kuyruk oluşturmak
fall for somebody hook line and sinker f. tamamen bağlanmak
fall for something hook, line and sinker f. üç kağıda gelmek
fall into line with f. uzlaşmak
fall for (someone) hook, line, and sinker f. (birine) sırılsıklam aşık olmak
fall for (someone) hook, line, and sinker f. (birine) körkütük aşık olmak
fall for (someone) hook, line, and sinker f. (birine) abayı yakmak
fall for (someone) hook, line, and sinker f. (birine) deli gibi aşık olmak
fall for (something) hook, line, and sinker f. (bir şeyi) yutmak
fall for (something) hook, line, and sinker f. (bir şeye aldatmacaya) düşmek
fall for (something) hook, line, and sinker f. (bir şeye) inanmak
fall for (something) hook, line, and sinker f. (bir şeye) sazan gibi atlamak/düşmek
fall for (something) hook, line, and sinker f. (bir şeye) sorgusuz sualsiz inanmak
fall for (something) hook, line, and sinker f. zokayı yutmak
fall for someone hook, line and sinker f. birine sırılsıklam aşık olmak
fall for someone hook, line and sinker f. birine körkütük aşık olmak
fall for someone hook, line and sinker f. birine abayı yakmak
fall for someone hook, line and sinker f. birine deli gibi aşık olmak
fall into line f. yoluna girmek
fall into line f. uyum sağlamak
fall into line f. hizaya gelmek/girmek
fall into line f. genel kurallara, inançlara, davranış biçimlerine uymak
fall into line f. genele uymak
fall into line f. beklenenleri yapmak
fall into line f. beklenenlere uymak
fall into line f. genel kuralların dışına çıkmamak
fall into line f. aynı çizgide ilerlemek
fall into line f. izinden gitmek
fall in line f. yoluna girmek
fall in line f. uyum sağlamak
fall in line f. hizaya gelmek/girmek
fall in line f. genel kurallara, inançlara, davranış biçimlerine uymak
fall in line f. genele uymak
fall in line f. beklenenleri yapmak
fall in line f. beklenenlere uymak
fall in line f. genel kuralların dışına çıkmamak
fall in line f. aynı çizgide ilerlemek
fall in line f. izinden gitmek
Technical
guided type fall arrester on a flexible anchorage line i. esnek bir ankraj hattı üzerindeki kılavuz tip düşmeyi önleme tertibatı
guided type fall arrester on a rigid anchorage line i. sert bir ankraj hattı üzerindeki kılavuz tip düşmeyi önleme tertibatı
Military
line of fall i. düşüş hattı