| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| Computer | ||||
| Bilgisayar | fastest s. | en hızlı | ||
|
Aquaculture is the fastest growing sector of world food production. Su ürünleri yetiştiriciliği dünya gıda üretiminde en hızlı büyüyen sektördür. More Sentences |
||||
| İngilizce | Türkçe | |||
|---|---|---|---|---|
| General | ||||
| Genel | fastest-growing s. | en hızlı büyüyen | ||
|
Transport is the fastest-growing source of global warming gases in Europe. Taşımacılık, Avrupa'da küresel ısınmaya yol açan gazların en hızlı büyüyen kaynağıdır. More Sentences |
||||
| Genel | in the fastest way zf. | en hızlı şekilde | ||
| Phrases | ||||
| İfadeler | the fastest way possible expr. | en hızlı şekilde | ||
| Proverb | ||||
| Atasözü | he travels fastest who travels alone | insan tek başına olursa daha çok yol alır | ||
| Atasözü | he travels (the) fastest who travels alone | insan tek başına olursa daha çok yol alır | ||
| Trade/Economic | ||||
| Ticaret/Ekonomi | world’s 10 fastest-growing economies i. | dünyanın en hızlı büyüyen 10 ekonomisi | ||
| Computer | ||||
| Bilgisayar | fastest mine sweepers i. | en hızlı mayın tarayıcılar | ||
