fast one - Türkçe İngilizce Sözlük
Geçmiş

fast one



"fast one" teriminin Türkçe İngilizce Sözlükte anlamları : 19 sonuç

İngilizce Türkçe
Colloquial
fast one i. çabuk yapılan şey
fast one i. çabucak yapılan şey
fast one i. iki tek atma/ayaküstü yemek yeme
fast one i. hızlıca içki içme, yemek yeme
fast one i. hızlı bir tane (yeme, içme)
fast one i. kandırmaca
fast one i. düzenbazlık
fast one i. kazık
fast one i. el çabukluğu
fast one i. dalavere
fast one i. dümen
fast one i. dolap
fast one i. numara
fast one i. hile
Slang
fast one i. kısa süren seks
fast one i. kısa bir sevişme
fast one i. kısa bir seks
fast one i. şipşak seks
fast one i. hızlı seks

"fast one" teriminin diğer terimlerle kazandığı İngilizce Türkçe Sözlükte anlamları : 52 sonuç

İngilizce Türkçe
General
pull a fast one f. kazık atmak
pull a fast one f. oyuna getirmek
pull a fast one on somebody f. kazık atmak
Colloquial
a fast one i. kazık
a fast one i. oyun
a fast one i. düzenbazlık
a fast one i. dolap
a fast one i. hile
a fast one i. numara
a fast one i. kandırmaca
a fast one i. dalavere
a fast one i. dümen
a fast one i. muziplik
a fast one i. el çabukluğu
a fast one i. hızlı seks
a fast one i. kısa süren seks
a fast one i. hızlıca yapılan şey
pull a fast one f. düzenbazlık etmek
pull a fast one f. dolap çevirmek
pull a fast one f. hile yapmak
pull a fast one f. kazık atmak
pull a fast one f. kazıklamak
pull a fast one f. oyun oynamak
pull a fast one f. numara çekmek
Idioms
pull a fast one f. fırıldak çevirmek
pull a fast one on f. madik atmak
run as fast as (one's) legs can carry (one) f. koşabildiği kadar hızlı koşmak
run as fast as (one's) legs can carry (one) f. olabildiğince hızlı koşmak
run as fast as (one's) legs can carry (one) f. son sürat koşmak
run as fast as (one's) legs can carry (one) f. var gücüyle koşmak
run as fast as (one's) legs can carry (one) f. olanca hızıyla koşmak
as fast as (one's) legs can carry (one) zf. bacaklarının seni taşıyacağı yere kadar
as fast as (one's) legs can carry (one) zf. bacakların kesilene/kopana kadar
as fast as (one's) legs can carry (one) zf. bacakların tutmaz olana kadar
as fast as (one's) legs can carry (one) zf. var gücüyle
as fast as (one's) legs can carry (one) zf. var hızıyla
as fast as (one's) legs can carry (one) zf. olabildiğince hızlı
as fast as (one's) legs can carry (one) zf. olanca hızıyla
as fast as (one's) legs can carry (one) zf. bacakları kopana/kesilene dek
as fast as (one's) legs can carry (one) zf. bacaklarına kuvvet
as fast as (one's) legs can carry (one) zf. var gücüyle
as fast as (one's) legs can carry (one) zf. var hızıyla
as fast as (one's) legs can carry (one) zf. olabildiğince hızlı
as fast as (one's) legs can carry (one) zf. olanca hızıyla
as fast as (one's) legs can carry (one) zf. bacakları kopana/kesilene dek
as fast as (one's) legs can carry (one) zf. bacaklarına kuvvet
as fast as (one's) legs can carry (one) expr. kaçabildiği kadar hızlı
as fast as (one's) legs can carry (one) expr. koşabildiği kadar hızlı
as fast as (one's) legs can carry (one) expr. olabildiğince hızlı
British Slang
pull a fast one f. dolandırmak
pull a fast one f. kazıklamak
pull a fast one f. kandırmak