farklılık - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

farklılık



"farklılık" teriminin İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 36 sonuç

Türkçe İngilizce
Common Usage
farklılık discrepancy i.
General
farklılık distinctness i.
farklılık excursion i.
farklılık distinction i.
farklılık differentness i.
farklılık difference i.
farklılık dissimilarity i.
farklılık diversity i.
farklılık divergence i.
farklılık disparity i.
farklılık disparateness i.
farklılık variety i.
farklılık otherness i.
farklılık diverseness i.
farklılık dividedness i.
farklılık variation i.
farklılık inequality i.
farklılık nonequal i.
farklılık contrast i.
farklılık nonresemblance i.
farklılık unsimilarity i.
farklılık brizure i.
farklılık chop i.
farklılık devergence [obsolete] i.
farklılık disformity i.
farklılık differ [obsolete] i.
farklılık inconfusion [obsolete] i.
farklılık disagreement i.
farklılık discrepance i.
farklılık discriminateness i.
farklılık phase i.
Colloquial
farklılık diff (difference) kısalt.
Trade/Economic
farklılık differential i.
Philosophy
farklılık outness i.
Archaic
farklılık differency i.
farklılık divergement i.

"farklılık" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 100 sonuç

Türkçe İngilizce
General
normalden farklılık deviancy i.
etnik farklılık ethnic difference i.
temel farklılık main difference i.
sektörel farklılık sectoral difference i.
sektörel farklılık sectoral diversity i.
davranışsal farklılık behavioral difference i.
davranışsal farklılık behavioural difference i.
anahtar farklılık key difference i.
esas farklılık key difference i.
temel farklılık key difference i.
büyük farklılık big difference i.
büyük farklılık huge discrepancy i.
duygusal farklılık chasm i.
mizaçsal farklılık idiosyncrasy i.
temel farklılık essential difference i.
bölgeye göre farklılık gösteren bir uzunluk birimi pole i.
zıtlık niteliğinde farklılık counter distinction i.
kamusal hizmetlerin bölgeden bölgeye farklılık göstermesi durumu postcode lottery [uk] i.
farklılık göstermek be different from f.
farklılık göstermek differ from f.
farklılık yaratmak make difference f.
ile farklılık göstermek differ by f.
büyük ölçüde farklılık göstermek differ greatly f.
yaş grupları arasında farklılık göstermek vary across age groups f.
çok farklılık göstermek vary widely f.
farklılık göstermek vary f.
normalden farklılık göstermek degenerate [obsolete] f.
farklılık gösteren differential s.
çok az farklılık gösteren nuanced s.
farklılık ile ilgili variative s.
toplumun davranış normlarından büyük ölçüde farklılık gösteren deviate s.
farklılık gösteren dissonant s.
morfolojiden ziyade metabolik tepkimeler ya da fonksiyonel özellikler bakımından farklılık gösteren physiologic s.
morfolojiden ziyade metabolik tepkimeler ya da fonksiyonel özellikler bakımından farklılık gösteren physiological s.
farklılık gösteren at square [obsolete] expr.
Phrasals
(bir konuda) farklılık göstermek differ in (something) f.
(bir yönden) farklı olmak/farklılık göstermek differ in (something) f.
kişiden kişiye, gruptan gruba değişmek/farklılık göstermek vary between (someone or something) f.
kişiden kişiye, gruptan gruba değişmek/farklılık göstermek vary between (someone or something) and (someone or something else) f.
(biriyle/bir şeyle biri/bir şey) arasında farklılık göstermek vary from (someone or something) f.
(bir şeye) göre değişiklik/farklılık göstermek vary with (something) f.
Idioms
fikirler veya iki grup insanın arasındaki önemli farklılık widening gulf i.
(biri/bir şey) üzerinde bir farklılık yaratmak make a difference (to/in somebody/something) f.
(biri/bir şey) üzerinde bir farklılık yaratmamak make no difference (to/in somebody/something) f.
üzerinde bir farklılık yaratmak make a difference to f.
zerre kadar farklılık not a blind bit of difference expr.
hiçbir fark/farklılık not a blind bit of difference expr.
Trade/Economic
çoklu farklılık analizi multiple-discriminant analysis i.
istatistiksel farklılık statistical discrepancy i.
toplumsal farklılık social differentiation i.
(değeri farklılık gösteren ve farklı saltanatlara ait) altın ingiliz parası rose-rial i.
Politics
farklılık politikaları politics of difference i.
kültürel farklılık cultural diversity i.
kültürel farklılık cultural difference i.
Insurance
şartlarda farklılık difference in conditions i.
tehlikelerde farklılık difference in perils i.
Technical
sadece atomlarındaki elektronların dağılımı farklılık gösteren iki veya daha fazla maddeden her biri electromer i.
farklılık gösteren differential s.
Transportation
farklı güzergahlar üzerinden aynı varış noktasına birim zamanda ulaşma hızındaki farklılık differential rate i.
taşınan mallardaki farklılık nedeniyle doğan ücret farkı differential rate i.
Aeronautic
farklılık ölçüsü catenary i.
Psychology
kişinin biyolojik cinsiyeti ile kendini hissettiği cinsiyetin farklılık göstermesi gender dysphoria i.
Food Engineering
farklılık testleri discrimination tests i.
kontrolden farklılık testi difference from control test i.
kontroldan farklılık testi difference from control test i.
Math
özne ve yüklemleri aynı olup nicelik veya nitelik olarak veya her ikisi bakımından farklılık gösteren iki önerme arasındaki ilişki opposition i.
Statistics
değişken farklılık yöntemi variate difference method i.
normdan anlamlı farklılık gösteren şey deviate i.
Physics
özelliklerin ölçüm yönüne göre farklılık göstermesi anisotropism i.
Chemistry
sadece atom düzeni açısından farklılık gösteren iki optik izomerden biri epimer i.
moleküler yapıları aynı atoma farklı grupların bağlanması nedeniyle farklılık gösteren bir tür izomerizm metamerism i.
moleküldeki atomların uzamsal diziliminde farklılık gösteren ve ayna görüntüsü olmayan bir tür izomer diastereoisomer i.
moleküldeki atomların uzamsal diziliminde farklılık gösteren ve ayna görüntüsü olmayan bir tür izomer diastereomer i.
aynı kimyasal türden olup bir atomla farklılık gösteren homologic s.
aynı kimyasal türden olup bir atomla farklılık gösteren homological s.
Biology
her bir atanın homozigot olduğu sadece üç gen konumunda farklılık gösteren ebeveynlerin melez yavrusu trihybrid i.
eşeylerin boyut olarak farklılık gösterdiği bir eşeyli spor anisospore i.
(organ, organizma veya hücrede) eksenin farklı uçlarında gelişen morfolojik farklılık pole i.
(organ, organizma veya hücrede) kutbun farklı uçlarında gelişen fizyolojik farklılık pole i.
hastalık veya özelliğin varlığı veya yokluğu açısından bir çift ikizdeki farklılık derecesi discordance i.
kendi türü içinde farklılık gösteren canlı sport i.
Zoology
miyosen, pliyosen ve pleistosen çağlarında yaşamış, fillere benzeyen fakat azı dişlerinin yapısı bakımından farklılık gösteren, mammutidae familyasına mensup hortumlu devasa memelilere verilen ad mastodon i.
miyosen, pliyosen ve pleistosen çağlarında yaşamış, fillere benzeyen fakat azı dişlerinin yapısı bakımından farklılık gösteren, mammutidae familyasına mensup hortumlu devasa memelilere verilen ad mastodont i.
Botanic
çiçekleri parça sayısı bakımından farklılık gösteren anisomerous s.
çanak ve taç yaprakları renk ve doku bakımından farklılık gösteren heterochlamydeous s.
olgunlaşmamış ve olgunlaşmış biçimleri farklılık göstermeyen (bitki veya bitki parçası) homoblastic s.
erkek ve dişi organlarının boyları farklılık göstermeyen (çiçek) homogonous s.
Social Sciences
sosyo-ekonomik koşullar bakımından farklılık gösteren bireylerin, bilgi ve iletişim teknolojilerine erişimlerindeki farklılık digital gap i.
nüfusun çoğunluğundan ırk, din veya etnisite açısından farklılık gösteren grup minority i.
Linguistics
aynı dil sistemi içinde yer alıp asgari derecede farklılık gösteren iki fonem arasındaki ilişki opposition i.
anlamların ayırt edilmesini sağlayacak şekilde farklılık göstermek contrast f.
History
(bizans imparatorluğu ve sonra sicilya) görevleri farklılık gösteren bir tür memur logothete i.
Religious
avrupa'daki bazı yahudi toplulukların benimsediği ve mizrahi yahudilerininkinden farklılık gösteren dini törenlere ait veya ilişkili sephardi i.
Geography
çekül doğrusunun gerçek yönü ile dünya tam yuvarlak olsaydı sahip olacağı yönü arasındaki farklılık deviation of the line of the vertical i.
Geology
kimyasal olarak kalsit ile özdeş olup temel fiziksel özellikleri farklılık gösteren bir karbonat minerali aragonite i.
kimyasal olarak kalsit ile özdeş olup temel fiziksel özellikleri farklılık gösteren bir karbonat minerali arragonite i.
mineral kompozisyonu bakımından içinde bulundukları volkanik kayaçlardan farklılık gösteren küçük kitleler veya damarlar schlieren i.
Military
yerel manyetik farklılık anomaly local magnetic i.
Music
büyüklüğü ve tonu farklılık gösteren, birlikte çalınan bir çift davul tabla i.
Photography
optik görüntünün bitişik alanlarının parlaklık açısından gösterdiği farklılık derecesi contrast i.