İngilizce | Türkçe | |
---|---|---|
General | ||
Genel | favours i. | biri için ortaya konan çaba |
Genel | favours i. | çıkar için çalışma |
Genel | favours i. | ilgilenme |
Genel | favours i. | ihtimam |
Genel | favours i. | (özellikle kadın tarafından izin verilen) cinsel yakınlık |
Genel | favours i. | bir şey karşılığında seks yapma |
İngilizce | Türkçe | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | in favours of ed. | lehinde | ||
Genel | in favours of ed. | -e taraftar | ||
Idioms | ||||
Deyim | not do oneself any favours f. | kendine iyi etmemek | ||
Deyim | do somebody no favours f. | birine kötülük yapmak | ||
Deyim | do somebody no favours f. | birinin iyiliğine olmayan bir şey yapmak | ||
Deyim | do somebody no favours f. | birine iyi etmemek | ||
Deyim | do somebody no favours f. | birine kötü etmek | ||
Deyim | not do somebody any favours f. | birine kötülük yapmak | ||
Deyim | not do somebody any favours f. | birinin iyiliğine olmayan bir şey yapmak | ||
Deyim | not do somebody any favours f. | birine iyi etmemek | ||
Deyim | not do somebody any favours f. | birine kötü etmek | ||
Deyim | fortune favours the brave expr. | cesurlar şanslıdır | ||
Deyim | fortune favours the brave expr. | şans cesur insanların tarafını tutar | ||
Deyim | fortune favours the brave expr. | şans cesurların yanındadır | ||